30 Mart Yerel Seçimleri’nde CHP’den Keşan Belediye Başkanlığına aday adayı olan Mustafa Bezbaş, Keşan FM’de geçen Salı günü Yılmaz Özkaya ve Mustafa Kabakçılı’nın hazırlayıp sunduğu “Gündemde Öne Çıkanlar” adlı programda, yerel seçim değerlendirmesinin dışında, tarım konusundaki düşüncelerini de dile getirdi.

Trakya topraklarının, banka borçları yoluyla yabancıların eline geçmekte olduğunu vurgulayan Bezbaş, çiftçinin geçimini sağlayabileceği tarım politikalarının uygulanması durumunda, köylünün tarlasını satmayacağını dile getirdi.

Mustafa Bezbaş, konuyla ilgili olarak şu görüşleri dile getirdi:

“50 BİN DÖNÜM

CİVARINDA TARLA,

ŞİRKETLERİN

ELİNE GEÇTİ

Bankaların verdikleri tarım kartları var, kredi veriliyor, nakit çekim yapılabiliyor bu kartlarla. 6 ay ödemesiz bu kartların gecikme faizi ise aylık %5’e yakın . Yüksek faiz oranı bu. Bu kartlar eğer ödemelere sadık kalınmazsa tam bir tuzak. Zamanında ödendiğinde bu kartlar faydalı olabilir ama ödenmediğinde esas bu tehlikeli. Ödemelerde bir gecikme olduğunda tarla ipotek ediliyor. Sonunda da tarla elden gidiyor.

Ziraat Bankası istenilen krediye vermemesi nedeniyle çiftçi diğer bankalara, özel bankalara yöneliyor. Pratikte Ziraat Bankası “kredi veriyoruz” diyor ama vermiyorlar. Bu yüzden çiftçi kolay kredi alacağı özel bankalara yöneliyor. Miraslı bir yapı var bizim topraklarımızda. Bu yüzden kredi vermiyor. Özel bankalar bu konuda daha kolay kredi çıkarıyor çiftçiye. Ziraat Bankası’nda ödemelerde sıkıntı olduğunda yeniden yapılandırdıkları için sorun olmuyor çiftçiler için ama özel bankalarda böyle bir durum yok. Borcunu ödeyemediğinde tarlasına el konuluyor. Satılan tarlaları büyük şirketler alıyor. Trakya toprakları çok değerli. İbriktepe’den de tarla alıyor, Karlıköy’den de. Yani nerede satılırsa orasını alıyorlar. Bu toprakları alan çeşitli şirket adlarını duyuyoruz. Şirketler tarafından alınan tarlaların 50 bin dönüme ulaştığı haberlerini duyuyoruz.

TARLALARIN DÖNÜMÜ

20 BİN LİRA OLACAK

İleride kuraklıkla beraber ciddi gıda sıkıntısı olacağını göz önünde bulundurursak bu tarlalar muhtemelen Arap sermayesine satılacak. Bu tarlaların dönümünü 1500 ile 2000 TL’ye aldıklarını düşünürsek verilen meblağlar çok düşük. Çünkü Hamzadere Barajı’nın bu bölgeye getirisi yüksek olacak, su sorunu yaşanmayacak ve tarlaların dönümü 20 bin TL’ye kadar çıkacak. Trakya olarak da başka geçim kaynağımız yok.

Dışarıda, “küçük çiftçileri yok edin, sanayi gelsin” fikri de bitti. Dünya bu düşünceyi bıraktı. Bu düşüncenin yanlış olduğunu anladılar. Aile tipi çiftçiliğe ve hayvancılığa yöneldiler. Bunun daha sağlıklı, ekonomik ve rantabl olduğunu gördüler. Bunun yanında insanları toprağında tutmanın sosyal bir yanının olduğunu farkettiler. Dışarıda böyle bir sistem gerçekleştirilirken biz insanları göç ettiriyoruz. İşte Çerkezköy gerçeği var. Asgari ücrete bir yaşam süren insanlar mutlu olamıyorlar.

Uygulanan politikaların etkisiyle tarım bitme noktasına geldi. Ayçiçeği Trakya için çok önemli. En verimli olduğu yıllarda bile 1.5 milyon ton ayçiçeği üretiliyor. Bu üretimi arttırmamız lazım. Biz yağ ithalatçısı bir ülkeyiz. En büyük dövizi petrolden sonra bu ürüne veriyoruz. Sonra cari açık oluşuyor.

TRAKYA’DAKİ SIKINTI

AYÇİÇEĞİNDEKİ

İSTİKRARSIZLIKTAN

Edirne Milletvekilleri, ayçiçeği fiyatları açıkladığında 3 otobüs birkaç kol da davul tutup, Ankara’da Meclisin önünde eylem yapmalıydı. Farkındalık yaratmalıydı. Bizim için çok önemli olan bir durumdan Ankara’dakilerin haberdar olmasını sağlamalıydı. Trakya için stratejik bir ürün olan ayçiçeği ülke için çok önemli. İyi fiyat verildiğinde çiftçi ayçiçeği üretimi arttırmak için çalışır. Bu işin çözümü, istikrarlı fiyat politikası uygulayarak bir denge kurmaktan geçiyor.  Devlet bir yandan destekleme veriyor ama bunu nisan ayında yapıyor. Bunun yerine desteklemeleri çıkarın 50 kuruşa, harmanda verin. 1,5 TL olsun 1 TL olduğu dönemde. Böyle yapılırsa çiftçi bankalardan aldığı bu kartları da rahatça öder hale gelecektir. Trakya’da piyasalardaki sıkıntı ayçiçeği yüzündendir. Çünkü ciddi bir üretim var ama ayçiçeği kötü gittiği zaman her şey kötü gidiyor. Buğday bu kadar etkilemiyor. Buğday üretimi aşağı yukarı belli. Trakya’daki çiftçi her yıl aynı ürünü ekmiyor, bir yıl ayçiçeği ektiği zaman diğer yıl buğday ekiyor. O yıl ayçiçeği eken çiftçiye kötü bir fiyat verildiği zaman o çiftçi ne yapacak? Meseleye bu yönünden de bakmak lazım. Hangi partinin milletvekili olursa olsun ister iktidar partisinin ister muhalefet partisinin olsun bir şekilde bunları projenlendirip anlatması lazım.

KÖYLÜ GEÇİMİNİ

SAĞLARSA,

TARLASINI SATMAZ

Ben köyden geldiğim için şunu iyi bilirim köyde tarla satmak ayıp karşılanır. Bu gelenek hala devam eder. Çok mecbur kalmadığı zaman satmaz. Ben dedemin yerlerini satarsam ben ölürüm. Ben diğer mirasçılardan aldım. Çiftçilik yapacağımdan değil. O benim için gurur kaynağı, itibar meselesidir. Ben bir köy çocuğu olarak böyle düşünüyorsam başkaları için de böyledir. Geçimini sağlarsa tarlalarını satmazlar.”