<span style="font-family: Helvetica; font-size: 10pt;">Eğitim-İş Keşan Temsilcilik Başkanı </span><b style="font-family: Helvetica; font-size: 10pt;">Erol Yazla</b><span style="font-family: Helvetica; font-size: 10pt;">, dün yaptığı açıklamada, Eğitim Bir Sen’in başlattığı ve Türk Eğitim Sen’in destek verdiği “sivil itaatsizlik eylemi”ni eleştirerek</span><i style="font-family: Helvetica; font-size: 10pt;">, “İnanç özgürlüğünün gereği olarak sunmaya çalıştıkları kamuda türban dayatması, özü itibariyle tüm yurttaşlara eşit olarak sunulan inanç özgürlüğünü yaratan hukuki ve siyasi düzeni ortadan kaldırmaya yönelen sorumsuz bir girişimdir. <b>Muhafazakarlık perdesinin arkasına saklanan söz konusu “gerici” sendikal anlayış, toplumun tamamını kucaklayacak din ve inanç özgürlüğü için değil, tam aksine toplumun baskın dini inancının diğer tüm inanç gruplarını boğması için mücadele etmektedir.” </b></i><span style="font-family: Helvetica; font-size: 10pt;">dedi.</span> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 10pt; font-family: Helvetica;">Yazla, yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:10.0pt;font-family:Helvetica; mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">“18 Mart’ta Eğitim Bir Sen’in başlattığı ve Türk Eğitim Sen’in de destek verdiği sözde sivil itaatsizlik eylemi çıkmaz bir yola girmiştir. Ayrıca tarihin de 18 Mart olarak seçilmesi manidardır.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 10pt; font-family: Helvetica;">Laik devlet sisteminde hedef, devletin hükümranlığı altında bulunan yurttaşlarının tamamının inançlarına eşit mesafede konumlanmasını sağlamak olduğu için kamu görevlisinin görüntüsü ve davranışları devletin tarafsızlık iddiasını tartışılır hale getirmemelidir. Bu nedenle laik devlet modelinde kamu görevlisi görevi başında aidiyet hissettiği bir inanç grubuna vurgu yapamaz.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 10pt; font-family: Helvetica;">Zira, inancını görünümüyle dışavuran kişinin eliyle sunulan hizmeti haklı bulmayan ve farklı bir inanca sahip (ya da inanmayan) yurttaş, kamu hizmetinin taraflı olarak sunulduğunu düşünebilir.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 10pt; font-family: Helvetica;">Çağdaş devletlerin tamamında laikliğin devlet yapılanmasının temelini oluşturması ve bu nedenle bu ülkelerin tamamında kamu görevlilerinin inançlarını ön plana çıkaran kılık ve kıyafetle hizmet sunmalarının yasak olmasının nedeni budur.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 10pt; font-family: Helvetica;">Bütün inanç türlerine eşit mesafede durmak zorunda olan laik devlet kadrolarında görev almak isteyen yurttaşlar, devletin tarafsızlığına gölge düşürmemeyi hedefleyen ve bu yönüyle farklı inanç gruplarını barındıran toplumlarda iç barışın temelini oluşturan bu gerçeği bilerek kamu görevlisi olmaya talip olurlar.</span><span style="font-size: 10pt; font-family: Helvetica;"> Kamu görevlisinin <b>“sadece kamu hizmeti sunduğu zaman dilimi ile sınırlı olmak üzere” </b>uymakla yükümlü olduğu kılık-kıyafet yükümlülüğü, görev başındayken iç dünyasında ve özel yaşamında kıyafetiyle özgürce inancını yaşamasına engel teşkil etmez. Çünkü laik devlet, yurttaşının belirli bir inanca sahip olması ya da hiçbir inanca aidiyet hissetmemesi nedeniyle baskı altına alınmasını somut hukuk kurallarıyla yasaklar.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 10pt; font-family: Helvetica;">İnanç özgürlüğünün gereği olarak sunmaya çalıştıkları kamuda türban dayatması, özü itibariyle tüm yurttaşlara eşit olarak sunulan inanç özgürlüğünü yaratan hukuki ve siyasi düzeni ortadan kaldırmaya yönelen sorumsuz bir girişimdir. <b>Muhafazakarlık perdesinin arkasına saklanan söz konusu “gerici” sendikal anlayış, toplumun tamamını kucaklayacak din ve inanç özgürlüğü için değil, tam aksine toplumun baskın dini inancının diğer tüm inanç gruplarını boğması için mücadele etmektedir.<o:p></o:p></b></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 10pt; font-family: Helvetica;">Ülkemizde yüz binlerce kamu çalışanının kaderine yön vermek için yola çıktıklarını ifade eden “emek örgütleri”nin evrensel din ve inanç özgürlüğü mücadelesine bakış açıları budur. Çoğunluğun tahakkümü anlayışını topluma özgürlük savunusu olarak sunan bu sorunlu, kendi kendisiyle çelişen bakış açısı <b>sözde sivil itaatsizlik</b> eylemi ile teşhir olmuştur.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size: 10pt; font-family: Helvetica;">Toplumsal huzuru ve barışı tahrip edecek bu sorumsuz girişime alet olmayan Memur-Sen ve Kamu-Sen’e bağlı sendikalara üye binlerce kamu çalışanı arkadaşımıza yürekten teşekkür ediyoruz. Onlar emek örgütümüze mensup binlerce emekçi gibi, ülkemizin aydınlık geleceğinin sigortası. Bu yürekli emekçiler, Atatürk’ün önderliğinde kurulan laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumumuza kazandırdığı paha biçilmez ayrıcalıkların farkında olmaya devam ettikleri sürece huzur ve barışımıza yönelen provakatif girişimlerin başarılı olma şansı yoktur.<o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 10pt; font-family: Helvetica;">Konuyla ilgili genel merkezimiz tarafından 81 il valiliğine gönderilen yazıda; ‘’Türkiye Cumhuriyetinin Anayasal düzenini tahrip etmeye yönelik mevcut kanunsuzluğun sendikal faaliyet kapsamı dışında olması bir yana, bir an için bu düşüncenin aksinin kabulu halinde dahi fiilin Danıştay ve AİHM’in meşru bulduğu geçici süreli sendikal faaliyetin sınırları kapsamında olmayan, <b>süreklilik arz</b> eden bir fiil olduğu da tartışmasızdır. Valiliklerin bu tür hukuksuzluğa göz yumarak meşruiyet kazandırması halinde bundan böyle sendikal eylem olduğu ifade edilen ve <b>süreklilik arz</b> eden girişimlerle ilgili soruşturma açma yetkisinden feragat etmiş olacağı belirtilmiştir. Kamu görevlilerinin uymakla yükümlü olduğu mevzuat hükümlerini ‘’<b>süresiz olarak’’ </b> çiğneme sürecine giren kamu görevlileri hakkında yapılan işlemler hakkında bilgi istenmiştir.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 10pt; font-family: Helvetica;">Eğitim-İş olarak bizler, eğitim ve bilim emekçilerinin hak mücadelesinde kendi değerlerimize sahip çıkarak tüm sendikalarla birlikte hareket edebileceğimizi her platformda söyledik. Üyelerimizin dini ve siyasi tercihlerini saygı duyuyoruz. Ancak hiçbir şartta bu tercihler üzerinden, sendikal bağımsızlığı sarsacak ilişkiler kurmadık, destek vermedik. Bunun içindir ki; bu sürecin karşısında dimdik duracak, cumhuriyetin, laik devletin, Atatürk ilke ve devrimlerinin savunucusu olmaya devam edeceğiz<o:p></o:p></span></p>