AYGÜL KONAR

1 Mart 2019 Cuma günü saat 10.30 sıralarında gerçekleştirilen eğitim Trakya Üniversitesi Keşan Hakkı Yörüker Sağlık Yüksekokulu’nda Dr. Öğretim Üyesi Songül Duran, Öğretim Görevlisi Emine Aydın, Çölyak hastası Samet Eğercioğlu ile Ümmühan Kopal ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirildi.

Trakya Çölyak ve Sağlıklı Yaşam Derneği Başkanı Bahar Ayşegül Gülcü, Çölyak Hastalığının buğday, arpa, çavdar ve yulafın doğal yapısında bulunan bir çeşit protein olan glüten maddesine bağışıklık sisteminin tepki vermesi ve bunun sonucunda ince bağırsağın içindeki vilüs yapılarının yok olması ile emilim işleminin yerine getirmemesi nedeniyle gıdalardan alınması gereken vitaminlerin minerallerinin emilmediğini ve kana karışmadığını, bunun sonucunda beslenme bozukluğu ve Çölyak hastalığının ortaya çıktığını belirtti.

“TEK TEDAVİ GLÜTENSİZ DİYET”

Çölyak hastalığının sessiz bir bulgu olmaksızın ve diğer sistemlere ait yakınmalarla, ishal, karın ağrısı, kilo kaybı gibi belirtilerle ortaya çıktığını ifade eden Gülcü, Çölyak hastalığıyla ilgili Keşan’da da bir farkındalık oluşturmak istediklerini dile getirerek şunları söyledi: “Sizlere Trakya Çölyak Sağlıklı Yaşam Derneği kurucusu ve bu hastalığı 25 yıl bilmeyerek son 6 yılda tanı almış birebir yaşayan birey olarak seslenmek istiyorum. Derneğimiz 1,5 yıllık süreç içinde üyeleri, yönetim ve denetim kurulu ile yaşamlarındaki çalışma saatleri dışında gecesini gündüzüne katıp Trakya Çölyak Ailesine gönüllülük esasına dayalı, kocaman yürekleriyle projelerine hayatlara dokunmak ve yaşatmak adına azim ve hızla devam etmektedir. Bu hastalık Atipik belirtiler nedeniyle akla gelmeyebilir ve sadece semptoma yönelik tedavi alır ve tanı gecikir. Bu yüzden tanısı zor hastalıkların içerisinde yer alır. Bu hastalığın tek tedavisi glütensiz diyettir. Türkiye halk sağlığı verilerine göre görülme sıklığı halkın %1’inde veya binde 3 arasında görülmektedir. Türkiye’de 250 bin ile 750 bin hasta tahmin edilmektedir. Sağlık bilgi sistemi 2015 Nisan ayı Çölyak hastası sayı dağılımı Edirne 221, Kırklareli 112, Tekirdağ 412, Tekirdağ ve ilçeleri Namık Kemal Üniversitesi ve Tekirdağ Devlet Hastanesi doktorlarımızın verilerine göre bin ile 2 bin arası Çölyak hastası olduğu bildirmiştir. 0-20 yaş ve 70-80 yaş aralarında tanı koyulabilmektedir”

 “ÇÖLYAKLILARA YÖNELİK ÇALIŞMA AZDIR VE YETERSİZDİR”

Devletin, Çölyak derneklerini ve diğer sağlık derneklerini de öncelikle desteklemeleri gerektiğini ve hastalığın hastalara maddi ve manevi yük getirdiklerini söyleyen Gülcü, Çölyak gelişen Türkiye’mizde küreselleşen dünyada tüm insanlığı kapsayan bir sağlık sorunudur. Bu sorun karşısında tüm hekimlerimiz ve gıda sektörlerimiz duyarlı, aktif ve etkin olmak zorundadırlar. Devletimiz hem Çölyak derneklerini ve diğer sağlık derneklerini de öncelikle desteklemelidir. Çölyak hastalarına diyet bozdurmak etik değildir. Hastalara hem maddi hem manevi yük getirmektedir. Glütensiz ürün fiyatları 1kg un 27 TL, çikolata 3 TL, şehriye 12 TL, makarna 18 TL, gofret 14 TL, irmik 8TL, bisküvi 5-8-12 TL, olduğunu kabul edersek devletin 0-5 yaş için 78,75 KR, 5-15 yaş 120 TL, 15 yaş üstü 108,75 KR. Yardım yapılmaktadır. Bu yardımları masa başındakilere değil bu konuda muzdarip olanlarla istişare edilmesi kanısındayız. Ülkemizde 100 kişide 1 Çölyaklı olduğu düşünülürse glütensiz ürün yelpazesi olması bariz ortadadır. Türkiye 1-2 firma ile sınırlıdır. Bu durumda çapraz buluşma riski çoktur. Yeterli potansiyel vardır. Fakat Çölyaklılara yönelik çalışma azdır ve yetersizdir.” şeklinde konuştu.

