İstanbul’da binalar gördüm; üst üste, sarmaş dolaş yedi tepe; dağ gibi. Pek çoğunda ağaç yok lâhit mezarlar gibi… Geceleri, her biri türbe gibi bakıyor Gündüzleri, içinden yola insan akıyor, İnsanlara baktım da umut; yanardağ gibi Sağa sola yağarlar lâpa lâpa kar gibi… Kimi hemen eriyor tavadaki yağ gibi Kimi buzdan bir kayaç Erciyes Dağı gibi, Kimi, hasat’a hazır şıralık bağa dönmüş, Kimisi gaz kaçıran balon gibi pörsümüş, Kimisi korunaksız kabuksuz nara benzer, Kimisi seyyah olmuş gün boyu gezer gezer… Sordum da, hiçbirinin dönmeye yok niyeti Pek çoğu, varoşlarda yaşayan beyaz zenci! Kalplerini yaksa da şu memleket özlemi Her birinin gönlünde hep, İstanbul var gibi Kiminin bir tek ahı bin ah gibi yakıyor Kimi, vaha arayan mecnun gibi bakıyor, Kimisi dane dane dökülüyor çarklardan Kimisi medet umar neonlu akşamlardan, Kimisi yuva arar yedi tepe üstünde Kiminin Sultanahmet yükselir gözlerinde, Kimi güvercin olmuş Yenicami önünde Kiminin bir tas çorba tütüyor gözlerinde… Kimisi de Boğaz’a başka yerden bakıyor Gönlünde ya Çırağan ya da Yıldız yatıyor… Kimininse gemiler geziyor yüreğinde Kiminin Dolmabahçe tütüyor ........................sözlerinde Kimisi kulak verir ezanların sesine Kimisi şiir yazar denizin gözlerine, Kimi, köprü üstünden olta atar sulara Kimi de Sirkeci’de bakar mor vagonlara Kimi denizde vapur, Gün boyu siren çalar! Kimi denizde martı sulardan buse çalar. Her biri başka ilden kimisi başka dilden Alamazlar kendini Boğaz’ın gözlerinden… Kimisi duymamıştır Aşiyan’ın adını Kimisi tatmamıştır Beşiktaş’ın tadını, Ne Cahit bilir kimi, Ne Orhan, Ne Külebi Ne Çamlıca üstünden bakan Yahya Kemal’i. Pek çoğu ortadirek, pek çoğu da öğrenci “Kimi bir ev kedisi, Kimi de bir ciğerci...” Her birinin umudu ekmek kadar kocaman Her birinin gönlünde yatar koca bir aslan! Pek çoğu, iki eşli acı çeken bir duldur! İlk yâr, memleketleri, ikinci İstanbul’dur. Umut verir onlara bu şehrin nimetleri Mum gibi bitseler de ararlar vitrinleri! İstanbul, onlar için taşı altın diyardır, Bir susamlı simitle pek çoğu bahtiyardır! Sonunda bilirler ki çoğu burdan yolcudur… Sorarsan, umutları yine de İstanbul’dur Yollarda koştururular yürüyen hayal gibi. Bağdat Yolu’na düşmüş bir karınca misali, Baktım da gözlerine şu İstanbul, yâr gibi Her birinin gönlünde Tek, İstanbul var gibi…