MEHMET AYTAÇ

Belediyenin, Edirne Kızılay Merkezi ile ortaklaşa düzenlediği Kan Bağışı Kampanyası’nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Mustafa Helvacıoğlu, “Geçtiğimiz pazar günü Erikli sahilinde talihsiz bir yangın meydana geldi. Yangının çıkmasının sebebi, 30 yıldır olan bir pazaryerinin tek direkten beslenmesi. Buradaki elektrik, oradaki kooperatif ve esnaf adına. Belediyenin organizasyonunda değil, böyle bir sorunu kooperatifin sorunu olarak da görmüyoruz. Bu hepimizin sorunu” dedi.

“PAZARYERİNİ YENİLEYECEKTİK”

Belediye kompleksinin bahçesinde dün açıklamalarda bulunan Helvacıoğlu, göreve geldiklerinden beri Erikli’deki pazaryerini yenilemek için çalışma halinde olduklarını belirtti. Pandemi nedeniyle geçtiğimiz yıl yapılamayan pazaryerinin, önümüzdeki sezona yetişeceğini bildiren Helvacıoğlu, muhalefet partilerinin eleştirilerine de tepki gösterdi. Helvacıoğlu, şunları söyledi: “Biz yangın çıkmadan 15 gün önce oradaki işyerlerinin kurmuş olduğu kooperatif yetkilileri ile bir toplantı yaptık. 2 senedir oradaki pazaryerini yenilemek için çaba sarf ediyoruz. Pandemi nedeniyle pazaryerinin yenilenmesini önümüzdeki yaza bıraktık. Bu kış dersimizi çalışıp projelerimizi hazırladık. Bu sene orada ya yerinde kalacaktı ya da yeni bir yere geçmek üzere bir planlama yapmıştık. Bu yangının olmasından sonra, artık yeni bir pazaryeri yapmak üzere kooperatif yetkilileriyle oradaki işi olan üyelerle beraber yeni bir alan üreteceğiz. Bu kaçınılmaz oldu. Zaten yapacaktık. Yangının sezon sonu olması ve bir can kaybı olmaması yüreğimizi serinletti. Sezon ortası olsaydı yenilenmesi çok zor olacaktı. Hazır sezon sonuna denk geldi. Talihsiz bir yangın, olmasaydı daha iyiydi ama artık yapacak bir şey yok. Bu yangına olumlu tarafından bakmayı yeğledik. Oradaki kardeşlerimizle yangın sabahında başkan yardımcılarım yangının 5. dakikasından itibaren oradaydılar.”

“KALİTELİ SİYASET YAPILMALI”

Helvacıoğlu, olay yerine hemen ulaştıklarını ve yangına anında müdahale edildiğini belirterek, dükkânlarda petrol ürünlerinden elde edilen plastik eşya ve oyuncakların satılmasından dolayı yangının çok kısa sürede yayıldığını söyledi.

Muhalefet partilerinin açıklama ve eleştirilerini kabul etmediğini vurgulayan Helvacıoğlu; “Biz yangın yerine muhalefet gibi akşamüzeri gitmedik. Daha sabahın köründe oradaydık. Bizim hızlandırılmış ve sıkıştırılmış yangın aracımızla müdahale ettik. Ancak 9 odalı bir ev düşünün yangın çıkmış diğer odalara hemen sıçramış. 5-10 dakika içinde yayıldı. Çünkü burada plastik malzemeler satan, petrol maddesinden yapılan ürünler satıldığı için itfaiye çabuk da gelse geç de gelse o yangının 10 dakikada oluşması aşikârdır. Bunu kimse önleyemezdi. Bizim itfaiyemiz konusunda hiç kimseden eleştiri kabul etmiyoruz. Siyaset kaliteli bir siyaset olmalı. Orada gidip sadece fotoğraf çektirmek için, belediyeye nasıl laf atarım, çamur atarım derdinde olan muhalefetin doğru yapmadığını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“MUHALEFET, FELAKETLERDEN EKMEK ÇIKARMA DERDİNDE”

Mustafa Helvacıoğlu açıklamasını şöyle tamamladı: “Siyaset böyle yapılmaz. Orada sadece belediyeyi eleştirip ‘yanındayız’ demekle yanında olunmaz. Sabahın köründe biz de gittik. Hem devlet hem belediye kanadından yaraların sarılacağını bildirdik acılarını paylaştık. Ama akşamüzeri gideceksin, yanında kimse yokken yanındayız diyeceksin fotoğraf çektireceksin. Sırf basına malzeme olsun diye ‘buradan ekmek çıkar mı bana’ diye orada olacaksın, bu böyle olmaz. Bunu Türkiye’deki orman yangınlarında da diğer afetlerde de gördük. Muhalefetin işi gücü afetlerden nasıl ekmek çıkarmak. Bu yara sarmak değil. Bu teşvik etmektir, olumsuzluğu teşvik etmektir. Bu şehir bizim şehrimizdir. Muhalefet başkanları talihsiz beyanatlar vermişlerdir. Hep beraber oturur konuşulur ‘neler yapılabilir’ diye. Bu gün biz dükkânı yanan kardeşlerimizi belediyemize davet ediyoruz. Neler yapabiliriz diye tartışacağız. Biz yaraları nasıl sararız derdindeyiz, nasıl seneye daha güzel bir pazar yeri yaparız derdindeyiz. Para pul işi ayrı, kucaklaşmak, dayanışma, iş birliği ayrı. Ama pazar günü yangın varken sen yatağında uyuyacaksın, akşam saati ‘ya biz de gidelim herkes gitmiş’ moduna gireceksin, çamur atacaksın, bu kaliteli siyaset değil. Bunun adını söylemek istemiyorum ama provokatörlüğe kadar gider, bunun Türkiye’de örnekleri var. Bunlara gerek yok.”