HÜSEYİN ÜNSAL YÜCEL Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun mecliten geçirilerek, yasalaştığını ve Resmi Gazete’de yayımlandığını ifade eden Erol Yazla, “Alanlardaki tüm kitlesel basın açıklamalarımıza, TBMM Milli Eğitim Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonundaki itirazlarımıza, meclis önünde polis engeline rağmen kanun teklifine karşı yaptığımız basın açıklamamıza, binlerce eğitim emekçisinden topladığımız dilekçeleri TBMM sunmamıza rağmen Öğretmenlik Meslek Kanunu yaptım oldu mantığı meclisten geçirilerek yasalaştı ve Resmi Gazete'de yayımlandı. Eğitim çalışanlarının haklı taleplerinin hiçbiri dikkate alınmadan yapılan bu yasada aşağıdaki soru ve sorunların karşılığını arıyoruz. Öğretmenlerin eşdeğerlerinden % 50 eksik maaş almaları ile ilgili bir düzenleme mi getiriyor? 3600 ek gösterge neden hemen uygulanmıyor? Adil bir ek ders ücret düzenlemesi mi getiriyor? Sıra tayin sistemini geri mi getiriyor? Laik ve bilimsel eğitim sistemi için bir düzenleme mi getiriyor? Öğretmen yetiştirme esaslarını mı belirliyor? Ataması yapılmayan 700 bin öğretmene gelecekle ilgili bir umut mu veriyor? Adaletli bir norm kadro düzenlemesi mi getiriyor? Kadın öğretmenlere ücretli 1 yıl doğum izni mi getiriyor? Öğretmenlerin hizmet yıllarına göre yıpranma payı mı getiriyor? Çağ dışı mülakat sistemini ortadan mı kaldırıyor? Ek ders ve sınav ücretlerimizin emekliliğe de sayılması hükmünü mü getiriyor? Yönetici atamalarına esas olması gereken liyakatli bir düzenleme mi getiriyor? Öğretmenlere yaptırılan angarya görevlere bir engelleme mi getiriyor? Okul yönetimlerinin mobbing ve keyfi uygulamalarına karşı öğretmenleri koruyucu bir düzenleme mi getiriyor? Öğretmenlere kreş, öğle yemeği ve ulaşım desteği mi sağlıyor? Öğretmenlerin nöbet uygulamasına bir düzenleme mi getiriyor? Aslen 6 madde olan ve bir teneffüs arasında bile yazılabilecek olan bu kanun; işletme mantığı ile rekabeti esas alan; öğretmenleri uzman, başöğretmen sıfatlarıyla ayrıştıran ve emeğimizi değersizleştirip hiçbir temel sorunumuza çözüm getirmeyen bir kanun olmuştur. Üstüne üstlük tepeden inme getirilen bu kanun 20 yıldır yapboza çevrilen eğitim sistemimize müjdeymiş gibi sunuluyor” dedi. ÖSYM ELİYLE YAPILAN BU HAMLENİN ADI UMUT TACİRLİĞİDİR Diğer bir konunun ise eğitim sisteminin en önemli kilometre taşlarından olan üniversiteye giriş sınavındaki hayati değişiklik olduğunu dile getiren Yazla, “Eğitimin hiçbir paydaşına sormadan, bilime ve akla kulak vermeden, hangi ihtiyaca cevap olduğu bilinmeyen bu değişikliklere göre üniversiteye girişte TYT ve AYT sınavlarında baraj sistemi kaldırılmış, yerleştirmede ortaöğretim başarı puanının esas alınacağı belirtilmiş ve 135 dakika olan TYT’nin süresi 165 dakikaya uzatılmıştır denildi. Bu düzenlemeyi ÖSYM’nin bir soru ve cevap kalıbıyla anlatacak olursak yazar burada neyi amaçlamıştır? Sorgulayan bir nesil olduğu için gerici politikalarla tatmin edilemeyen Z kuşağına umut satarak bir seçim yatırımı yapılmak. Mantar gibi türeyen apartman üniversitelerinin boş kalan kontenjanları doldurmak. Mevcut öğrencilerin bile barınma sorununu çözemezken, sayıyı daha da arttırıp dolaylı olarak yönlendirilen tarikat yurtlarını bir o kadar daha gençle doldurmak. Gençlerin neredeyse hepsi üniversite okuyor olacağı için şu anda neredeyse 4 gençten birinin işsiz olduğunu ortaya koyan genç işsizlik istatistiklerini düşürmek. Verilen eğitimin sınavla uyumsuzluğunu ortaya koyan ‘şu kadar genç barajı geçemedi’ haberlerinin önüne geçmek. Ambalajı ne kadar değiştirirseniz değiştirin sorunun ambalajda değil içerikte olduğu açıkça bellidir. Sorun eğitim ve sınav sisteminin kendisidir. 2021 yılında gerçekleştirilen TYT oturumunda 1 milyona yakın öğrenci barajı geçememiştir. Yine son TYT’de 23 bin 695 öğrenci sıfır çekmiştir. 2021 TYT’de öğrencilerin kendi ana dilleri olan Türkçe’deki not ortalaması 40 soruda 18’de, tüm sayısal derslerin belkemiği olan matematikteki net ortalamasıysa 40 soruda 5’te kalmıştır. ÖSYM eliyle yapılan bu hamlenin adı umut tacirliğidir, üniversite kavramını liseleştirmektir, gençlerin ve dolayısıyla ülkenin geleceğini seçim yatırımı yapmaktır” diye konuştu.