BÜLENT SAYLAM

İlçe Başkanlığı Lokali’nde düzenlenen toplantı, saat 11.30 sıralarında başladı.

Toplantıya, Pekcan’ın yanı sıra; ilçe yönetim kurulu üyeleri, Kadın Kolları Başkanı Nermin Arhatır ve bazı belediye meclis üyeleri katıldı.

“MUÇEV BÖLGEYİ RANTABL BULMADIĞI İÇİN TERK ETTİ”

Keşan ve Trakya bölgesinin büyük bir saldırı altında olduğunun altını çizerek, sözlerine başlayan Recep Pekcan: “FSRU Limanı Projesi ile ilgili ÇED kararı iptal edilmesine ve imarla ilgili dava kazanılmasına rağmen aylardır yürütme durdurulmadığı için inşaat çalışmaları inatla devam ediyor. Yaklaşık 1 hafta önce, döşenen borular Yerlisu Köyü’nün altından çıkıp, Mahmutköy’e doğru ilerliyor. Zararlı ve yanlış olduğu ispatlansa da, süreç devam ediyor. Paşayiğit Mahallesi’ne, Biyokütle Enerji Santrali yapılmaya başlandı. Bununla ilgili açıklamalarımızı yaptık. Ama termik santralden çok daha zararlı olan bir yapıdır. Değişik gerekçelerle insanlar kandırılarak ve kafa karıştırılarak, ikinci mecliste geçti. İstihdam yaratılacağı dile getiriliyor. Çanakkale’ye köprü yapılırken, 5 bin kişi istihdam edilecekti ama ben gideni hiç görmedim. FSRU Limanı Projesi’nde de, yöre halkı çalışacak denildi ama orada da, kimseyi görmedik. Biyokütle Enerji Santrali’nde de, benzer durum yaşanacak. Uzun vadede, kansere neden olacak ve doğaya zarar verecek. Kanal İstanbul Projesi’ni biliyoruz. Topraklarımız satılıyor. Bu bölgedeki rantı paylaşım çabasıdır. Sahillerin kiralanması uzun zamandır devam ediyor. MUÇEV diye bir şirket kurularak, sahiller üçüncü kişilere kiralandı. Sadece 2 yeri kiralayabildiler. Tellerle çevrildi, yapılar yapılarak legalleştirildi. İnsanlar giremedi ve kumsallardan yararlanamadı. MUÇEV bölgeyi rantabl bulmadığı için terk etti. Edirne Çevre Koruma Vakfı’na verileceği için çok sevinmiştik. İhaleye çıkmayacağı ve ranta çevrilmeyeceğini düşündük. Ama önümüzdeki süreç öyle gitmiyor” dedi.

TÜMER: “İHALEYE ÇIKACAK YERLERDE, DENİZİN İÇİ DAHİ VAR”

Toplantıda daha sonra söz alan Meclis Üyesi Feridun Tümer, şunları söyledi: “Temmuz 2019’da, meclis toplantısında ve öncesinde, söylediklerimizin tamamı aynıdır. Ülkenin limanları, yolları, hastaneleri, şeker fabrikaları, çay fabrikaları olmak üzere cumhuriyetin birikimlerinin tamamı 19 yıllık bu hükümet zamanında satıldı, talan edildi ve peşkeş çekildi. Artık, derelere ve kumsallara geldi. İhaleye çıkacak yerlerde, denizin içi dahi var. Biz, kumsallar halkındır dedik ve halkın kullanımına açılması gerektiğini söyledik. Keşan Belediyesi bu alanları alacaksa, ücretsiz olarak talep etmeli. İktidarın gücü deniliyor ama Keşan için boğaz köprüsünü geçemedi. Kendi uygun gördükleri yatırımları yapıyorlar, ihtiyaçları değil. Sayın Mustafa Helvacıoğlu, ‘ben burayı belediye olarak işletemem’ dedi. Belediye, parkomatraları ve otoparkı işletiyor. Demek ki, işletebiliyor. Sahillerdeki alanlar alınabiliyorsa ücretsiz, alınamıyorsa belediyenin bütçesi nispetinde değerlendirilmeli. Edirne Çevre Koruma Vakfı’nın şartnamesinde; %50’si halka kullandırılacak deniliyor. Aynı söylem, mevcutlar içinde vardı. Bunun kontrolü, Keşan Belediyesi’ndedir. Keşan Belediye Başkanı’na ısrarla uyarılarda bulunduk. Burası Keşan’ın müdahale edilmesi gerektiğini söyledik. Ama talan devam ediyor. 37 metre ahşap yapı hakkı olan yer, 1337 metre oldu. Keşan Belediyesi müdahil olmalı. İktidarın gücünü kullanarak, bu alanları bedava alamayacağız. Edirne Çevre Koruma Vakfı’nın başında, devletin Valisi yer alıyor. O da, girip alsın diyor. Bu alanlar neden ihaleye çıkıyor? Devlet bundan sonra daha neleri satacak? Bu talana dur denilmeli.”

