Öztürk’ün açıklamasında kendi siyasal duruşuna sendikacılık kültürünün kattıkları öne çıktı. Fırsatı fırsata çevirdi. Aday adayı olduğu partili yani CHP’li Keşan Belediyesi’nin uygulamalarını eleştirdi. Bu eleştirinin aday adaylığı sürecinde üstelik kendi aday adaylığını CHP’den açıklarken yapması tartışmaya açıktır.
Öztürk’ün açıklaması bir anlamda siyasal duruşu açısından mini bir seçim beyannamesini anımsatmaktadır. Aday adaylık açıklamalarında parti içi karşıt yaratma iklimi yaratacak konuşmaları daha politik bir dille yapmak gerekmez mi?
CHP yaşamakta olduğu bu süreçte Keşan’daki konumunu test etme olanağı yakalamıştır. Var olan parti dinamizmi daha aktif hale gelmeye başladı.
Aday adaylarından Şenol Yalı konuşmasında Türkiye’nin genel siyasasını ağırlıklı biçimde ortaya çıkarmış. Oysa süreç yerel yönetim seçimlerine ilişkin aday adaylıklarının açıklanma sürecidir.
Yalı yerel konulara ilişkin olarak çok ama çok önemli bir konuya vurgu yapmasıyla dikkat çekti.
Açıklamasında “Kent Konseyi” konusundaki yaklaşımı dikkat çekici bir saptamadır.
Dikkatlerden bilinçli olarak mı kaçırdı bilemem. Siyasal geçmişine ilişkin bilgi verdiği bölümde DSP’den hiç bahsetmemiş. Oysa ne DSP’nin ne Şenol Yalı’nın siyasal yaşamında yerelde ve genelde defosu yoktur.
Aday adaylarının ortak paydaları seçim beyannemelerinin işaret ve özetlerini vermeleri.
Yalı Keşan’ı daha renkli daha sağlıklı bir üst yapıya daha renkli bir Keşan’a sahip olma dönemi başlıyor diyor.
Bunları nasıl yapacakmış?
Parklarıyla, bahçeleriyle, yollarıyla, kaldırımlarıyla. Saydıkları alt yapı diye tasnif edilenler değil midir?
Üst yapıyı sağlıklı ve renkli yapmak adına, kültürel hizmetler, sosyal faaliyetler, güzel sanatların dalları, gelişme olanağı bulmamış çeşitlilikleri konuşmak gerekirdi.
Kaldırımlar demiş. Kaldırımlar halkın mı?
Aday adayları kaldırımdaki insan örneği onun rahatlığı içinde yalnız başına gezmeliler. Gününü kaldırımdaki insanlarla geçiren biri olarak özlemimdir. Aday adayları kaldırımlarda olsunlar. Kafalarını kaldırıp kaldırımlardaki insanlara baksınlar. Kendileri, kaldırımda karşılaştıkları partilileri dışındaki insanlara da dokunsalar.
Mustafa Bezbaş konuşmasında yerel ağırlıklı kalmış. Diğer aday adayları gibi tanıtım faslını konuşmasının içine serpiştirmiş. Kafasındaki belediyeciliği ortaya koymuş. Konuşmasında bundan önceki iğneleyici ve sivri üslubunu kullanmamış. Politik arenanın gereği yumuşak ve karşıt yaratmaktan kaçınan cümleler kurmaya özen göstermiş.
Seçim beyannamesinin ipuçlarını konuşmasında bulmak mümkün. Meramını açık ve net koymuş ortaya. Aday adaylarının üçü de şunu gözden ırak tutuyorlar. Seçim beyannamesi hazırlamak parti örgütü ile birlikte ve genel yerel yapıya ters düşmeyecek biçimde hazırlanır.
Aday adaylığı süreci ile adaylık sürecini karıştırmışlar. CHP’nin başka aday adayları da ortaya çıkacak.
Umarım parti içinde var olan dinamizm daha ileriye taşınır. AKP’nin Keşan’daki umutları umutsuzluğa dönüşür.
AKP’nin Keşan’daki umutlarının umutsuzluğa dönüşmesinin reçetesi çok basit. Her şey CHP’ye bağlı. CHP’li aday adaylarını kendi içlerinde değerlendirirken sığ yorumlar yapmaktan kaçınacaklar.
Nasıl mı?
CHP’de kendi duvarında delik açan en önemli konu aday adaylarını ve söylediklerini değerlendirmek olmalıdır.
Yoksa saçak altlarında, bardak diplerinde, ofislerde aday adaylarını şunun bunun adamı ilan ederseniz hata edersiniz. Aynı şekilde aday adaylarının yanlarındaki kişileri de değerlendirirken özenli olacaksınız.
Mevlana örneği birbirinizi seveceksiniz.
CHP’nin önemli eksiği birbirini sevmemeleri ve ötelemeleridir. İç mücadele dışarı sızmamalı. Yani sırsız testiye su koymayınız. Hedef tektir. Keşan Belediyesi’ni AKP’ye teslim etmemek. Bu ortak paydada buluşmak için Keşan’daki CHP siyasal kültürü ve onun dışındaki sol yapının geçmişte pratikleri mevcuttur.
Mevcudunu var etmeniz gereken tek koşul, birbirinizi sevmenizdir. Çap diplerinde, şişe bardak diplerinde, saçak altlarında oturmaktan ve fiskos yapmaktan uzaklaşın.
