Bu yazımda 4 aydır Keşan’da neler gözlemlediğimi sizinle paylaşmak istedim.

Seçime sayılı günler kalmış. Adaylar, meclis üyeleriyle, partilileriyle karış karış Keşan’ı geziyor. Gezsinler de… Keşan’ın, esnafın, vatandaşın sorunlarını dinliyorlar, ne istediklerini sorup deftere not alıyorlar. Kendilerinin yapacakları projeleri, çalışmaları anlatıyorlar. Buraya kadar her şey normal. Her adayın yapması gereken de bu zaten. Adayların seçim sürecinde verdiği sözleri merak ediyordum kim ne yapacak da bu seçimi kazanacak diye.

**

Dikkatimi çeken bir olay oldu geçtiğimiz günlerde. Bir dükkânın yanında bekliyorum, iki esnaf oturmuş taburelerine yerel siyasetten konuşuyorlar. Biri dedi ki ‘Yarım asırdır bekliyoruz.’ Çevirdim kafamı baktım adama doğru. Ne demek istedi diye. Yanındaki de ‘Her söz verene umut edersek ohoo boş versene sen. Geliyorlar anlatıyorlar anlatıyorlar yine yok.’ konuşmalar aynen böyle …

Bizim başkan adayları o kadar mı uçuk vaat veriyor dedim kendi kendime? Ya da esnaf ne istiyordu da -yarım asır olmuş- istediği olmamış. Bir sorgulamadım değil yani… Konuşma böyle devam etti gitti.

**

Geçirdiğimiz bu 4 ayda, Aday tanıtım, proje tanıtım, meclis üyeleri tanıtımı derken bir dünya toplantı oldu. En çok fragmanı geçen laflar –aklımda kalmış diye yazıyorum kii hepinizin de bildiği gibi-

“3Ç, Zillet, Seçimi Sonuna Kadar Alacağız, Yeter Artık…” gibi bir sürü laf.

Bu lafları kendimce açıklayayım dedim…

3Ç: Çamur, çukur, çöp. Kim gelirse gelsin bu 3Ç’yi bitirmek zorunda zaten. Bu sizin projeniz değil, mecburiyetinizdir.

Zillet: Zillet ne demek? -Türk Dil Kurumu’nda bakınız yazıyor- hor görülme, horlanma, aşağılanma, alçalma demek. Zillet ittifakı yapıyorlar dediğiniz, millete zillet dediğiniz, milleti zillet olarak gördüğünüz insanlardan bugün oy istiyorsunuz. Kapısını çaldığınız ya Zillet İttifakıysa!

Seçimi sonuna kadar alacağız: alın seçim sizin olsun… Ama unutmayın siz, seçimi değil Keşan, seçimi belirleyecek.

Bu tür laflarla oy isteyecekseniz benden size oy yok!

Siz belediye başkan adayısınız! Birilerini eleştirirken, söyleyeceklerinizi bir değil iki kez düşününüz. Sadece partiyi değil o partiye oy vereni de eleştirdiğinizi unutmayın!

**

‘Biz Keşan için çalışacağız, Vatandaş demokratik tepkilerini sandıkta göstersin…”

Biz Keşan için çalışacağız diyorsunuz, tamam güzel… Ama hangi parti olursa olsun Keşan için çalışmak zorunda zaten.

Vatandaş demokratik tepkilerini sandıkta göstersin, Vatandaş demokratik tepkisini sağlıklı düşünüp oyunu verecek zaten. Siz merak etmeyin.

**

4 aydır duyduğum tekrarlanan cümlelerden bazıları da ‘Benden önce şu var mıydı, bu var mıydı?  Benden önce buralar nasıldı, bak nasıl yaptım’ denildi…  ‘Ben yaptım’ demek yerine neden bir kez ‘Ben ve ekibim yaptık’ denilmedi. Siz koltukta otururken sözünüzdekiler hiç durmadan çalıştı. ‘Ben’ci olmayınız… O Keşan için yapılan hiçbir şeyi siz tek başına yapmadınız. Ekibiniz yaptı.

**

Ve 4 ay boyunca –benim gördüğüm- Keşan’da adaylık çalışmaları, seçim çalışmaları, toplantılar, açıklamalar, davetler, açılışlar… aldı başını gitti. Kendi projelerinden çok –kendilerinden eminmiş gibi- rakibinin yapamadıklarını, yapamayacakları anlatıldı. Rakibe çamur atmakla siyaset olmaz. Keşan’ın siyaseti bu değil. Bu olmamalı!