“KİLO KAYBI ŞİKÂYETİYLE GİTTİM DOKTORA”

Çölyak Hastalığına yakalanan Ümmühan Kopal, hastalığını nasıl fark ettiğini şu ifadelerle anlattı: “25 yaşındayım, iki yıl önce öğrendim Çölyak hastası olduğumu. Çok fazla bir belirtim yoktu, kilo kaybı şikâyetiyle gittim doktora. Birkaç tedavi önermelerine rağmen kilo kaybım devam ediyordu. Endoskopi yapıldıktan sonra Çölyak tanısı koyuldu. Çölyaklılar için çok büyük bir adım, sürekli uğraş gerekiyor, sıkıntılara çözüm bulunmaya çalışılıyor. Şu an %80-90’ı Çölyak’ın ne olduğunu bilmiyor. Eğitimler verilebilir, marketlere, işyerlerine, işletmelere bunun ne olduğu anlatılabilir. Çölyaklara zarar verenlerin neler olduğu anlatılabilir. Bunlar öğrenildiğinde bizim yaşam alanlarımız genişleyecek.”

“ÜNİVERSİTE HAYATIM BOYUNCA BU AĞRILARI HEP ÇEKTİM”

Samet Eğercioğlu, da hastalığa yakalanma süresi ve hastalıkla nasıl baş ettiğini şöyle anlattı: “Teşhisi tanıyalı iki yıl oldu. Bu hastalıkla 5-6 yıldır başbaşayım. 5-6 sene ağrı çektim, bu süreçte doktora da gittim, tahlillerimde bir şey çıkmadı. Bir çözüm bulunamadı ve üniversite hayatım boyunca bu ağrıları hep çektim. Biyopsi yaptırdım, bir sorun olduğunu biliyordum, bu şekilde olacağını bilmiyordum. Doktor hayatımdan çıkarmam gerekenleri söyledi, nasıl olacak dedim, denememi söyledi. Başlarda iyileşeceğimi düşünmüyordum, sonradan dikkat etmeye başladım, Bahar hanımla o zamanlar tanıştım, kendisi bana çok destek oldu. Halkımızdan çok şey istemiyoruz, tek istediğimiz duyarlı olmaları. Besinlerimizi bulamıyoruz, marketlerde yeni yeni buluyoruz. Ürünlerimizde çok pahalı. Herkes elini taşın altına koyduğunda, duyarlı olduğunda her şey daha kolay olur.”

“DUYUNUZ, DİNLEYİNİZ, DESTEKLEYİNİZ”

Çölyak teşhisi konulan hastalara tavsiyelerde bulunan Gülcü, “Hastalara tavsiyem kıdemli Çölyak hastalarıyla iletişime geçerek onların bilgi ve deneyimlerinden faydalanarak yaşamlarını daha kolay hale getirmek. Eğer üzerine gitmezsek, kapalı kapılar ardında kalır yok olmaya yüz tutarız. Bizler bir dilim ekmeği bölüşüyoruz çok güzel dostluklar kuruyoruz. Yılmayalım, insanoğlu başına gelenlerden hep sızlanır. Çölyaklılar hayıflanmayan ve bunu herkesle paylaşan kimselerdir. Kendinizi yalnız hissettiğinizde ulaşın bizlere. Sloganımız glütensiz sağlıklı yaşamaya ne dersiniz “duyunuz, dinleyiniz, destekleyiniz” dernek gönül işidir. Asla zorla olmaz. Bizlere katılmak isteyenlere kapılarımız ve gönlümüz açıktır.”

Konuşmaların sonunda katılımcılara teşekkür belgesi verildi.