DHA

Yapılan ilk incelemede, kaçakların, sıfırın altına düşen soğuk havada donarak öldükleri tespit edildi.
Edirne'nin Meriç ilçesinde, Hudut Kartalları ve Jandarma Komutanlığı ekiplerince yapılan denetimlerde, bir kısmı Yunanistan polisince yakalanarak paraları ile cep telefonları alındıktan sonra Türkiye'ye geri gönderildiği öne sürülen 5 günde 713 kaçak yakalandı. Çoğunluğu Afganistan ve Suriyeli olan kaçaklar işlemlerinin ardından Edirne Göç İdaresi'ne teslim edildi. Yunanistan sınırındaki Meriç Akçadam köyü ve Adasarhanlı köylerinde ise birer gün arayla 3 erkek cesedi bulundu. Akçadam köyü ova mevkiinde Cumartesi günü suni göletin kenarında bulunan cesedin, 35 yaşındaki Afganistanlı bir kaçağa ait olduğu belirlendi. Uzunköprü Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında ilk yapılan incelemede kaçağın sıfırın altına inen soğuk havada donarak hayatını kaybettiği belirlendi. Savcılık incelemesinin ardından Afgan kaçağın cesedi otopsi için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi.
ADASARHANLI KÖYÜ'NDE 2 CESET BULUNDU
Yunanistan sınırındaki Meriç ilçesine bağlı Adasarhanlı köyünde de birer gün arayla iki erkek cesedi daha bulundu. Meriç Nehri yakınlarında bulunan 2 cesedinin de Yunanistan'a yasa dışı yollardan giden ve 'geri itme' yöntemiyle Türkiye'ye gönderilen kaçaklar olduğu tespit edildi. Savcılık incelemesinin ardından biri 5 saat, diğeri 2 gün önce öldüğü belirlenen erkek cesetleri Meriç Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Yapılan incelemede birinin 25, diğerinin ise 35 yaşlarında olduğu ve soğuk hava nedeniyle donarak öldükleri tespit edildi.
3 kaçağın cansız bedenleri, kesin ölüm nedenlerinin belirlenmesi için ve kimlik tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi.
ÖLEN AFGANI YUNAN KARAKOLUNDA GÖRMÜŞ
Edirne Jandarma Komutanlığı ekiplerince yakalanan kaçaklardan Afganistan uyruklu Jamaluddin Malangi (35), donarak ölen 3 erkekten Afganistan uyruklu olan kaçağı, Yunanistan'a geçtiklerinde tutuldukları kampta gördüğünü söyledi. Kendisinin de diğerleri gibi Yunan polisinin şiddet kullanarak Türkiye'ye gönderdiğini anlatan Malangi, "Biz karşı tarafa geçtikten sonra 3 gün ormanda kaldık. Yunan tarafındaki bir köyde polisler geldi. Bizi yakaladılar ve götürdüler. Bir gece kaldıktan sonra kamyonla nehir kenarına getirdiler. Sistematik bir şekilde 2 bot vardı, biri gidiş, diğeri geliş durumundaydı. Bizi bu şekilde Türkiye'ye geri gönderdiler. Donarak ölenlerden Afganistanlı olanı, Yunanistan'da tutulduğumuz karakolda görmüştüm. Diğerlerini tanımıyorum" diye konuştu.
Yasa dışı yollardan geçtikleri Yunanistan'da polis tarafından yakalandıklarını ve kendilerine şiddet uygulandığını öne süren Malangi, Yunanistan polisinin merhametsiz olduğunu ancak Türk askerinin Müslüman ve merhametli olduğunu da sözlerine ekledi.

PANTOLON VE AYAKKABILARI YOK
Yunan polisinin 'geri itme' yöntemiyle Türkiye'ye gönderdiği Afgan göçmenin ölü bulunduğu
Edirne'nin Meriç ilçesine bağlı Adasarhanlı köyü çevresinde, Meteoroloji verilerine göre, gece hava sıcaklığının sıfırın altında 2.3 derece olduğu ancak hissedilen sıcaklığın sıfırın altında 6 dereceye düştüğü belirlendi. Ayrıca, donarak ölen 3 göçmenin pantolon ve ayakkabılarının olmadığı ve kıyafetlerinin bile donduğu tespit edildi. Göçmenlerin Meriç Nehri'nden geçerken ıslandığı ya da bot yerine yüzerek Türk tarafına geçmeye zorlandığı değerlendiriliyor.
DAHA ÖNCE KÖYLÜLER DONMAKTAN KURTARMIŞTI
Edirne'nin Uzunköprü ilçesine bağlı Kiremitçisalih köyünde 15 gün önce de aralarında Yemen, Filistin, Cezayir ve Faslıların bulunduğu 14 göçmen, yasa dışı yollardan geçtikleri Yunanistan'da polis tarafından yakalanmıştı. Göçmenler, iddiaya göre, Yunan polisi tarafından dövülerek Türk tarafına cep telefonları, paraları ve kıyafetleri alınarak gönderilmişti. Köylüler tarafından yarı çıplak halde bulunan göçmenler, köy kahvesindeki soba başında ısındıktan sonra, köylülerin getirdiği kıyafetleri giymiş, ardından da jandarma ekiplerine teslim edilerek işlemleri için Edirne Göç İdaresi'ne götürülmüştü.
Göçmenlerden Faslı Yasin Şidri (25), Yunanistan'da yakalandıktan sonra 3 gün hapiste kaldıklarını belirterek yaşadıklarını şöyle dile getirmişti:
"Bizi Türkiye sınırına getirdiler. Üzerimdeki elbiseleri ve eşyalarımı aldılar. Sadece iç çamaşırlarım kaldı üzerimde. Bizi dövüp işkence yaptılar. Bunları bize yapanlar Yunan polisleriydi. Toplamda 10 kişilerdi, biz yaklaşık 80 kişiydik. Yunan polislerinin yüzlerinde maske vardı. Bizi demir parçasıyla dövdüler."