Bu olayların demokratik rejimlerin baş belası olduğunu söyleyen Eren, “Biz 27 Mayıs ihtilalini gördük. 70’li yıllarda verilen muhtıraları da yaşadık. 12 Eylül darbesini de bizzat yaşadık. Birçok insanımız 12 Eylül darbesinden mağdur oldu. Fethullahçıların yaptığı darbe girişimi de Türk demokrasisine ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı yapılan en büyük darbelerden birisidir. Halkımız ve ordumuz soğukkanlı hareket ederek devletine, demokrasisine ve rejimine sahip çıkmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bizim gözbebeğimizdir. Ordumuzun içindeki Atatürkçü ve milliyetçi subaylarımız ağırlıkta olmasaydı bugün, Türkiye büyük bir felaket ile karşı karşıya kalırdı. Ordunun içerisindeki bu aklıselim askerler Türkiye’nin başına büyük bir felaket gelmesini engellediler.”  diye konuştu.

VATANA, MİLLETE VE REJİMİMİZE SAHİP ÇIKMAK ZORUNDAYIZ

Türk milletinin, MHP’lisi, CHP’lisi ve AK Partilisinin omuz omuza vererek rejime ve demokrasiye sahip çıktığını dile getiren Eren, “Bu, çok güzel bir durumdur. Gönül ister ki; bu beraberlik ve omuz omuza verme sonsuza dek devam etsin. Elbette ki siyasi görüş farklılıkları olacaktır ancak Türkiye’deki rejim sıkıntıyla karşılaşınca insanların böyle beraber hareket etmesi gelecek için bizlere umut vermiştir. Geçmiş zamanlarda yapılan; Çanakkale, Balkanlar ve Kurtuluş Savaşı’nda gelecek nesillere vatan bırakmak için yüz binlerce can verilmiş ve onlara yaşanacak bir vatan bırakılmıştır. Emperyalistlerin oyununa gelip de vatanımızda kaos çıkmasını isteyenlerin yanında yer alırsak, Türkiye felaketin ortasına düşer. Gençlerimizin vatana sahip çıkacağından, milletin birliğini beraberliğini koruyacağından hiç şüphemiz yoktur. Yalnız, gençlik heyecanına kapılmadan aklıselim hareket etmemiz lazım. Rejime, Türkiye Cumhuriyeti devletine ve geleceğimize sahip çıkmak zorundayız. Benim tavsiyem, siyasi görüş ne olursa olsun; ‘bu devlet benim, bu rejim benim, bu vatan benim’ diyen herkesin ülkemize sahip çıkması lazım. Emperyalistlerin oyununa gelmemek için çok dikkatli olmalıyız. Rahmetli Başbuğ Türkeş, daima ‘En kötü demokrasi en iyi ihtilalden daha iyidir’ derdi. Bize verilen düstur buydu ve biz bununla yetiştik. Vatana, millete ve rejimimize sahip çıkmak zorundayız.”  şeklinde konuştu.