ADD Keşan Şubesi Başkanı Yusuf Kılıç, dün yaptığı açıklamada 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü, Akit Gazetesi tarafından atılan “10 Kasım 1938’de Zülüm Sona Erdi” manşetine tepki gösterdi

Adı geçen gazete manşetine sosyal medyada çok büyük bir tepki gösterildiğini ayrıca ADD Genel Merkezi’nin bu gazeteyi RTÜK’e şikayet edip mahkemeye verdiğini söyleyen Kılıç,Bu gazetenin böyle bir manşetle çıkması biz Cumhuriyet çocukları, Cumhuriyet aydınları için çok üzücü bir durum, çok talihsiz bir açıklama. Eğer Atatürk olmasaydı o gazeteci o başlığı da atamayacaktı. Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmamış olsaydı ümmet toplumu olarak devam etseydik ne basınımız olurdu ne de böylesine rahat bir konuşma ortamımız. O gazetecinin bunu düşünüp o başlığı öyle atması gerekirdi diye düşünüyorum” dedi.

İNSANIN KÖR OLMASI GEREKİR

Atatürk’ün insanlara kimlik vererek ümmetlikten kurtardığını ve Cumhuriyet toplumuna dönüştürdüğünü de ifade eden Kılıç,  şöyle konuştu: “Atamız öldüğünde Avrupalı bir devlet adamı ‘Atatürk 10 yılda Türkiye’yi 2 bin yıl ileriye götürmüştür’ demiştir.  Bu kadar ilerlemeyi, çağdaşlaşmayı görmemek için insanın kör olması gerekir.  Bugün bazı insanlar ‘türban özgürlüğüne kavuştuk’ diyorlarsa zaten o zaman da yani Cumhuriyet’ten önce de özgürdüler. Şimdi ikinci bir özgürlük gibi, bir üniforma gibi taşıyorlar türbanı.”

CUMHURİYETİN AYDIN YÜZLERİ, BEKÇİLERİ BUNA İZİN VERMİYOR

 10 Kasım’larda bu tür saldırıların olduğuna dikkat çeken Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı 10 Kasım günü Anıtkabir Defteri’ne Gazi Mustafa Kemal diyerek yazıyor.  Atataürk olarak yazmıyor.  Bunun da nedeni biliyorsunuz Atatürk soyadını, Soyadı Kanunu çıktıktan sonra aldı.  İşte onlar Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonrasını kabul etmiyorlar.  ‘Gazi Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nı yaptı bunu kabul ediyoruz ama Atatürk soyadını aldıktan sonra yaptığı kılık kıyafet, şapka ve diğer devrimleri olsun bunları kabul etmiyoruz’ diyorlar, bunları kabul etmiyorlar. Arap alfabesini kastederek, ‘Bir gecede bizim harflerimizi değiştirdi’ diyen bir zihniyet var karşımızda. Atatürk devrimlerinin adını pek söylemek istemiyorlar.  Atatürk’ün devrimleri, ilkeleri bunca örselemeye, tahribata rağmen, bunca baskıya rağmen Cumhuriyetin aydın yüzleri, Cumhuriyetin bekçileri buna izin vermiyorlar. İktidarın şu an varmak istediği amaç da değişti. Belki başta ‘Şeriat istiyoruz’ diyorlardı ama şimdi parayı görünce meselelere paranın renginden, paranın penceresinden bakıyorlar. Yani artık onlar için Cumhuriyet büyük bir tehlike değil.  Çünkü ekonomik yönden Cumhuriyet varken de yapabiliyorlar.”