HABER MERKEZİ

Demirkıran açıklamasında “450 milyar dolar borcu muz var. Bu durumda borcumuz Türk parası karşılığı olarak yüzde 20 artmış oldu. Fakirleştik, alım gücümüz eridi. Dövizde ki bu yükseliş ciddi bir maliyet artışına, sonuçta enflasyona sebep olacaktır” dedi. 

AKP iktidarının ekonomik olarak ipleri elinden kaçırdığını söyleyen Demirkıran, “‘Borcu borçla kapama’ diye bir deyim vardır. Borcu olan adamın, bir bankaya borcunu kapamak için diğer bir bankadan borç alması olarak bu deyimi kullanırız. AKP hükümeti bizi bu durumdan daha zor bir duruma getirdi. Nisan ayında 24 milyar borç ödemesine karşın 66,8 milyar TL borç alındı. Mayıs ayında da 19,6 milyar TL borç ödemesi yapılacak olmasına karşılık hazine 40 milyar TL borçlanacağını açıkladı. Bu borç sarmalı ve devamlı borç arayışımız sebebiyle paramıza güven azaldı ve döviz fiyatları uçtu, gitti. Bu gelişmeler olurken Anadolu Ajansı hükümeti nasıl kurtarırım derdine düştü. Türk lirasına karşı manipülatif saldırılar gerçekleştirildiğini, dövizin bu sebeple yükseldiği söyledi. Bizim endişemiz; Bu ciddi gelişmeler karşısında nasıl önlemeler alınacağı konusunda çalışma yapması gereken hükümette yıllardır sürdürdüğü yanlış ekonomik politikalardan vazgeçtiğine dair bir çalışma görünmüyor” diye konuştu. 

BADANA YAPALIM?

Demirkıran sözlerini şöyle sonlandırdı: Yandaş medyanın ve şimdi de Anadolu Ajansının, sorunları görmezden gelen, hükümete toz kondurmaktan başka görevi olmadığı şekilde davranışını görünce şu fıkranın zamanıdır diye düşündük; Düşman donanması Çanakkale boğazına yaklaşmış. Durduracak deniz gücümüz yok ya da yeterli değil. İstanbul’a gelebilirler telaşı sarayı sarmış. Padişah ‘nasıl önlem alırız’ diye kıvranmakta. Vezirlerini, kumandanlarını bir araya getirip kurtuluş reçetesi aradıkları bir toplantıda, hizmet için orada bulunan ‘Halayık’ sıfatı verilenlerden biri, dayanamaz söze girer. ‘Efendim Yedikule surlarını hemen badana edelim. Düşman donanması geldiğinde şöyle desin. Bu surlar çok sağlam. Yıkamayacağımıza göre çekip gidelim.’ Padişah dinlediği bu tekliften sonra heyetin yüzüne bakar ve ellerini açarak dua eder’ Yarabbi şu halayık kadının aklını bir günlüğüne bana ver de bir gece olsun rahat uyuyayım.’ Biz de yandaş medyanın aklıyla rahat uyuyalım mı? Ne dersiniz?”