SONGÜL KONAR
“BİTKİSEL ÜRETİM MEVSİMSEL ANLAMDA OLUMLU GİDİYOR”
Bitkisel üretimin mevsimsel anlamda olumlu gittiğini belirten Açar: “Geçmiş günlerde yağan karla birlikte havaların soğuması, bitkilerin ihtiyacı olan soğuklamaları ile birlikte durgunluk devrelerine girmişlerdir. Akabinde devam eden karlı yağışlar ve de önümüzdeki günlerdeki hava ısısının eksilerin altına düşecek olması ise, bitkilerin soğuklama ihtiyaçlarının karşılanması muhtemeldir. Akabinde önümüzdeki günlerde havaların kısmen normallere dönmesi ile bitkilerde gelişmeler başlayacaktır. Özellikle bitkilerin ikinci devre azot ihtiyaçlarının karşılanması gereken devrelere de gelinecektir,” dedi.
“GİRDİ MALİYETLERİ YÜKSEK”
Bitkisel üretimde girdi maliyetlerinin yüksek olduğuna kayıt düşen Lütfü Açar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Girdilerin maliyeti yüksek olduğu gibi yanlış zamanlarda yapılan uygulamalar nedeniyle, maliyetler artmış oluyor. Her fırsatta ifade edildiği üzere, özellikle kışlık ekilişlerinin azot ihtiyaçları 3 veya 4 devrede karşılanmalıdır. Bunların ilk devresi ekimle birlikte yapılmaktadır. Nitekim bu devrede verilen azot bitkilerin çimlenmesi için yeterlidir. İşte bundan sonra özellikle bitkilerin gerekli soğuklamalarını alıp, gelişmeye başlayacakları ilk zamanlarda verilmeye başlanılmalıdır. Bu devrenin ise, bölgemiz şartlarında ve iklimin gidişatı da dikkate alınarak ocak ayı ikinci yarısından sonrası olmaktadır. Bu ikinci devrede genel itibari ile üre formunda azot kullanılmakta ve de bu 20-25 gün aralıklarla iki seferde verilmesi uygundur. Ancak, üre uygulaması bir seferde verilecek ise şubat ayı ortalarından sonra verilmesi uygun olacaktır.”
“KIŞ MEVSİMİNİN ORTALARINDA SÜLFATLI AZOT UYGULAMASI YAPILIYOR”
Açar, sözlerini şöyle tamamladı: “Özellikle hububatların çıkışına müteakip veya kış mevsiminin ortalarında sülfatlı azot uygulaması yapıldığı görülmektedir. Ancak, sülfatlı gübreler bazik özelliği taşıyan arazilerde kullanılması gerektiği bilinmelidir. Bu da genel itibari ile toprak PH’sının 7,5-8 ve üzeri topraklar için uygun olduğu bilinmelidir.”