PEKCAN: “MUÇEV’DEN KURTULDUK DERKEN; EÇEV’E KUMSALLARIN VERİLECEĞİ ORTAYA ÇIKTI”

Toplantıda daha sonra Pekcan yeniden söz alarak, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun konuşmalarına yer verdi.

Recep Pekcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, kumsalların belediyemize bedelsiz verilmesini talep ediyoruz demiştik. Bu bizim grup kararımızdır. Bugün yine aynı yerdeyiz. Kumsalları bedelsiz almayı beceremiyorsak, bütçenin müsaade ettiği kadarını ödeyerek, halkın olan malı hükümete rağmen halka kazandırılarak, ücretsiz halk plajı yapılmasından yanayız. Belediyeye verdiğimiz yazıda da, aynı şeyi dile getiriyoruz. Biz, MUÇEV’den kurtulduk derken; EÇEV’e kumsalların verileceği ortaya çıktı. Bu konuda, açıklama yapmak isterse, ESTAB yapabilir. ESTAB, bu alanların ticari amaç gözükmeksizin temizlik ve bakım hizmetleri ile duş ve soyunma kabini yapılarak, halkın yararına kullanılması için bir proje hazırlandı. Sunumlar yapıldı ama bir ilerleme kat edilemedi. Keşan ve Enez belediyeleri, EÇEV ile görüşme yaparak, bütçeler imkan verdiği ölçüde halkın yararına kullanılmak üzere istensin. Ben Valimizin ve EÇEV yöneticilerinin duyarlı olacağını düşünüyorum. Önemli gelir kaynakları olan EÇEV, Edirne’nin sahilleri olan bir yerden rant elde etmenin peşinde koşmamalı. EÇEV, bugüne kadar Keşan ve Enez sahilleri ile ilgili nasıl bir harcama yaptılar? EÇEV ve sayın Valimiz, sahillerin ranta kurban gitmesine izin vermesin. Enez ve Keşan sahillerini belediyelere versin. Herhangi bir yere devir edilmeden ve birilerine rant kapısı yaratmadan halkın hizmetine açılabilir. Sürecin nasıl işleyeceğini merak ediyoruz. En doğru yolun bulunacağına inanıyorum. Her şey çok güzel olacak.”

“HİÇ KİMSE ZİL TAKIP OYNAMASIN”

“Belediye meclisindeki oylamalarda, CHP ve İYİ Parti’nin ayrı kararlar verildiğini görüyoruz. Millet İttifakı’nda, neden ayrı karar alınıyor?” şeklindeki soruya cevap veren Pekcan sözlerini şöyle tamamladı: “İttifakla ilgili herhangi bir sıkıntımız yok. Bir takım konularda, farklı düşünüldü. Gerekli görüşmeler yapıldı. Böyle olmasa iyi olurdu. Ortada bir ittifak var ama mecliste bir grup yok. AK Parti-MHP bir grup, bizde iki grup olarak mecliste yer alıyoruz. İttifak bizim için çok değerli. İttifak ilk kurulurken, 15 milletvekilimiz bu partinin kurulup, seçimlere girebilmesi için İYİ Parti’ye gitti. Konu sadece yerele ve meclise indirgenecek kadar basit değildir. Bu ittifakının kurulma nedeni, rejim değişikliğine giden parlamenter sistemi bitirmeye çalışan tek adam düzeni sonlandırabilmektir. İttifak olmadığında, kendimize rakip olacak bir partinin kurulmasına ön ayak olduk. Bu ittifakı, CHP olarak, özenle korumaya çalışıyoruz. Görüş ayrılıkları olabilir. Ama ittifakla ilgili bir sıkıntıya neden olmayacağını ben biliyorum. Ama hiç kimse zil takıp oynamasın. Bu ittifak, bu rejim değişene kadar gidecektir. Elimizden gelenin fazlasını yapmaya devam edeceğiz.”