<p style="margin-bottom:.0001pt"><u><span style="line-height:normal"><b><span style="font-size:10.0pt"><span helvetica="" style="font-family:">BÜLENT SAYLAM</span></span></b></span></u></p> <p style="margin-bottom:.0001pt"><span style="line-height:normal"><span style="font-size:10.0pt"><span helvetica="" style="font-family:">Saros kıyılarındaki kumsal ve sahiller doğal SİT alanları olup bütünlük arz eden alanlar olduğunu belirten <b>Kaçar</b>, <b><i>“Deniz kıyılarında bu bütünlüğün korunması gerektiği, parçacık bir yaklaşım ile kumsalı kaplayan işletmelerin faaliyetine kiralama yoluyla izin verilerek doğal SİT alanlarının yoğun bir ticari faaliyete ve yapılaşmaya yol açılacağı kuşkusuzdur. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler doğal SİT alanları ve korunması gerekli tüm korunan alanlar açısından bu bütünlüğe vurgu yapmıştır. Halkın özgürce yıllardır denize girdiği Saros kumsallarının özel işletmelere kiralanması sonucu buralarda ticari alanlar oluşturulması doğal SİT alanına dair tüm koruma düzeyini etkisiz, geçersiz ve anlamsız kılar.”</i></b> dedi.</span></span></span></p> <p style="margin-bottom:.0001pt"><span style="line-height:normal"><b><span style="font-size:10.0pt"><span helvetica="" style="font-family:">ERİKLİ KUMSALI 3.DERECE DOĞAL SİT ALANIDIR</span></span></b></span></p> <p style="margin-bottom:.0001pt"><span style="line-height:normal"><b><span style="font-size:10.0pt"><span helvetica="" style="font-family:">Bülent Kaçar</span></span></b><span style="font-size:10.0pt"><span helvetica="" style="font-family:">, sözlerine şöyle devam etti: <b><i>“Anayasa ve kıyı kanunu gereğince kıyı alanları korunması gerekli, hassas bölgeler arasında özellik gösteren alanlardır. Diğer yandan SİT alanı ile ilişkili kıyı alanlarının dokusu ve yapısını oluşturan imar planlarını göz ardı ederek ticarileştirmek, yapılaştırmak hem SİT alanında korunması gerekli doğal varlıkları ve dokuyu ortadan kaldırabileceği gibi kıyı alanlarına ilişkin mevzuatı uygulanamaz kılan uygulamalara neden olacaktır. Saros kıyılarında yaşayanların karşı çıkmasına rağmen bakanlıkça deniz kıyılarının ve kumsallarımızın özel işletmelere kiralanması milletin iradesine karşı çıkmaktır. Bakanlık ne Anayasanın ne de kıyı kanununun aleyhine idari kararlarla halkımızın özgürce sahilleri, kumsalları kullanmasına, denize özgürce ulaşmasına engel olacak kiralamaların ihalelerini iptal etmelidir. Saros Körfezi’nin doğal varlıkları parası olana değil, tüm insanlığa aittir. Dünya Kültür ve Tabiat Mirasının Korunması Sözleşmesi’nin 1’inci ve 2’nci maddeleri gereğince doğal miras olan Erikli kumsalı 3.Derece Doğal SİT alanıdır.”</i></b></span></span></span></p> <p style="margin-bottom:.0001pt"><span style="line-height:normal"><b><span style="font-size:10.0pt"><span helvetica="" style="font-family:">ERİKLİ KUMSALININ GENİŞLİĞİ YARI YARIYA AZALMIŞTIR</span></span></b></span></p> <p style="margin-bottom:.0001pt"><span style="line-height:normal"><b><span style="font-size:10.0pt"><span helvetica="" style="font-family:">Kaçar</span></span></b><span style="font-size:10.0pt"><span helvetica="" style="font-family:">, sözlerini şöyle sürdürdü: <b><i>“Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sesleniyoruz: Kıyılar halkındır. Anayasanın 43. maddesine göre sahil şeritlerinden yararlanma da öncelikle kamu yararı gözetilir. Yanlış ve hatalı Yayla Limanı yapımı ile Yaylalılar yıllardır büyük mağduriyet yaşamaktadırlar. Danişment civarına yapılan mendirek ile Erikli kumsalının genişliği yarı yarıya azalmıştır. Sahillerimizin atık su arıtma tesislerini yapmak yerine kumsallarımızı kiralamaya çalışan bakanlığın amacı kâr elde etmek midir? Bu durumları dahi gözetmeyen korumacılıktan uzak kararlar kamu yararına ve kıyı kanununa açıkça aykırıdırlar. Tüm Saros kumsallarının kiralanması kararından ve yapılacak ihalelerden vazgeçilmelidir.”</i></b></span></span></span></p>