Eğitim Sen’in (Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası)19. kuruluş yıldönümü dolayısıyla geçen cuma günü akşamı bir yemek düzenlendi.  

Binbay Restaurant’ta gerçekleştirilen ve saat 19.30’da başlayan dayanışma yemeği, neşe içinde geçti.


YAĞCI: EĞİTİM VE SAĞLIK, PARASI OLANIN KULLANABİLDİĞİ BİR METAYA DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA

Yemekte bir konuşma yapan Şube Yönetim Kurulu Başkanı Rasim Yağcı, şunları söyledi:           “Kıymetli konuklarımız, basınımızın değerli temsilcileri, yıllardır her türlü engellere, baskılara, sürgünlere, cezalara karşı yılmadan sendika ve demokrasi mücadelesinde birlikte yürüdüğümüz mücadele arkadaşlarım ve Eğitim Sen’in gönül dostları, sendikamızın 19. kuruluş yemeğine hoş geldiniz. Bizler hep birlikte bu mücadeleyi sürdürürken siyasetten ekonomiye, sanattan sosyal yaşama her alanda kirlenmenin kuşattığı bir Türkiye’yi de hep birlikte gözlüyoruz. Ülkenin kaderini belirleyen yöneticilerin usulsüzlükleri, yolsuzlukları ve her türden kirli ilişkilerinin bir bir ortaya çıktığına şahit oluyoruz. Ülke olanaklarının çok küçük bir azınlığın hizmetine sunularak, büyük çoğunluğun açlığa, yoksulluğa mahkum edilmesi sonucunu doğuran ekonomik uygulamalarda ısrar edilmektedir. Adaletsiz gelir dağılımı, eğitim ve sağlığın paralı hale getirilmesi biz emekçilerin ve halkın yaşamını çekilmez kılmaktadır. Ulusal ve dini değerlerin sömürülerek insanların yaşamlarını nasıl ipotek altına alınmak istendiğine hep birlikte şahit oluyoruz. Eğitim ve sağlık, parası olanın kullanabildiği bir metaya dönüşmüş durumda. Öğretmenlik mesleğinin toplumsal işlevi yok edilmek isteniyor. Üniversitelerimiz bilim üretemez halde. Çalışanlar sanki kapı kulu, sorunları her geçen gün çığ gibi büyüyor. Ne yazık ki Türkiye fotoğrafında görülenler bunlar.”

“EĞİTİM-SEN’İN 24 YILLIK BİR GEÇMİŞİ VAR”

Sözlerinin ilerleyen bölümünde Eğitim Sen’in 24 yıllık bir mücadele geçmişi olduğunu kaydeden Yağcı, şunları söyledi: “Ülkemizde yaşanan bu olumsuzluklar bizlere iyiye, güzele ulaşabilmek ve çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak için örgütlü olmayı, mücadele etmeyi öğretmiştir. Yine toplumsal tarihimiz, dayanışmanın yardımlaşmanın, ortak talepler karşısında birlikte olmanın zorlukları nasıl bertaraf ettiğinin örnekleriyle doludur. İşte bu örneklerin en anlamlılarından birisi kuşkusuz her türden baskı, engelleme ve etkisizleştirme çabalarına karşı kendini var etmeyi başaran kamu emekçilerinin 1990 yılından beri yürüttüğü sendikal haklar ve özgürlükler mücadelesidir. Sendikamız Eğitim Sen  işte bu sürecin bir ürünüdür. Bu anlamda sendikamız Eğitim Sen’in 24 yıllık bir geçmişi vardır. Eğitim Sen, eğitim emekçileri tarafından 1990 yılında başlatılan sendikal hak ve özgürlükler ile demokratik, bilimsel, laik eğitim mücadelesini iki ayrı kanaldan yürüten Eğitim İş  ve Eğit Sen’in birleşmesi sonucu 23 Ocak 1995 tarihinde kurulmuştur. Bu açıdan bakılırsa Eğitim Sen 19 yaşındadır.

Eğitim Sen;  Encümen’i Muallimin’den TÖS’e, TÖB-DER’den EĞİT-DER’e  uzanan örgütlenme ve mücadele sürecinin bugünkü halkasıdır. Yani yüz yıllık bir geçmişi ve mücadelesinin  tarihsel derinlikleri vardır. Bu yanıyla Eğitim Sen 100 yaşındadır. Eğitim Sen grevli toplu sözleşmeli sendikal haklar, bilimsel demokratik ve laik eğitim çabalarıyla geleceğe umutla bakmamızı sağlayan, ülkemizin onurlu emekçilerinin yaptığı bir kaledir. Eğitim Sen’in harcında eşitlik, özgürlük, katılımcılık vardır. Böyle bir Türkiye yaratmak amacıyla sömürüye, zulme, gericiliğe karşı inadına mücadele edenlerin yarattığı demokratik bir örgütlenmedir. Eğitim Sen, konfederasyonumuz KESK’in en büyük sendikası ve kamu emekçileri mücadelesinin en dinamik gücüdür. Eğitim Sen, demokratik ve bilimsel eğitim için toplumun bütün bireylerinin anadilde, parasız eğitim hakkını savunmak için vardır. Eğiitm Sen bütün eğitim emekçilerinin daha iyi yaşama ve çalışma koşulları sağlayabilmeleri ve geleceğe umutla bakabilmeleri için vardır. Yaşasın Eğitim Sen! Yaşasın KESK! Yaşasın örgütlü mücadelemiz! Saygılarımla…”

Konuşmanın ardından, dayanışma yemeği neşe içinde geç saatlere kadar sürdü.