AYŞİN SEÇİL GEZER İlk olarak kendini tanıtan Murat Ali Güneysu, “Öncelikle kendimi tanıtmak istiyorum; 1975 yılında İstanbul’da doğdum. Yaklaşık 33 yıldır savaş sanatları ile uğraşıyorum. Verdiğim eğitimler sırasında Milli Takım Antrenörlüğü de yaptım. Şimdi de Keşan’da bu sporu öğrenmek isteyenleri yetiştiriyoruz. Keşan günden güne büyüyor. Keşan’da sosyal aktivite anlamında bu sporlar önemli bir seçenektir. Bu sporları öğrenmek isteyenlere fırsat var. Bunu ön plana çıkarmak istiyoruz.” dedi. SAVAŞ SANATLARI EĞİTİMİNİ ALAN BİR İNSAN KENDİNDE OLAN YETENEKLERİN FARKINA VARIYOR Keşan’a geldiği 10 yıllık süre zarfında yüzlerce kişiyi eğittiğini belirten Güneysu, “Farklı farklı kesimlerden, iş dünyasından bu spora ilgi gösteren çok kişi var. Bu spora başlayan insanlar bunu içselleştiriyorlar. Bu işin felsefesini ve ruhunu biliyorlar. Savaş Sanatları Eğitimini alan bir insan öncelikle kendinde olan yeteneklerin farkına varıyor. Kişilerin kendilerine olan özgüvenini artıyor. Fiziksel ve ruhsal anlamda gelişmelerine katkı sağlıyor. Bu sporu öncelikle tüm bayanların ve gençlerin yapması gerekiyor. Başta uyuşturucu olmak üzere birçok toplumsal sorunumuz var. Bu sorunların spor ve sanatla aşılabileceğini düşünüyorum. Savaş Sanatları’na salt bir spor olarak bakmak da doğru değil. Bu spor sadece tekme, yumruk atmak değil. Bu sporun içsel bir gelişim süreci var. Bu sporun kendi felsefesi vardır.” ifadelerini kullandı. KİŞİLER RUHSAL FARKINDALIĞA ERİŞİYORLAR Savaş sanatları felsefesinin tasavvuf gibi olduğunu aktaran Murat Ali Güneysu, “Bu sporla kişiler ruhsal farkındalığa erişiyorlar. İnsanlar genelde ruh sağlığına pek zaman ayırmazlar. Savaş sanatlarında, var olan 5 duyunun dışında 6. his üzerinde de çalışmalar yapılır. Bu sporun şu özelliği de var; bunu her yerde yapabilirsin. Benim de bireysel eğitim verdiğim bir iş yerim var. Bu spora son zamanlarda her kesimden ciddi bir ilgi var. Bu sporun kişisel gelişimi büyük oranda arttırdığına inandığımız için bunları söylemek istiyoruz.” şeklinde konuştu. TÜM KADINLARIN BENCE KENDİNİ SAVUNUYOR OLMASI GEREKİR Uzun bir süredir Savaş Sanatları Sporuyla ilgilenen Banu Saygı da bu sporla ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Ben savaş sanatlarına neden yönlendim; bedensel yorgunluk uyuyarak çok rahat giderilebilir. Ruhsal yorgunluk en güzel meditasyonla gider. Ben, savaş sanatlarında bunu buldum. Tüm kadınların bence kendini savunuyor olması gerekir. Neyle karşılaşacağımız hiç belli değil. Bu spora başladıktan sonra kendime daha çok güveniyorum, bu yüzden savaş sanatlarını seçtim. Çok mutluyum, çok iyi gidiyor. Bu sporu bir hayat felsefesi olar görüyoruz.”