MEHMET AYTAÇ

Konyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Cavit Deniz; “Şehir içi taşıma ücretlerine yapılan son zammın yankıları uygulandığı sürece Keşan’da gereği gibi cevap bulmadı. Bunun sebebi yönetsel, kültürel derinliklerimizin geçmişinde bulunan anlayışının hala daha sürdüğünü göstermektedir. Fakat burada Keşan Belediye Meclisi’nden bu kararın geçirilmeden komisyon kararının uygulamaya sokulması asıl tartışılması gereken konudur. Bu anlamda kooperatif ve Şoförler Odası’nın baskısı yoğun oldu da uygulamaya sokuldu? Kooperatife, mı dendi? Her koşulda taşıma ücretleri arttıkça acaba Keşan Belediyesi’nin şehir içi minibüslerinin devrinden aldığı para da mı artıyor? Bu artış bu yüzden mi bir an önce gündeme geldi ve uygulamaya konuldu? Bunlar yanıtlanması gereken sorulardır” dedi.

“HELVACIOĞLU, MECLİSİ ORTAK AKIL OLARAK GÖRMÜYOR MU?”

Cavit Deniz, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nu da eleştirerek; “En önemlisi uygulamayı yap islim arkadan gelir anlayışının ilkelliğinden kurtulamamış bir belediye yönetimi ve bir belediye meclisinin olduğudur. Bu aşikârdır. Çünkü Keşan’ın ortak aklı, belediye meclisinin yansımasıdır. Keşan’ın ortak aklı belediye meclisidir. Ortak akılla Keşan’ı yönetmek iddiasında olan Sayın Helvacıoğlu, Keşan’ın ortak aklının yansıdığı belediye meclisinde onaylanmadan alelacele uygulamaya konulan bu karar karşısında acaba Keşan Belediye Meclisi’ni ortak akıl olarak mı görmüyor? Bunu da kendisine sormak isterim” ifadelerini kullandı.

“MESAFEYE GÖRE TARİFE OLMALI”

Açıklamasında, minibüs tariflerinin mesafeye göre belirlenmesi gerektiğini savunan Deniz; “İndi-bindi yerine mesafeye göre ücret alınmalı. Ücretler kategorize edilmelidir. Geçmişte otogar fiyatı ile indi-bindi fiyatı ayrıydı. Ama belli bir süredir aynı fiyatlar uygulanıyor. Şehrin belirli noktalarından indi-bindi ücretleri ayarlanmalı, uzak mesafeye alınan ücret yüksek olmalı. Bu koşullar altında ben bireysel olarak minibüsleri kullanan bir tüketici sıfatıyla onların uygulamalarına nasıl uyuyorsam, minibüs esnafı da aracını yazlık ve kışlık teknik özelliklerini sağlamak zorundadır” şeklinde konuştu.

“EĞİTİM BELEDİYECİLİĞİ ÖĞRENCİLERİ ÜCRETSİZ TAŞIMAKLA OLUR”

Deniz, şöyle devam etti: “Belediye Başkanı’nın ağzından düşürmediği eğitim belediyeciliği sözü var. Sayın Helvacıoğlu’na soruyorum. Öğrenci taşıma ücreti 5 lira. Bir öğrencinin ortalama günlük yol gideri 10 lira oldu. Hele iki minibüs ile giderse daha fazla olacak. Sayın Helvacıoğlu, eğitim belediyeciliği, eğitim kurumlarının bayrak törenlerinde ve diğer etkinliklerinde boy göstermekten mi ibarettir? Eğitim belediyeciliği, eğitimin en önemli vazgeçilmezlerinden olan öğrencilerin ücretsiz veya çok düşük ücretle taşımaktır. Belediyeye düşen görev bence budur.”

“TUZU KURULARDAN YANA MISINIZ?”

Cavit Deniz, Keşan Belediye Meclisi’nin üyelerine de şu şekilde seslendi: “Belediye meclisi üyelerine de şunu sormak istiyorum. Siz tuzu yaşlardan mı yanasınız, tuzu kurulardan mı yanasınız? Lütfen bu alelacele yapılan uygulamanın, sizin onay hakkınızı kullandırtmadan yapılmış olmasını içinize nasıl sindiriyorsunuz? Seçilmiş insanlarsınız. Siz seçilmiş insanlar olarak mutlaka tüketiciyi korumak zorundasınız. Komisyonun aldığı kararın altında imzalar var. Adında adalet olan bir partinin üyelerinin imzası var. Adında halk olan ama içinde halk olmayan bir partinin üyelerinin imzası var. Adalet ve Kalkınma Partisi İlçe Başkanı ve belediye meclisi grubuna soruyorum. Bu uygulama adaletli mi? Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı ve belediye meclisi üyelerine soruyorum. Bu uygulama halkçı mı?”

“KISA MESAFEYE ARTIK YÜRÜNECEK”

Deniz, açıklamasını şöyle bitirdi: “Türkiye’nin en önemli sorunu zamlardır. Türkiye’de yangın var. Zamlar ortalığı kasıp kavuruyor. Mazotun, yedek parçanın ve diğer giderlerin artmış olması, minibüs esnafının kendi giderlerini de arttırıyor. Minibüs esnafı yaktığı mazotun bile parasını toplayamıyor. Ama bu uygulama ile hiç toplayamaz. Neden? Çünkü kısa mesafeye gidecek olan insanlar artık yürüyecektir. Oysa mesafeye göre ücret uygulamasına geçilse, minibüs esnafının işleri daha da yükselir diye düşünüyorum. Genelde bu konudan tüketicilerin sessiz kalması da düşündürücü. Çünkü cebinden çıkan her lira, her kuruş, verdiği fazla para, kendi ekonomisinin aleyhine. Şehir içinde çalışan bir asgari ücretlinin bu fiyatlarla verdiği yol ücreti, ne kadar ete, peynire, süte tekabül eder? Ortak akıl bunu da düşünmelidir. Belediye meclisi üyelerine tekrar soruyorum. Tuzu yaşlardan yana mısınız? Tuzu kurulardan yana mısınız? Adalet ve adaletli bir iş yaptığınıza inanıyor musunuz? Sizin onayınıza sunulmadan devreye sokulan bir kararı içinize sindirebiliyor musunuz?”