Adana’nın Aladağ ilçesinde, Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdunda yangın çıktı. Yangında 12 öğrenci ve 1 görevli hayatını kaybetti, 22 öğrenci yaralandı.

                                               *

Konya’nın Taşkent ilçesinde Okul ve Kurs Talebelerine Yardım Derneğine ait Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdunda LPG tankından sızan gaz, sabah namazı için kalkan bir öğrencinin elektrik düğmesine basması sonucu patladı. Patlamanın şiddetiyle 3 katlı yurt binası yıkıldı. Olayda, 1 eğitmen ve 17 yatılı öğrenci öldü, 29 öğrenci yaralandı.

                                                *

Adıyaman’ın Besni ilçesinde, özel bir yurtta; yurt müdürü, 10 yaşındaki 2 erkek öğrenciye cinsel içerikli video izletip istismarda bulundu.

                                                 *

Tokat’taki Muradiye Ortaöğrenim Erkek Öğrenci Yurdunda kalan 16 yaşındaki lise öğrencisi, 10 yaşlarındaki çocukları taciz etti.

                                                  *

Osmaniye’nin Toprakkale ilçesinde bulunan özel bir erkek öğrenci yurdunda kalan 10 yaşındaki öğrenciye yurt görevlisi tecavüz etti.

                                                   *

Karaman’da Ensar Vakfına bağlı tarikat evlerinde ve yurtlarda kalan 45 erkek öğrenciye tecavüz edildiği ortaya çıktı. Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, “bir kereden bir şey olmaz(!)” diyerek kendince sorunu çözdü(!)

                                               *

Şimdi bütün bunları niye yazdığımı açıklamak istiyorum. Haftalardır Türkiye Büyük Millet Meclisinde, 2018 yılı bütçe görüşmeleri yapılıyor. Yeni yılda da bütçeden aslan payını yine diyanet alacak.  Milli eğitime ayrılan bütçenin büyük kısmını ise “din öğretimi” başlığı oluşturuyor. Peki, nedir bu konuda bu kadar ısrar edilmesinin sebebi? Diyanetin ne gibi ihtiyaçları var da bu kadar çok pay ayrılıyor? Ya da okullarda din öğretimi yapmak kaç paraya mâl olur ki? Din eğitimi vermek için çok pahalı ekipmanlar mı gereklidir?                                        

                                                  *

Yukarıdaki örnekleri işte bunun için sıraladım. Bizim çocuklarımızın şehir dışında okurken kalacakları yurtlara ihtiyacı var efendiler! Yıllardır yokluktan, parasızlıktan çocuklarımız cemaatlerin ve tarikatların ağına düşürülüyor. Çaresiz aileler,  mecburen çocuklarının buralarda barınmalarına razı oluyorlar. Sonunda da ya beyinlerini yıkıyorlar ya da ırzına, namusuna hatta canına kastediyorlar. Gelin bu durumu değiştirin. Bu sefer çocuklarımızı düşünelim. Devlet bütçesini bir kez de onlar için kullanalım.  Diyanete ayrılan parayla milyonluk makam araçlarına binecekler. Oysa yurtlar yapılsa, çocuklarımızın can ve mal güvenliği devlet eliyle sağlansa, ne tarikatlar ne de cemaatler barınabilecek memleketimizde.                                            

                                                   *

Unutmayın ki bu memleket cemaatlerin, tarikatların, şeyhlerin, müritlerin değil; sadece bizim çocuklarımızındır.