SONGÜL KONAR

Yetim, açıklamasında, çiftçinin hak ettiği desteklerin en kısa zamanda verilmesi gerektiğini söyledi.

“BİZİ ÖYLE DURUMA GETİRDİLER Kİ, TANESİNDEN GEÇTİK, SAPINDAN MEDET UMAR DURUMUNA GELDİK”

Açıklanan hububat alım fiyatlarından çiftçilerin memnun olmadığına dikkat çeken Mehmet Ali Yetim, sözlerine şöyle devam etti: Üretici fiyatlardan memnun değil. Gübre ve ilaçlara %120-150 zam yapıldı. Buğday fiyatı da %37 arttı. Çiftçiler bunu çok iyi karşılamıyor. Girdilere yapılan zamdan sonra buğdaya verilen fiyatın adaleti yok. Bir gün sonra da mazota zam yaparak 100 TL’sini geri aldılar. Burada kimsenin memnun olduğunu düşünmüyorum. Ne verirseler boyun eğiyoruz, çiftçinin çok söz hakkı yok. Ton artışına 2 bin 250 TL konuşuluyor. Bir dönüm buğdayın 650-700 TL masrafı var. Bu sadece gübre, mazot, ilaç masrafı değil, bunun içinde kar payı yok. Traktör bakımı, araç gereç masrafı yok. Bunları masraf olarak koymuyoruz, kendi iş gücümüzü ise hiç koymuyoruz. Bunlar göz önüne alındığında 400 kilogram buğday aldıysak bu fiyatlar ile 800-850 TL para alırız. 700 kilo alırsak bin TL alırız ama bunun 500-600’ü de araç bakımını da koyarsak bir dönüm yerden vatandaşa kalacak parayı siz düşünün. Çiftçiye yazık, günah. Bizi öyle duruma getirdiler ki, tanesinden geçtik, sapından medet umar durumuna geldik. Balyadan para kazanırız diye düşünüyoruz, oradan pay gelir diye hesap ediyoruz. Taneden bir şey kaldığı yok.”

“BORCUN ÜZERİNE BORÇ EKLEYEREK YAŞAM MÜCADELESİ VERİYORUZ”

Türkiye’nin toplam buğday üretiminin 20 milyon ton iken bunun 5 milyon ton azalacağını öngördüklerine dikkat çeken Yetim, “Geçtiğimiz yıl ayçiçeği desteklerini henüz almadık. Borcun üzerine borç ekleyerek yaşam mücadelesi veriyoruz. Bize verilen hiçbir destek yok. Hakkımız olan destekler dahi verilmezken biz üretimi nasıl yapacağız. Esnafa destek vermeye çalışıyorlar, ne kadar yeter esnaf arkadaş bilir. Yeter yetmez onlar karar verir. Köylüde para yoksa esnafta da olmaz. Parası olmayan köylü kasabaya gitmez. Öyle olunca da esnaf kime mal satacak. Yaklaşık iki yıldır pandemi ile mücadele ediyoruz. Üretim yapılmazsa bu insanlar ne yer, ne içer? Üretim olmazsa tüketici ne yapacak. ÇİFTÇİ SEN’ deki arkadaşlar ile buğday fiyatlarını görüşüyoruz, Güneydoğu, Konya, Hatay tarafında çok büyük kuraklık var. Türkiye’nin toplam buğday üretimi 20 milyon ton iken bunun 5 milyon ton azalacağı öngörülüyor. Çiftçi desteklenmedikten sonra, biz ürünü dışarıdan alırız diye düşünüyorlarsa o da Türkiye’nin sorunu” diye konuştu.

“MİLLİ GELİRİN BİNDE BİRİ ÇİFTÇİYE VERİLMEK ZORUNDA”         

Açıklanan fiyatın yeniden gözden geçirilerek tekrar açıklanmasını istediklerini vurgulayan Mehmet Ali Yetim, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu fiyatlarla geçinmek mümkün değil, Tarım Bakanını maalesef göremiyoruz. Açıklanan fiyatın yeniden gözden geçirilerek tekrar açıklanmasını düşünüyoruz. Bir kilogram buğday, bir kilogram gübre demektir. Bir kilogram ayçiçeği, bir kilogram mazottur. Bunun kriteri budur. İnsanlar tarlasına gübre atamadığı için verim alamıyor. İçimiz çok dolu, sesimizi de duyuramadığımız için ne verilir ise üretmeye çalışıyoruz. Destekler çiftçinin hakkı olan şeyler. Milli gelirin binde biri çiftçiye verilmek zorunda. Bu da destek amaçlı. Biz onlardan sadaka istemiyoruz, soğan patateste istemiyoruz. Köydeki vatandaşa patates getirilir mi. Biz hakkımız olan desteği istiyoruz. Bunu da veremediler. En kısa zamanda da bunların verilmesini istiyoruz.”