AYGÜL KONAR Arda açıklamasında, “İktidara çözüm önerilerimizi sunmaya ve vatandaşımızın gerçek ihtiyaç ve gündemini en güçlü şekilde dile getirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “DESTEK PROGRAMLARI KOBİ’LERİN BEKLENTİSİNDEN UZAK” Açıklanan desteklerin yetersiz ve plansız bir şekilde kurgulandığını ifade eden Kerem Arda, açıklamasında şunlara yer verdi: “İntihar haberlerine seyirci kalan iktidar, destek paketlerinde "mış" gibi yapmaya devam ediyor. Saraya hapsolmuş iktidarın esnaftan ve KOBİ’lerden bihaber olduğu anlaşılıyor. İktidarın pandemi nedeniyle işletmeler için açıkladığı 5 milyarlık destek programı ülkemizin yaşadığı ekonomik gerçeklerden uzaktır. Pandemiden etkilenen imalat sektörlerinde çalışan mikro ve küçük ölçekli işletmeler ile teknoloji tabanlı start-up’lar için “Mikro işletmeler 30 bin liraya kadar, küçük işletmeler 75 bin liraya kadar 3 yıl geri ödemesiz, tamamı faizsiz olacak şekilde” destek paketi açıklanmıştır. Açıklanan destek yetersiz ve plansız bir şekilde kurgulanmıştır. Sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olan imalat sanayisine destek verilirken, pandemi sürecinde kapanan hizmet sektörüne ise herhangi bir destek söz konusu değildir. KOSGEB aracılığıyla verilecek olan destek sadece imalat sanayisinde faaliyet gösteren KOBİ’ler ile teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketleri kapsamaktadır. Pandemiden sadece bu iki sektörün etkilendiğini düşünenler hem ekonomiyi bilmiyor hem de ülkemizin yaşadığı ekonomik gerçeklerden habersiz. Pandemiyi yönetemeyen iktidar, pandemi süreci ve ekonomik kriz ile karşı karşıya kalmış olan işletmelerin destekten yararlanmak için ağır şartları sağlamasını istiyor. Zor durumda olan ve birçok yasal yükümlülüğü yerine getirmek zorunda kalan işletmelere can suyu olacak anılan desteklere erişmek de nerdeyse imkansız. Pandemi sürecinden ağır bir şekilde etkilenen firmalardan destek için devlete ödenmemiş vergi, SGK borcu ve istihdam kaybı yaşamamış olmak gibi karşılanması oldukça zor şartlar talep edilmektedir. Bu şartlarda böyle esnaf, böyle KOBİ bulmak adeta Merkez Bankasının kaybolan 130 milyar dolarını bulmak kadar zor. Açıklanan bu destek programı yetersiz ve amacına uygun değildir. İmalat sanayisine verilecek olan 30 bin/75 bin liralık destek ise firmaların yaşadığı sıkıntıları çözemeyecektir. Brüt asgari ücret, 3.577 TL olduğuna göre, mikro bir işletmeye en üst limit olan 30 bin TL kredi verilse bile, söz konusu tutar 8.4 çalışanın sadece 1 aylık brüt ücretine tekabül ediyor. Yani, söz konusu mikro işletmenin 9 çalışanı olursa 1 aylık ücretlerini karşılamıyor. Aynı şekilde, 49 çalışanı olan bir küçük işletmenin söz konusu şartları karşılayıp, başvuru yaptığını ve en üst limit olan 75 bin TL kredi alsa bile 75 bin lirayı brüt asgari ücrete böldüğümüzde 21 çalışanın sadece 1 aylık ücretini karşılayabilecektir.” “BU DESTEK DİYE VERİLEN PARA HİÇBİR YARAYA MERHEM OLMAYACAKTIR” Acil destek bekleyen işletmelerin başında kahvehaneler, cafeler, lokantalar, kuaförler, ayakkabıcılar, kırtasiyeciler, yemek firmaları, hazır giyim ve konfeksiyon mağazaları, düğün salonları, organizasyon firmaları, animasyon şirketleri, fuar firmaları, müzisyenlerin bulunduğunu hatırlatan Arda, “Ağır koşullarda büyük sorunlar yaşayan sektörlere halen destek vermek için şartlar öne sürmek paketlerin samimiyetine güveni ortadan kaldırmaktadır. Özünde destek zaten sorunları olan işletmelere yapılan bir yardımdır. Sorunları olanları destek kapsamından çıkaran anlayışı kabul etmek mümkün değildir. Yine birçok işletme armudun sapı üzümün çöpü mengenesinde hak ettiği desteklerden yoksun kalacak. Sektörler nefessiz kalmış ancak anlayış ve yardım görememiştir. Bu destek diye verilen para hiçbir