SONGÜL KONAR

Karagöz ve Ertürk Çoban tarafından hazırlanan ortak basın açıklamasında, “İDK (İnceleme, Değerlendirme Komisyonu) toplantı kararı alınması evlere şenlik bir durumu ortaya koyuyor” denildi.

“BU KONUYU TOPLUMSAL, SOSYAL, PSİKOLOJİK, SOSYOLOJİK YÖNLERİ İLE DEĞERLENDİRECEĞİZ”

Söz konusu açıklamada, şunlara yer verildi: “Yaklaşık 100 yıllık Cumhuriyet geleneğinin bizlere kazandırdığı hukuk normları ekseninde bugün Keşan halkı ve Saros gönüllüleri olarak, Anayasa’da belirtildiği gibi bir hukuk devletinde yaşadığımızı zannederek neler olup bittiğini anlamakta zorlanıyoruz. Saros FSRU Limanı ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ÇED olumlu kararı hakkında Edirne İdare Mahkemesi’nin verdiği iptal kararının arkasından dolaşarak hiçte ilgisi olmadığı halde 2009/7 sayılı genelge dayanak yapılarak ve söz konusu Edirne İdare Mahkeme kararı bu genelge kapsamına girmediği halde bu genelgeye dayandırılarak, İDK (İnceleme, Değerlendirme Komisyonu) toplantı kararı alınması evlere şenlik bir durumu ortaya koyuyor. İşin hukuksal tarafını avukatımız sayın Bülent Kaçar yapacağı açıklama ile ortaya koyacaktır. Keşan Kent Konseyi ve Saros Gönüllüleri Dayanışması olarak bu konuyu toplumsal, sosyal, psikolojik, sosyolojik ve benzeri  yönleri ile değerlendireceğiz. Ülke ve dünya insanlığı olağanüstü koşulları yaşadığı bu günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ne yapmak istiyor?”

NEYMİŞ, İDK KOMİSYON ÜYELERİNE BELGELER GÖNDERİLİP YAZILI GÖRÜŞLERİ İSTENMİŞ” 

“Sayın yetkililer, Saros sahillerinde yazlığı olan insanların büyük çoğunluğunun 30-40 yıllık birikimleri ile bu yazlıklara sahip olduklarını ve bu insanların 60 gündür ev hapsinde tutulduklarını bilmiyorlar mı? Bu insanların psikolojik dengelerinin bozulduğundan haberleri yok mu? Her şeye karşın bu insanların mahkeme kararını bypass ederek yasayı arkadan dolaşmak isteyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı anladıklarını kabul edelim ama İDK toplantısını yapıyormuş gibi yapmalarını anlayamıyorlar, anlamıyoruz. Sayın yetkililere soruyoruz: Değer verdiğinizi iddia ederek, evlere kapattığınız bu insanların ruh hallerinin hiç mi önemi yok? Aynı bakanlık ÇED Halkın Katılım toplantılarını erteliyor ama İDK toplantısını yapıyormuş gibi yapıyor. Neymiş, İDK Komisyon üyelerine belgeler gönderilip yazılı görüşleri istenmiş, bizler de itirazlarımızı gönderebilirmişiz. İyi de, ÇED yönetmeliği böyle bir İDK tarifi yapmıyor ki, bu ne telaş, bu ne acele? 1 haftadır, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yüzlerce Saros gönüllüsü tarafından, İDK’ya katılma istek dilekçeleri, CİMER yoluyla itiraz dilekçeleri, e-mail yoluyla itiraz dilekçeleri ve bizzat canlı telefon görüşmeleri ile deyim yerindeyse ateş altında tutuldu ama sonuç nafile. Gerekçe, dış alım ve dış satım sözleşmeleri varmış. Bu görüşün dayanağı BOTAŞ'ın mahkemeye verdiği savunmasıdır.”

“BİZLER BU TALANA VE YAĞMAYA HİÇBİR BİÇİMDE İZİN VERMEYECEĞİZ”

“Saros FSRU Limanı’ndan pompalanacak söz konusu doğalgazın, ülkemiz ve Keşan ile hiçbir ilgisi yok. Bu konuda söylenenlerin hepsi asılsızdır. Bizler ülke olarak, sadece taşeron olacağız. Birileri para kazanacak ve biz dünya harikası Saros’u kaybedeceğiz. Telefon ile görüştüğümüz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerine tekrar tekrar söyledik. Keşan halkının oyları ile seçilmişlere de söylüyor ve soruyoruz. Bizlerin bugün yaptıklarımız ve yapmaya çalıştıklarımız tarihe düşülmüş birer not niteliğindedir ve yarına dair belgedir. Bizler bu talana ve yağmaya hiçbir biçimde izin vermeyeceğiz. Tarih bütün bu ayrıntıları yarın yazacak. Kurtarılmış veya talan edilmiş bir Saros’a dair torunlarımıza anlatacağımız olumlu bir hikayeyi hep birlikte bırakmalıyız. Kamuoyundan dileğimiz; umutsuzluğa yer yok. Edirne İdare Mahkemesi’nden aldığımız iptal kararını hep birlikte verdiğimiz  mücadelemizle kazandık.Yine kazanacağız. Gün karamsarlık günü değil. HaydiSaros, Haydi Keşan! Yine başaracağız.”