Erikli sahili yerleşim yerinde, daha önceki ve son bayram görüntüleri şaşırtıcı ve inanılmaz. Böylesine vahim görüntülere, Erikli tarihinde ilk kez şahit oldum. Yağmur yağmadığı günlerde ortalık toz duman, yağışlı havalarda çamur; bazı sokaklara giremeyen ve uzaklara park eden araçlar, yollar bakımsız delik deşik ve kaldırılması geciken dağ gibi çöp yığınlarından etrafa yayılan kötü kokular, kurban atıklarının da çöpe atılmasıyla ortaya çıkan, berbat kokulu hazin manzara belediyeye dışarıdan katkı veren kurumların yardımıyla geçici, palyatif çözümlerle idare etmeye yönelik değil, kalıcı çözümlerle çözülmelidir

Özellikle su sorunu şu an temel ihtiyaç. İnanılmaz ama gerçek, Erikli’de yeterli su da yok, üstelik su, yol vb. ödemelerin belediye meclisinde alınan ortak kararla öncelikle onaylanmasına rağmen. 

Kim bilir; yukarıda yazılan sorunların daha da kötüsü olabilir mi, var mıdır? Aklınızdan ne geçiyor? 

Erikli’yi Trakya’nın Bodrum’u yapma vaadiyle ilgili orada yaşayanlar arasında bir anket yapılsa destek verenlerin oranı sizce yüzde kaç olur?

1974 yılında Kıbrıs Çıkartması sürecinde dört arkadaş çadır kamp kurarak başladık Erikli sahil günlerimize. O anki düşüncemizle Kıbrıs’taki soydaşlarımıza saldıran, katleden ve Kıbrıs’ı işgal etmeyi hedefleyen EOKA’cı cuntacı faşistlere Erikli sahilinden karşı sahile bir nevi kafa tutmaydı orada kalışımız.

Yaklaşık 50 yıldan bu yana, kamp çadırcılıkla başlayarak değişik sahil yerleşim yerlerinde ve Erikli’de kalırım. Uzun yıllar Erikli’de kalmış olmanın sorumluluğuyla oraya sahip çıkma, sahiplenme duygularını yaşarım. Geçen yıl, Erikli’de kampta kalan çocuklarımı, konuklarımızla birlikte ziyarete gittik; birlikte çevreyi, arka yüzleri dolaşmaya çıktığımızda Erikli-Mecidiye sahili sınırları arasındaki bölgede garip bir yoğunluk olan deniz kenarında,  deniz suyunun berrak olmadığını; kahverengi renkte ve bulanık olduğunu gördük. ‘Uğur Böceklerinin İsyanı’ başlıklı kısa bir yazı paylaşarak, deniz suyundaki bu değişimin nedenini işaret etmiştim. Yaklaşık iki gün sonra, havadan planörle o bölgeyi dolaşarak tarayan Yılmaz Özkaya, o değişimin olası nedenini daha geniş şekilde paylaşmıştı.

Bu yıl, geçen yıldaki görüntünün çok daha fazlası, daha geniş bir alana yayılarak etkili bir kokuyla birlikte ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Arıtma tesisi tamamen yüzde yüz mü çalışıyor, yarı yarıya mı? Yoksa hiç mi çalışmıyor? Erikli sahilinde yaşayan insanlarımızın bunu öğrenme, bilme hakları vardır. Belediyenin de bilgilendirme yükümlülüğü vardır.Yayla sahili yerleşim yerinde de Erikli’den biraz daha az olmakla birlikte benzeri görüntülerin yaşandığı gözlenmiştir. 

Bu gelişmelerde bu denli kişisel keyfiyet olmamalıdır; yapılan işler orada yaşayanlarla ortaklaştırılarak denetim mekanizmasına kesinlikle açık olmalıdır. 

Siyaseten ‘bir şekilde’ yetkili koltuğa oturanlar, bireysel tutum ve davranışlarıyla hareket etmemelidir. Zira koltuklar geçicidir. Kalıcı olanlar orada oturanlar, yaşayanlardır. Bölgeye yönelik yapılacak her türden projeyi birlikte ortaklaştırmak zorunlu olmalıdır. Ben yaptım oldu mantığının sonu hüsran olur.

Erikli’nin bu haline bakınca şu soruyu soruyorum: “Erikli Trakya’nın Bodrum’u mu olsun yoksa önceki yıllardaki gibi Erikli olarak mı kalsın?” Hadi hayırlısı…

İsmail Gemici