MEHMET AYTAÇ

Hazine arazilerini satışını değerlendiren Doç. Dr. Gaytancıoğlu; “Anlaşılan hazinede para kalmamış sıra şimdi hazine arazilerine gelmiş hatta peşin ödeyenlere kolaylık var; 14,15,16'ncı maddeler bunu düzenliyor” dedi.

“TOPLULAŞTIRMALARLA HAZİNE ARAZİLERİ ARTTI”

Gaytancıoğlu, komisyondaki konuşmasında şunları söyledi: “Hazine arazisi çok, özellikle bizim bölgemizde gördüğümüz bir durum da var, hazine arazilerini fazlalaştırıyorsunuz bunu da toprak toplulaştırması yaparak gerçekleştiriyorsunuz. Birkaç köye gittik sonra tüm köylere gittik aşağı yukarı aynı şeyler var. ‘Benim 10 parça, 120 dekar yerim vardı, yerim 110 dekara düştü, parça sayısı da 8'e düştü.’ Böyle bir toprak toplulaştırması olmaz ama soruyoruz köyde 700 dekar yer artmış, başka köyde 800 dekar yer artmış, başka köyde 500 dekar yer artmış. Bunlar ne oluyor? Bunlar da hazineye geçiyor yani yeni hazine arazileri de yaratıyorsunuz, bu şekilde olmaz ki.”

“EKİLMEYEN 35 MİLYON DÖNÜM ARAZİ VAR”

Türkiye’de halen ekilmeyen 35 milyon dönüm arazi olduğunu belirten Gaytancıoğlu; “Şimdi, burada bu hazine arazilerini satmayı planlıyorsunuz, böyle getiriyorsunuz ama örneğin çok eksik bir konu var, bence bunu burada gündeme almak lazım. Hazine arazisini işleyen bir çiftçi orasını sigortalayamıyor, TARSİM'den sigorta bedeli alamıyor, dolu yağdıysa Allah götürdü oluyor, parasını ödese de sigorta kapsamına alınmıyor. Bu son derece yanlış. Madem bir torba yasa yapıyorsunuz en azından bunu buraya koyabilirdiniz, bunu söylüyorum. Peki, bu hazine arazilerini kim alacak? Tabii ki parası olanlar alacak, dışardan gelenlere de açık” şeklinde konuştu.

“KÖYLÜYE ÖNCELİK VERMENİZ GEREKİR”

Hazine satışlarında köylüye ve topraksız çiftçiye öncelik verilmesi gerektiğini vurgulayan Gaytancıoğlu, “7'nci maddeye bir şey demiyorum o uygun çünkü desteklemelerden de yararlanacaklar. Zaten yirmi yıldır uyguladığınız bu tarım politikası köyden kente göçü kolaylaştırdı, köyler boşaldı, topraklar şuan boş. Ben, burada görmek isterdim ki bu hazine arazileri başta olmak üzere diğer ekilmeyen, biçilmeyen arazilere bir kolaylık sağlayarak bunların üretime kazandırılmasını sağlamanız lazımdı. Bu maddelerin içerisinde böyle bir şey göremiyorum” ifadelerini kullandı.

“KÖYLER BOŞALDI”

Hükümetin, pandeminin başlangıcında 17 ilde yüzde 75 tohum bedava kampanyası çıkardığını ancak vatandaşın bu tohumları alıp ekim yapmadığını kaydeden Gaytancıoğlu, bunun sebebinin ise o illerdeki insanların göç etmiş olduğunu; traktörü, gübre makinesi, ilaç atacak makinesi olmadığını bildirdi.  Gaytancıoğlu şunları söyledi: “Böyle teşvik olmaz. Şimdi de yağ gemileri geliyor, onları yandaş medya fotoğraflıyor, videosunu çekiyor, dışarıdan gelen gemilere muhtaç kaldık. Ayçiçeği ekimini teşvik ediyorsunuz ama yine üreticilerin makinesi yok yani 4 il, 7 ilçe kapsama alındı, böyle bir tarım politikası olmaz. Yani siz her şeye rant gözüyle bakıyorsunuz, sıfırlayalım, dışarıdan gelsin, günü kurtaralım.”

“SÜT HAYVANLARI KESİLDİ”

Gaytancıoğlu sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bakın, et krizi. Şimdi, niye oluyor bu et krizi de? Bu da buna bağlı. Yani hayvan ırklarımız, kombine ırklar, etçi, sütçü ırklar süt fiyatı biraz bozulduğu zaman ete gidiyor. İki yıldan beri et krizi yaşanmıyorsa bunun temel nedeni nedir? Süt hayvanları kesildi, eti için değerlendirildi. Yine başka tarım arazisi meralar, mesela meralar da koruma altın değil, 2/B arazileri de koruma altında değil. Ne zaman bu özel ağaçlandırma çıkardınız? Yine hazine arazileri bunlar. Hep yandaşlara kiralıyorsunuz bunları uzun yıllık, kırk dokuz yıllığına uzun vadeli kiralıyorsunuz. Bunlar köylüden köylü de var işin içerisinde ama köylüye duyurmuyor.”