HABER MERKEZİ

2005 yılında sınırları belirlenerek Ülkemizin 36’ncı Milli Park’ı olarak ilan edilen Gala Gölü Milli Parkı’nın sınırları (Kordinatları) Resmi Gazete’nin 11 Nisan 2020 tarihli 31096 sayısında yayınlanan kararla 15 yıl sonra yeniden belirlendi. 

Yeni koordinatlar dikkate alındığında Milli parkın sınırları 1630 dekar küçülmüş oldu. Gerekçesi henüz açıklanmayan bu karar başta yöre halkı olmak üzere yerel ve ulusal basının tepkisini çekti. 

Bu konuda Enez kartopu Gönüllüleri ve Enez Danışma Platformu Başkanı İsmet Esengin “Kararın gerekçesini bilemediklerini, ancak ne olursa olsun bu uygulamaya da anlam veremediklerini” belirterek yaptığı yazılı açıklamada “Milli park alanının daralmasına yol açan planın Enez’e nasıl değer katacağı konusunda şüphelerimiz var. Önümüzde dipsiz göl ve Salda gölü örnekleri varken bu karara şüphe ile bakmamız doğaldır” dedi. 

“Bu konuda Dernek üyemiz ve su havzaları konusunda uzman olan Ali Osman Korkmaz’ın kapsamlı bir rapor hazırladığını” belirten Esengin “Ali Osman Korkmaz Enez su havzasını en iyi bilen uzmanlardan biridir. Bu konuda bir rapor hazırlamaktadır. Bu arada değişik kaynaklardan edindiğimiz bilgileri de kullanarak Gala Gölü Milli Park alanında yapılmaya çalışılan değişiklikleri anlamlandırmaya çalışacağız” dedi.

Konuyu, kamuoyu gündemine ilk getirenlerden biri olan İl Genel Meclisi Başkan Yardımcısı Şenol Kılıç “Plan değişikliğine gidilmesindeki ana etkenin; 2017 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından İpsala’da dava açılması ve bu davada Gala bölgesi milli park alanı içerisinde kalan Vakıf arazilerinin milli parklar tarafından satın alınması veya kiralanması veya mülkiyet terki istenmesi olduğuna” işaret etti. 

Kılıç, “Dava sürmektedir. Milli parklar Müdürlüğü iki kurum arasındaki sorunun giderilmesi için Gala Gölü için yeni plan yapımına gitmiştir” dedi.

Enez DOĞA-DER Başkanı Ulaş Demiray da bu konuda yaptığı açıklamada hukuki bir nedenle dahi olsa çözümün bu alanın daraltılması olmaması gerektiğini belirterek “Bilimsel kriterlerle Milli Parkın sınırları 15 yıl önce belirlenmiş. O nedenle Bu sınırların daraltılması bilimsellikle açıklanamaz. Arazi Vakıflar Genel Müdürlüğü kullanımda ise Devlet içinde Devlet yok diyenler devletin kendi içindeki bu anlaşılmaz ilişkilerini görmelidirler. Yetkililer hiç kuşkum yok ki ortaya çıkan 1630 dekar araziyi en kısa zamanda bir çeltik üreticisine kiralayarak olaya çevre, doğa olarak bakmadıklarını kanıtlayacaklardır” dedi. 

“Vakıfların sadece tarihi değerlerimizi değil doğal ve kültürel değerlerimizi de koruması gerektiğini ve davanın Enez yerine İpsala’da açılmış olmasına da anlam veremediğinibelirten Demiray “Dava sürdüğüne göre Enez Belediyesi, Kaymakamlığı ve yasal olarak mümkünse Enez Kartopu ve Enez DOĞA-DER olarak müdahil olmayı düşünmeliyiz. En azından burada çeltik ekilmesine engel olacak her türlü yasal girişimlerde bulunmalıyız” dedi.