SONGÜL KONAR

Dün saat 10.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Anıtına çelenk sunulması ile başlayan program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Ziraat Odası Başkanı Hasan Şen’in açıklamasıyla son buldu. 

Törene Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Keşan Ziraat Odası Meclis Başkanı Recep Kenar, Keşan Ziraat Odası Başkanı Hasan Şen, Çiftçi Malları Koruma Derneği Başkanı Sedat Yoluç ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. 

Keşan Ziraat Odası Başkanı Hasan Şen, açıklamasının başından “Evde kal Türkiye biz sizin için üretiriz” vurgusunda bulundu. 
“ÇİFTÇİLERİN ÜRETMESİ ÇOK ÖNEMLİDİR”

Koronavirüsün Dünyayı küresel olarak durma noktasına getirirken, etkilerini ülkemizde de büyük ölçüde hissettiklerini belirten Şen, açıklamasında şunları dile getirdi: “14 Mayıs 1946 tarihinde, Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu kurulmuş olup, bu federasyona üye olan ülkeler, 14 Mayıs Gününü “Dünya Çiftçiler Günü” olarak kutlamaktadırlar. Türkiye bu Federasyona üyedir ve Türkiye’de de 14 Mayıs, “Dünya Çiftçiler Günü” olarak kutlanmaktadır. Koronavirüs Dünyayı küresel olarak durma noktasına getirirken, etkilerini ülkemizde de büyük ölçüde hissetmekteyiz. Dünyayı ve ülkemizi aylardır etkisi altına alan, özellikle büyükşehirlerde hayatı durma noktasına getiren Koronavirüs salgını devam ediyor. Ülkemiz ve dünya bu virüsle mücadele ederken, fabrikalarımızın ve sanayimizin üretime devam edebilmesi için, biz çiftçilerin üretmesi çok önemlidir. Tarım çok büyük bir sektördür. Bu Koronavirüs sürecinde tüm önlemleri üst düzeyde alarak; dikkatli davranarak, üretime devam etmeliyiz.”

ÇİFTÇİYE YASAK YOK, ÜRETİME DEVAM EDİYORUZ

Koronavirüs günlerinde en önemli gündem maddelerinden birinin de tarım sektörü olduğunu ifade eden Şen, sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizin bazı işkollarında olduğu gibi tarım alanında da olağan akışın devamı çok önemlidir. Ülkemizde nasıl ki; fedakârca çalışan sağlık ordumuz, güvenlik kuvvetlerimiz, askerimiz, polisimiz varsa, tarım sektörü olarak ta biz çiftçiler, ülkemize maddi ve manevi katkıda bulunmak için çok çalışmalıyız. Koronavirüs günlerinde en önemli gündem maddelerinden biri de tarım sektörü olmuştur. Sağlıktan sonra, belki sağlıkla birlikte en önemli sektör, tarım sektörüdür. Özellikle bu dönemde tarım sektörü açısından hem ekim-dikim zamanı, hem de bazı ürünlerde hasat dönemi yaklaştı. Dolayısıyla tarım faaliyetlerinin ve tarımda üretimin sürdürülmesi gerekiyor. Biz çiftçilerce gerekenler zamanında yapılmaz ise, birkaç ay sonra raflarda ürün bulmakta zorlanacağız. Tarladan sofraya uzanan zincirin her bir halkasını daha da sağlamlaştırmak çok önemlidir. Çiftçiye yasak yok, üretime devam ediyoruz. Sokağa çıkma yasağından muaf tutulan çiftçilerimiz faaliyetlerini sürdürebilmesi için tarlasına ayçiçeği, mısır, yem bitkisi, sebze v.s ekimini, buğday tarlalarına bakım yapabilmesi, tarım arazisine gidebilmesi için Bakanlığın aldığı kararla sokağa çıkma yasağından muaf tutulmuştur. Alınan bu karar tartışmasız çok yerinde bir karar olmuştur. Ülkemiz çiftçilerine bu zor günlerde daha çok iş düşüyor. Üretim çiftçisinin dışında diğer çiftçilerimiz de “evde kal” yasağına uyuyor. Sahada sosyal mesafeyi koruyarak ve tüm tedbirleri alarak üretimimize devam ediyoruz. Köylerimizde üretim yapan çiftçi tarlada çalışıyor, tarımsal faaliyette bulunmayan herkes yasaklara uyuyor.”

