SONGÜL KONAR

Deniz kenarlarında birçok ölü köpek bulduklarını belirten Cebeci, “Bizim bilmediğimiz çok fazla hayvan zarar görüyor. Keşan’da da bu olaylar yaşanıyor, yaşanmıyor değil. Deniz kenarlarına gittiğimizde bir sürü ölü köpek buluyoruz. Tavuk yedi diye silahla vurulan köpekler oluyor. Bu konularla ilgili tepkimizi gösterdik. Gerekli yerlere şikâyetlerimizi yaptık. Bundan yaklaşık 1 ay önce Keşan çıkışında 40 tane uyuzlu anesteziyle bayıltılmış köpekler salındı. Hayvanların hepsi perişan, yarısı anesteziden öldü. Bu da zehirlemekle aynı ölçüde aslında. Sadece fare zehri koyarak ya da tarım ilacı kullanarak zehirlenmeler olmuyor, Başka türlü de ölümler gerçekleşiyor. Kayseri’de yaşanan olayları biliyorsunuz. Hayvanları katletmek yerine onları iyileştirmek ya da bir çözüm aramak daha mantıklı değil mi? Belediyeler, kısırlaştırma yapsa çoğalmalarını engellese ya da rehabilite etse daha iyi değil mi?” şeklinde konuştu.

“İNSAN, BİRAZ DA VİCDANININ ZENGİNLİĞİNİ AYAĞA KALDIRMALI”

Belediye ve yetkililere büyük iş düştüğünü ifade eden Cebeci, “Belediyeleri de bir kenara bıraktım. Keşan’da yaşayan birçok zengin var. Zenginlik sadece parayla değil. İnsan, biraz da vicdanının zenginliğini ayağa kaldırmalı. Sadece bizler değil, bizler bir avuç insanlarız. Kötü kış şartlarında kapı önlerine kuru mama döküyorum diye beni bile zabıtaya şikâyet etmişler. Ben küfür etmiyorum, hakaret etmiyorum, yanlış bir şey yapmıyorum. Sadece hayvanların beslenmesi için kuru mama koyuyorum,” dedi.

“HAYVANLARI KATLEDENLERİN BÜYÜK CEZALAR ALMASINI İSTİYORUM”

İnsanların gittikçe vicdansızlaştığını dile getiren Sevinç Cebeci, sözlerini şöyle tamamladı: “Yolda aç bir kedi ya da köpek gördüğünüzde çantanızdaki bir lokmayı onunla paylaşmıyor musunuz? Bize ihtiyacı olan bir canlıya sahip çıkmak, onları tedavi etmek varken niye katlediyorlar? Keşan Belediyesi kısırlaştırma yapıyor. Ama Enez, İpsala, Uzunköprü, Malkara Belediyeleri yapmıyor. Peki, ne oluyor? Bu köpeklerin hepsi buraya geliyor. Devlet belediyelere sokak hayvanları için ödenek veriyor. Ama kullanırsın ama kullanmazsın o belediye başkanının inisiyatifine kalmış bir şey. Bundan yararlanmak yerine bütün köpekleri kamyona doldurup uyuşturup sağa sola atmayı tercih ediyorlar. Diyecek söz bulamıyorum. Biz, kar kuruluşu değiliz, can doyurma derdindeyiz. Mama yardımı alamıyoruz. Tedavileri için kendim uğraşıyorum. 3-5 kişi var o kadar. Peki, Keşan’daki zenginler 3-5 kişiden ibaret mi?

Hayvanları katledenlerin büyük cezalar almasını istiyorum. İnsanlara ne yaparsanız yapın içlerindeki o canavarlığı çözemiyorsunuz. Bir hayvan aç kalırsa, şiddet görürse saldırganlaşır. Kısırlaştırılmış bir köpeğin saldırganlığı yüzde 50 düşer.”