HABER MERKEZİ

Yazla’nın konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “Öğretmen Strateji Belgesi” hazırlanmış ve 9 Haziran 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

Strateji belgesinde, öğretmenlerin okul müdürü, meslektaşı, öğrenci ve velilerin de değerlendirme sürecine katılacağı belirtilmiştir. Bu değerlendirme sonuçları ile kariyer basamakları oluşturulacağı, görevde yükselme, yurtdışına görevlendirme, ödüllendirmenin bu sonuçlara göre yapılacağı, 4 yılda bir öğretmenlerin “öğretmen yeterlilikleri” çerçevesinde sınava alınacağı ifade edilmiştir.

Bu kapsamda, ‘Öğretmen Performans Değerlendirme Kriterleri’ adı altında 12 ilde pilot seçilen okullarda öğretmenlerimiz, yine bir angaryanın, objektiflikten uzak bir değerlendirmenin ve ayrıca huzurlu bir çalışma ortamı yoksunluğunun içine sürüklenmektedir.

MEB tarafından 2016 yılında devreye sokulan ve Eğitim-İş olarak dava konusu da yaptığımız, performans değerlendirme sistemi, öğretmenlik mesleğini değersizleştirmenin geldiği noktayı göstermektedir.  Bu değerlendirmelerin bütünüyle ‘yandaş-muhalif’ çerçevesinde gerçekleştiği ve MEB’in amacının eğitimde ücretli, sözleşmeli ve güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmak olduğu ve bunun baskı unsuru olarak kullanılacağı herkesin malumu olmuştur.

Türkiye’de eğitimde yaşanan nitelik sorununun nedeni öğretmen değildir. Öğretmen eğitimin temelidir ancak öncelikli olan eğitime yaklaşım anlayışının ulusal olması, siyasi değil ulusal hedeflerin ön plana çıkarılmasıdır.

Eğitim-Öğretimde verilen kararların tamamen siyasal olduğu, kariyer ve liyakatin hiçe sayılarak yandaşlık temelli kadrolaşmanın hakim olduğu bir ortamda nitelikli eğitimden söz edilemez.

Okulların ihtiyaca ya da talebe göre değil siyasi iktidara, siyasetçilere, vakıflara, derneklere göre dönüştürülüp şekillendirildiği, eğitimin temel unsurlarından olan müfredatın dahi içinin boşaltıldığı, sınav sistemlerinin bilimsel veriler ve istatistiklerin değerlendirilmesi ile değil talimatla değiştirildiği bir ortamda nitelikli bir eğitimden söz edilemez. Temel değerimiz olan Cumhuriyetimizin kurucu ilkelerinin ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün göz ardı edildiği bir ortamda nitelikli eğitimden söz edilemez.

Mülakat ile sözleşmeli öğretmen alımının hakim kılındığı bir anlayışın terk edilmemesi durumunda eğitimde başarının yakalanması mümkün değildir. Kadro her öğretmenin hakkıdır.

Eğitim-İş olarak, Bakanlığın eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek ve okullarda bilimsel, laik, ulusal, demokratik ve nitelikli bir eğitim anlayışını yerleştirmek yerine, öğretmeni itibarsızlaştıracak, iş güvencesini ortadan kaldıracak bir eğitim anlayışını yerleştirmesine izin vermeyeceğiz.”