“TARIM SEKTÖRÜNÜN TEMEL SORUNLARINDAN BİRİ DE; KÖYLÜLÜĞÜN SİSTEMLİ BİR ŞEKİLDE YOK OLMASINA SEYİRCİ KALMAMIZDIR”

Yeni nesilleri tarım konusunda özendirecek, tarım yapmayı cazip hale getirecek stratejilerin, politikaların ve üretime devam etmek zorunda olmanın farkına varılmasına dikkat çeken Şen, “Tarım sektöründe bu dönemde işgücü sağlanması açısından sorun olabileceğini düşünüyoruz. Sorunların tespit edilmesi ve çözümü için uzmanların ve bizlerin önerileri: Son dönemde devamlı azalan tarım işçiliğinin, tarım sektöründe çalışanların çoğunun 65 yaş üstü olmasından da kaynaklandığı bir gerçektir. Ülkemizde bazı bölgelerde, başka ülkelerden ve bölgelerden gelecek işgücü ile kapatılmaya çalışıldığını, ancak; bu yöntemin bir çözüm olamayacağını düşünüyoruz. Tarım sektörünün temel sorunlarından biri de; köyleri ve köylülüğün sistemli bir şekilde yok olmasına seyirci kalmamızdır. Yapılan bir araştırmada; ülkemizde çiftçilik yapanların, ortalama yaşının 55 olduğunu görüyoruz. Yeni nesilleri tarım konusunda özendirecek, tarım yapmayı cazip hale getirecek stratejiler, politikalar üretmek zorunda olduğumuzun farkına varmalıyız” diye konuştu. 

ŞEN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERDEN BAHSETTİ

Daha sonra Şen, tarım ve ekonomi uzmanlarına göre; gıda tedarik zincirinde sıkıntıların aşılması için bazı önlemlerin alınması gerektiğini belirterek önerileri şöyle sıraladı: 

1-Devlet, çiftçiye önceden, gelecek ürün döneminde verilecek fiyatın dünya fiyatlarının üstünde gerçekleşeceğini garanti etmeli.

2- Devlet, üretim ve tüketimde çiftçiyle tarlaya girmeli. Yani çiftçinin her sorunu, devletin sorunu gibi algılanmalı ve sorunlara devlet tarafından acilen çözüm bulunulmalı,

3-Akaryakıt fiyatlarının düşüşünün getirdiği avantaj ürün maliyetlerine yansıtılmalı.

4-Elektrik, gübre ve diğer girdiler, çiftçilerimize yerine göre düşük fiyat ya da bedava sağlanmalı.

5-Çiftçinin tarlaya olan ilgisinin artması sağlanmalı. Tarlada, sosyal mesafeyi koruyacak olanak olduğu için, devlet çiftçi ile üretim ortaklığına başlamalı.
Kısaca biz diyoruz ki; Toprakta yaşam var.
Biz güçlü ve fedakâr bir camiayız. Sektör çarklarımız dönmek zorunda. Evde kalan insanların sağlıklı, kaliteli ve keyifli vakit geçirmesinin yolu bizim üretimimizle mümkündür. Umutsuz değiliz. Umut hep var. Yeni ve yeniden başlangıçlar yaparak, üretmeye devam edeceğiz. Üretmek için, devletin desteğine ihtiyacımız her zamankinden daha fazla. 

“BİZ ÇİFTÇİLER VE TARIM SEKTÖRÜ, DURAMAZ, DURMAMALIYIZ”

Şehirde yaşayan vatandaşlara önemli bir mesajları olduğunu söyleyen Şen, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Şehirde yaşayanlara önemli mesajımız var; ‘siz evde kalın biz sizin için üretiriz.’ Hemen hemen tüm meslek grupları, tüm sektörler durabilir, zaman zaman üretime ara verebilir. Ancak biz çiftçiler ve tarım sektörü, duramaz, durmamalıyız. Tüm dünya ve insanoğlu bilmeli ve kabul etmeli ki; çiftçilerimiz üreterek, kutsal bir iş yapmaktadır. Dolayısıyla; çiftçiler, maddi ve manevi saygı, sevgi ve desteği fazlasıyla hak etmektedir. Koronavirüs salgını, tarımda kendi kendimize yeter bir ülke olmak zorunda olduğumuzun önemini hatırlatmış ve üretici-tüketici ve doğa yararına yeni bir tarım gıda rejiminin tesisinin zorunlu olduğunu tüm açıklığı ile göstermiştir. Bugün yaşanan salgın, tarım ve çiftçiliğin unutulan değerini, kutsallığını hatırlamamıza neden olmuştur. Her şeye rağmen, tüm tedbirlerin alındığı olağanüstü günleri yaşadığımız, bu 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günümüzü bütün kalbimle kutluyorum. Daha nice, Dünya Çiftçiler Gününü birlikte, daha güzel kutlamak umudumuzu yeşerterek sözlerime son verirken, Çiftçilerimizin toprağa, tarlaya ve üretmeye aşık olduğunu, Toprağa ve üretmeye olan bu aşkın bitmemesi ve artması için hepimizin üzerimize düşenleri yapması gerektiğini önemle hatırlatıyorum. Cefakâr, fedakâr ve çalışkan çiftçi arkadaşlarım; sağlıkla, sabırla, üretimde kalmanızı diliyorum.”