Kişisel ve Kurumsal Beslenme Danışmanı Diyetisyen Murat Kurt, diyet yapanlara önerilerde bulundu. Kilo vermenin emek ve sabır isteyen bir uğraş olduğunu kaydeden Kurt, Bir süredir sağlıklı bir şekilde kilo vermeye devam ediyorsunuz. Ancak, aynı yeme ve egzersiz alışkanlıklarınızı devam ettirseniz de, tartının ibresi son günlerde bir türlü oynamıyor. Tamam, her diyet ve egzersiz programında, bir an gelir ki, eski hızla kilo verilemez hale gelir ama bu durum gene de canınızı sıkıyor değil mi? Yapılan araştırmalar sonucu ortaya atılan bazı teorilere bakılırsa, tekrar kilo vermeye başlamadan önce, vücudunuzun önce düştüğünüz kiloya alışması gerekiyor. Bu duraklama dönemleri, bir haftadan birkaç aya kadarki bir döneme yayılabilir. Üstelik en sabırlı insanı bile zıvanadan çıkarıp, şevkini kırabilir.” dedi.

“Eğer şu an böyle bir dönemdeyseniz, şu noktalara bir göz atın” şeklinde konuşan Murat Kurt, şunları söyledi:

KENDİNİZİ FAZLA MI KISITLIYORSUNUZ?

“Kendini yemeye ve ardından da diyete adayan bazı arkadaşlar, kilo vermenin yolunun az yemekten geçtiğini düşünüp yediklerini azaltıp dururlar. Oysa bu, sadece metabolizma hızınızı düşürür ve belli bir noktadan sonra kilo vermeniz zorlaşır. Ayrıca açlık duygusu güçlü olduğundan, sizi mutsuz ve sinirli yapar. Üstelik de patlama anı yakındır ve kendinizi bir anda yiyeceklere saldırırken bulmanız an meselesidir. Öğün atlamayı bırakın, eğer açsanız hafif bir şeyler atıştırın ve bol bol su için.

EGZERSİZ PROGRAMINIZI KONTROL EDİN

Ne kadar egzersiz yapıyorsunuz? Çok mu fazla, yoksa gereğinden az mı? Optimal kilo kaybı için, haftada 3-4 kez, birer saatlik kardiyovasküler egzersizler yapmayı hedefleyin. İnce kas kütlesini ve metabolizma hızını korumak için haftada iki kere de ağırlık çalışması ekleyin. Uzun süreli oturmaktan kaçının. Örneğin, arabanızı uzağa park edip, merdivenleri asansöre tercih ederek daha hareketli olabilirsiniz.

NE SIKLIKTA TARTILIYORSUNUZ?

Tartı, başarının tek ölçüsü değildir. Eğer çok sık tartılıyorsanız, kafanızı iyice takmışsınız demektir ve bu durumda da bunalmanız normal. Kilonuz gün içinde, yediklerinize, hormonlarınıza ve vücutta bulunan sıvıların durumuna göre farklılık gösterir. Başarınızı ölçmek için başka yollara da başvurabilirsiniz. Örneğin, giysilerinizin üzerinizde nasıl durduğuna, enerji seviyenize bakın. Haftada sadece bir kez tartılın.

DAHA NE KADAR KİLO VERMEK İSTİYORSUNUZ VE NE HIZDA KİLO VERDİNİZ?

Bu diyet işi eziyetli bir iş. Sadece eziyet de değil. Bir an geliyor, yetti artık diyorsunuz, kendinizi rejime adıyorsunuz. O kadar iradelisiniz ki, deli gibi kilo vereceğinize olan inancınız yüksek. Ama iki gün geçip de, iradeniz bilendikçe başta yaptığınız bir haftada şu kadar, bir ayda bu kadar kilo veririm hesapları gömülüyor. Diyete başladığınızda, geçmiş tecrübelerinizi anımsamaya çalışın. Hedefleriniz gerçekçi mi? Sağlıklı kilo vermek demek, haftada ortalama yarım kilo, ayda da 2 kilo kadar vermektir. Yani yavaş ve sağlam adımlar en iyisi.

KENDİNİZE İYİ DAVRANIN

Belki de yanlış yaptığınız hiçbir şey yok ama sadece kendinize zaman tanımanız gerekiyor. Aynı kiloda kalmanız, denge göstergesidir. Bu ana kadar verdiğiniz kilolar için kendinizi tebrik edin. Ama bundan da iyisi, bunu korumayı başardınız. Böyle devam edin, çünkü bu daha sonra vereceğiniz kiloların habercisidir.

MUTLAKA YÜRÜYÜN

Kilo verirken egzersizin de önemine değinen Kurt, sözlerini şöyle tamamladı: “Yapacağınız diyeti herhangi bir egzersizle de destekleyebilirsiniz. Ama ideali en ideali yürüyüş yapma. Üstelik en kolay egzersizde yürüyüş. İstediğiniz her yerde, her zaman yürüyebilirsiniz... Yürümek, duraklamadan, aynı tempoda, aynı adımlarla ilerlemek demek. Yürüyüşten en üst düzeyde yararlanabilmek için bir program dahilinde uygulamalısınız. Saptayacağınız günlerde, aynı saatte yürümeye gayret edin. Vücut biyoritiminizin yüksek olduğu, yani sizin için en uygun ve en enerjik olduğu zamanı seçmelisiniz. Yürüyüş, her şeyden önce kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar. Bu yeni alışkanlığınızdan ilk kazançlı çıkacak olan kalp ve damar sisteminiz olur. Beyin dokularınız daha çok oksijene kavuşur ve daha sağlıklı düşünürsünüz. Vücudunuzdaki kaslar çalışır, kan dolaşımı harekete geçer, böylece vücudunuzdaki yağlar kasa dönüşmeye başlar. Yağlar kasa dönüşmeye başlayarak forma girersiniz. Fazla kilolardan da yavaş yavaş kurtulursunuz. Düzenli yürüyüş sonunda vücudunuz dayanıklılık kazanır. Yürüyüşün daha pek çok yararları var: Menopoza bağlı olarak kırılganlaşan kemiklerin yoğunluğunu korur, tansiyonu düşürür, yorgunluğa karşı direncinizi artırır, stresi ortadan kaldırarak gerilimi giderir, rahat uyumanıza yardımcı olur, vücut kaslarını dinlendirip gevşetmesinin yanı sıra kuvvetlendirerek, enerjik olmanızı sağlar. Yürüyüş yaparken en ideali spor bir ayakkabı giymeniz; ayağınızın tabanını destekleyen adımların vücudunuzda oluşturacağı darbeleri azaltan ve esnek tabanlı bir ayakkabı seçmelisiniz. Yürüyüş sırasında göğüsleriniz ve omuzlarınız ileride, karın içeride ve dik olmalısınız. Gereğinden fazla ileri hamle yaparak yürümeyin. Adım aralıklarınızın eşit olmasına dikkat edin. Dirseklerinizi çok fazla geniş bir açıyla tutmayın, birbirine yakın olmasına dikkat edin. Yürüyüşe yavaş yavaş başladıktan sonra hızınızı artırın ama bunu asla abartmayın. Vücudunuzun sesini dinleyin; eğer çok yorulduysanız biraz yavaşlayın. Hızlı nefes alıp verdiğiniz halde bu sizi rahatsız etmiyorsa, hızınızı kesmeye gerek yok demektir. Unutmayın, daha uzun yürümek için koşarcasına hızlanmasına gerek yok; on dakikalık tempolu bir yürüyüş beş dakikalık çok hızlı bir yürüyüşten daha yararlıdır.”