yaraya merhem olmayacaktır. Ağır koşullar taşıyan destek açıklaması “benden bu kadar ne haliniz varsa görün” yaklaşımıdır. Hükümetin sorunları kavrayamayan ve derde deva çözümlerden uzak yüzeysel yaklaşımları özünde bir yönetim sorunu ile karşı karşıya kaldığımızın esaslı kanıtı mahiyetindedir. İktidar kovid salgını sebebiyle gelir kaybına uğramış veya nakit akışı bozulmuş sektörleri bile bilmiyor. Acil destek bekleyen işletmelerin başında kahvehaneler, cafeler, lokantalar, kuaförler, ayakkabıcılar, kırtasiyeciler, yemek firmaları, hazır giyim ve konfeksiyon mağazaları, düğün salonları, organizasyon firmaları, animasyon şirketleri, fuar firmaları, müzisyenlerin bulunduğunu hatırlatalım. İktidar bu işletmeleri yok sayarak “bakın işte biz pandemi desteği veriyoruz” diyerek kimseyi kandırmasın. Bu işletmelerin milyonlarca çalışanını yok sayan iktidar ağır şartlar taşıyan bir destek programı açıklayarak sorumluluktan kaçamaz. Çözümün değil sorunun bir parçası haline gelen iktidar ve yönetim yaklaşımı kısa aralıklarla açıkladığı ekonomi programları ve destek paketleri ile güvenirliliğini de büsbütün kaybetmiş durumdadır. Sektörlerin boş laflara karnı toktur. Bir yandan yüksek vergi ve prim yükü diğer yandan pandemi, ekonomik krizle ve kur dalgalanmaları nedeniyle yaşanan lojistik ve hammadde sorunları işletmeleri canından bezdirmiştir. Ayrıca hizmet sektöründe yer alan işletmeler uzun süre kapanmış, kısa süre açıldıktan sonra tekrar kapanmıştır. Desteği hak eden küçük esnaf ile birçok sektör unutulmuştur. Bu sektörler işletme hafızasını kaybetmekte, ağır sabit giderlerin altında son nefeslerini vermektedirler. Her işletmenin aynı zamanda nitelikli işgücü yetiştirdiği de unutulmamalıdır. Bu haliyle nitelikli işgücü sorunu sürekli bir sorun olarak sektörlerin başını ağrıtmaya devam etmektedir. Mevcut işgücü dağılıp nitelik kaybederken bir yandan da üretimden ve hizmetten çekilen işletmeler dolayısıyla işsizler ordusuna katılmak durumunda kalmışlardır. İstihdamın sadece ekonominin bir konusu olmadığı, sosyal adalet ve sosyal barışın temini ile toplumun hayatiyetini sürdürmekte esaslı bir rolü olduğunu unutan iktidar, halkından ve onun gerçeklerinden açık bir kopuş göstermektedir Yönetemeyen hükümet halkın öncelikli sorunu haline gelmiştir. ‘Gölge etmesinler başka ihsan istemeyiz’ duygusunda, yönetimden umudunu kesen birey ve kurumlar hukuk, adalet, demokrasi zemininde refah ve sosyal barışın duasındadır” ifadelerine dikkat çekti. “KOBİ’LERİN DEVA’SI İÇİN UYARIMIZI YAPIYORUZ” DEVA Partisi olarak hükümeti, KOBİ’lerin ve esnafın asıl beklentisi olan ve daha önce açıkladıkları destek önerilerini hayata geçirmeye davet ettiklerini ifade eden Arda, sözlerini şöyle sonlandırdı: “DEVA Partisi olarak, kurulduğumuz Mart 2020'den beri yani, 13 aydır yaptığımız gibi, iktidara çözüm önerilerimizi sunmaya ve vatandaşımızın gerçek ihtiyaç ve gündemini en güçlü şekilde dile getirmeye devam edeceğiz. İktidar, öncelikle göstermelik paketler ile işletmelere ve esnafa/vatandaşa hayal satmaya bir son vermeli ve "Sözde Destekler" açıklamak yerine DEVA Partisi'nin önerilerine kulak vermelidir. İktidarın halktan bihaber şekilde tüm sektörleri ve vatandaşlarımızı tehlikeye atan uygulamalarına dikkat çekmeye devam edeceğiz. En yakın zamanda da, koronavirüs salgınından kurtuluş için DEVA önerilerimizi sunduğumuz gibi, iktidar virüsünden ülkemizi tamamen temizlemeyeceğiz. DEVA Partisi olarak hükümeti, KOBİ’lerin ve esnafın asıl beklentisi olan ve daha önce açıkladığımız destek önerilerimizi hayata geçirmeye davet ediyoruz. Geçtiğimiz haftalarda duyurduğumuz KOBİ’ler için 4 Acil Tedbir ve Esnaf için 12 DEVA raporlarımızın derhal uygulamada yer bulması konusunda iktidara çağrıda bulunuyoruz.”