ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY

Zaman geldiğinde sandıkta iktidarı değiştirmesini bilirseniz demokrasinin halk için çok önemli getirileri olur. Örneğin ufukta yenilgi ihtimali görünüyorsa öğrencilerin birikmiş kredi faizleri silinir. Bir zamanlar “Ben burada oldukça bu sorunu çözmem” diye efelenenler koltuk elden gitmeye yüz tutunca EYT sorununu çözmek için akıl almaz bir hoş görü ve çaba ile çözüm aramaya koşarlar. Çiftçi 1 isterken 2 verirler. Seçimin yüzü suyu hürmetine 500 bin kişi konut sahibi olabilmenin şansını yakalar.

Örnekler saymakla bitmez..

***

AKP’nin 20 yılı aşan iktidar döneminde 10 dan fazla yerel ve genel seçim oldu. Bu süreçte AKP, seçimleri her ne olursa olsun kazanacağından o kadar emindi ki bütçe kalemleri ile hiç oynamadı. Seçim ekonomisi kurnazlığına sapmadı. Yani bol kepçe ekonomisine hiç tenezzül etmedi. Başarılı yıllarıydı. Halkın güvenini henüz yitirmediği, partide ekip çalışmasının henüz sonlandırılmadığı, partinin TEK ADAM’a kaptırılmadığı bir sistemle oturduğu yerden seçim kazanabiliyordu. Ne zaman ki Sn. Erdoğan son seçimde “Bu kardeşinize verin bu yetkiyi; enflasyon, kur, döviz, faiz neyin; nasıl çözülüyor göstereyim” dedi. Halkımız da inanıp o yetkiyi verdi. Ne yazık ki o günden sonra hiçbir şey eskisinden daha iyi olmadı. 2002 de AKP’yi iktidara getiren seçmenler bu defa aynı nedenlerle aynı gerekçelerle yönünü değiştirdi. AKP için çanlar çalmaya başladı. Güvenilen dağlara karlar yağmaya başlayınca durumun vehametini görenler, seçmenler için nur yağdırma yarışına girdi.

***

Bu ülke insanı böyle BOL KEPÇE vaatlerine karşı deneyimli.. Yaşadıkları ekonomik sıkıntılar olsa da bu yağan nurların seçim sonrası ödenecek olan ağır bedeli de var. Bunu zaten biliyorlar. Kaldı ki insanlar “Bu kadar bol imkan vardı, sorunlar bu kadar kolay çözülebiliyordu da niye bugünleri beklediniz” diye de soruyorlar. Seçmenler, hele bu son yılda iktidarın “Faiz sebep, enflasyon sonuç” diyerek NAS’ı da kendi kafalarına göre yorumlayarak yarattıkları akıl almaz YERLİ ve MİLLİ ekonomik model sonucunda hayallerini çalanlardan, çalınanların hesabını sormaya hazırlanıyorlar.

***

Nur yağdırmak yetmiyor. İnsanlar sadece para değil artık adaletin ne işe yaradığını görerek “Hak, hukuk, adalet” istiyorlar. Emekliliklerinde hiç kimseye muhtaç olmadan yaşamak istiyorlar. Onurlu birşekilde ölmek istiyorlar. Gençler kendi anavatanlarında iş güç sahibi ve mutlu olmak istiyorlar. Kendi yuvalarını kurmak istiyorlar. Babalar çocuklarına harçlık verebilmek, para kalırsa Sultaniçe’de GÜL Ali’nin lokantasında 2 lokma bir şeyler yemek istiyorlar. Kadınlarımız Enez’den kalkıp Keşan’a Cumartesi pazarına gitmek alış/veriş yapmak istiyorlar.

Bunlar hep bizden çalınan zavallı hayallerimiz. Çok şey de istemiyorduk.

***

AKP bu ülkede 10-15 yıl çok güzel bir süreci hepimize yaşattı. Ben o süreçte, 60 yaşımdan sonra ev sahibi oldum, emekliliğimi çok güzel yaşadım. Bunu inkar etmeyelim. Ama artık geçmişin mirası ile geleceği şekillendiremeyiz. AKP artık parti olmaktan çıkmıştır. Yorgun ve şaşkındır. Kendi kurtuluşu bile bu seçimdedir. Tek adam rejimine EVET diyerek öyle büyük yanlış yapılmıştır ki eğer parlamenter sistem devam etseydi bu seçimin de galibi yine AKP olabilecekti. Koalisyonla bile olsa MHP’ye muhtaç olmadan iktidarını sürdürebilecekti.. Yanlış diyen var mı?

O yüzden bu gidişat sonunda AKP’ye “Kendi düşen ağlamaz” demek de mümkündür.