Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle mesaj yayımladı.

Değirmendereli’nin mesajı şöyle:

“Kendisini ülkemizdeki tüm olumsuzluklara rağmen özgür kılan, kalemini kullanmaktan çekinmeyen, kirli yazılara imza atmayan yürekli, güçlü ve gelecek nesillerin özgürlüklerinin savunucusu basın emekçilerimizin Dünya Basın Özgürlüğü Gününü kutluyorum.

Ancak bu önemli günle ilgili olarak bazı birkaç çok önemli hususa değinmek istiyorum.

Biz değil tüm dünya diyor ki; demokratik toplumlarda haber alma, ifade ve basın özgürlüğü vazgeçilemez temel haklar arasındadır. Basın mensuplarının çalışmalarını meslek etiği ve kuralları çerçevesinde özgürce ve objektif olarak yürütmeleri, halkın haber alma hakkının korunmasını sağladığı gibi halkın istek ve şikayetlerinin en doğru şekilde yansıtılması da aynı öneme, yere haizdir. Bu özelliği ile demokratik ve çağdaş toplumlarda önemli bir denetleyici kurum olan dördüncü kuvvet yani basın, ne yazık ki bugün ülkemizde alenen siyasi baskı altına alınmıştır.

Dün eleştirilen kimi medya patronlarının yerini bugün hükümete yakın veya AKP halkasından olanları almış, hükümet politikaları ile uyumlu hareket eden ve ülkeyi toz pembe bir harikalar diyarı gibi gösterenler yaşatılıp, medya çalışanlarının baskı, tehdit ve fiziki şiddetle sindirilerek yanlı ve yanlış haber yapmaya zorlanan bir sistem beslenmiştir.

Bu yaklaşımla ülkemizde basın özgürlüğü kavramı da ne yazık ki neredeyse ortadan kaldırılmış ve basının denetleyici gücü yok edilip, bu sayede kamuoyunun gerçekleri öğrenme hakkı da elinden alınmıştır.

Ve hatta tüm bu sıkıntılara karşı hala meslek onuru ve ilkelerini yaşatmaya çalışan basın mensupları ise yayınlamadıkları haberler sebebiyle bile cezalandırılmakta, haklarında bir iddianame bile hazırlanmadan yıllarca hapis yatmaktadırlar.

Dünyada en çok gazetecinin tutuklu olduğu ülke olarak bu alanda kötü bir şöhrete sahip olan ülkemiz, basın özgürlüğü sıralamasında da 120.nci sıraya gerilemiştir. Soruyorum şimdi bu nasıl ileri demokrasidir? Özgürlükler nerededir?

Totaliter bir başbakan, totaliter bir ülke başkanı olma hevesi ile bakın bize ne özgürlükler sunmuş...

1 Mayıs yasak, ulusal bayramlar yasak, kurtuluş günleri yasak, TC yasak, milli içkiyi ayran dışında tanımlama yasak, mümkün kılabildiği her alanda içmek yasak, kimi işine gelmeyen karikatürler yasak, farklı görüşlü basın mensuplarının seçilmiş medya kuruluşlarında çalışmaları yasak, işimize gelmeyen internet sitelerine giriş yasak, kırmızı ruj yasak… daha nicelerini sayabilecekken en ağırı da tüm bu yasakları yazıp yapıcı sayılabilecek eleştirileri basın mensuplarının bizlerle paylaşabilmesi yasak! 

Ben tekrar ülkemizdeki tüm siyasi baskı, tehdit ve zorlamalara karşın meslek ilkeleri çerçevesinde, ilkeli, kaliteli ve tarafsız şekilde halkın haber alma özgürlüğünü sağlamaya çalışan tüm basın mensuplarımızın Dünya Basın Özgürlüğü gününü kutluyor, Pablo Neruda’nın sözüyle Onları ve biz destekçilerini yüreklendirmek istiyorum;

“Onlar tüm çiçekleri koparabilirler ancak asla baharın efendisi olamayacaklar”.