AYGÜL KONAR

Medya Keşan Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Bülent Saylam’ın sorularını yanıtlayan İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı Klasik Türk Müziği dördüncü sınıf öğrencisi Sel, önceliğinin insanların ruhuna hitap edebilmek olduğunu söyledi. Sanatçı Cengiz Kurtoğlu’nun “Resmini Öptüm de Yattım” ve “Okul Yılları” isimli şarkıların bestecisi olan Keşanlı Müzik Öğretmeni Selami Sel’in oğlu Mert SelSaylam’a müzik kariyeri ve Keşan hakkında samimi açıklamalarda bulundu.

KENDİ BESTELERİMLE YOLUMA DEVAM ETMEK İSTİYORUM

Söyleşi Mert Sel’in kendisini tanıtmasıyla başladı. Sel, şunları söyledi: “Böyle bir programda beni Keşanlılar ile buluşturduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Keşanlı bir bestecinin bir müzik öğretmeni olan Selami Sel’in oğluyum ve onun gibi ben de müzik eğitimi alıyorum. Şu an konservatuar dördüncü sınıf öğrencisi İTÜ’de Klasik Türk Müziği’nde tambur sazını icra ediyorum. Aynı zamanda çeşitli enstrümanlar da çalıyorum. Onun yanında sesimi de kullanıyorum. Aynı zamanda besteler üretiyorum. Şarkı sözleri yazıyorum. Daha önceden de gazetenizde paylaştığınız gibi babamla bana ait olan, ortak beslediğimiz ‘İtiraf’ adlı eseri Youtube atmıştık. Kısa bir sürede sıfırdan hiç reklam vermeden 7 bin tıklamanın üzeri oldu. Bu durum da bizi ziyadesiyle memnun ve mutlu etti. Ve bundan cesaret bularak daha güzel videolar hazırlamaya karar verdik. Daha sesimle yol almam gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bunu çevrem hocalarım bana bu şekilde aktarıyor ve kendi bestelerimle ve coverlerla yoluma devam etmek istiyorum.”

İKİ MÜZİĞİN SENTEZİNİ YAPABİLECEK OLGUNLUĞA ERİŞTİĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM

Yakın zamanda yeni video paylaşımlarının olacağını ve aldığı Klasik Türk Müziği eğitimi ile icra ettiği pop müziği nasıl kaynaştırdığını Mert Sel, şöyle aktardı: “Ben okula girerken kafamda planladığım tasarladığım bir sanatçı vardı. Onun içerisinde hem güncel müziği bilen hem de ülkesinin köklerine geleneklerini bilen ve bu iki müziği de sentezini yapıp topluma kendi ruhundan bir şeyler katarak bu şekilde bir müzik sunmak. Bu benim çocukluğumdan beri hayalim bir düşüncemdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nda tambur enstrümanını seçmemin sebebi buydu. Yani geçmişimi geleceğimi bilmeliyim ki ileriye yön verebileyim o mantıkla ben aile terbiyesi aldım, babamdan da annem de bunu gördüm. Geleneksel müziğimizin tınılarını içimde hissetmek, onu paylaşabilme ve ihtiyacı duyduğundan dolayı Türk Müziği Konservatuarına sınavına girdim. Orayı da kazandım. Güncel müziği de aynı şekilde takip ve kendimi bu alanda beslemeye gayret ettim. Bence şu an bu iki müziğin sentezini yapabilecek olgunluk düzeyine eriştiğimi düşünüyorum.”

İŞTAHLI BİR ÖĞRENCİYDİM

Mert Sel söyleşisine şunları söyleyerek devam etti: “İki müziğin sentezini yapabilecek olgunluk düzeyine eriştiğimi düşünüyorum Çünkü konservatuar lise girişliyim. Lise giriş ile birlikte şu an 8-9 yıllık bir altyapım var. Hocalarım çok sağ olsun. Babam, annem yine aynı şekilde çok sağ olsun. Bana çok yardımları oldu. Ben de iştahlı bir öğrenciydim. Yani okula girdiğimde müzik bilgim açıkçası yoktu. Profesyonel anlamda kulaktan müzik yapıyordum. Müzik disiplinin ne olduğunu bilmiyordum. Okulda çok güzel bir şekilde eğitim alarak fark ettim ve kendimi geliştirdim. Tabii ki bir altyapı oluştu. Altyapı ile birlikte geleneksel müziğe bakış açım bir doygunluğum oldu. Popüler kültür müziğinde de aynısını düşünüyorum. Yani iki taraftan da kendimi geliştirmeye ve yetiştirmeye gayret harcadım. Bence bu olumlu bir şey bir müzisyen için. Şu an öyle düşünüyorum bakalım inşallah projelerimizi onları sunacağım.” 

ÖĞRETMENLİĞİ HER ZAMAN İSTEMİŞİMDİR

İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı Klasik Türk Müziği son sınıf öğrencisi Sel, gelecekte neler yapacağı ile ilgili olarak da şunları söyledi: “Şimdi okuldan mezun olurken insan birtakım şeyler düşünüyor. Hani ne yapmalıyım? Ne etmeliyim? Hani bir birikimim var, bir alt yapım var. Hani bunun neticesinde neler yapabilirim diye insan tabi son sınıfa gelince düşünüyor. Bu mecbur 1 durum bende açıkçası şu an hani? Kendi işlerimle ve diğer güzel eserlerle bir şeyler yapmak istiyorum. Ve aynı zamanda ben hocalık da yapıyorum ve kendi öğrencilerim var. Tambur, talebelerim var. Onun haricinde öğretmen kimliğime çok saygı duyuyorum. Hem baba mesleği hem de benim ruhumda öğrendiğim bir şey paylaşmayı seven bir yapım var. Açıkçası öğretmenliği her zaman istemişimdir. Bu illa bir kurumda olur veya bir kurumun dışında olur. O fark etmez. Şu an önceliğim ve şarkılarımı ve insanların bana yakıştırdığı eserleri de icra etmek sesimle ve bunları da kamuoyuyla paylaşabilmek, onların ruhuna hitap edebilmek. Şu anki ilk hedefim önceliğim bu.” 

KEŞAN’DA EN GÜZEL AKLIMDA KALAN ŞEYLERDEN BİR TANESİ KOMŞULUK

İstanbul’da ses yarışmalarında birçok birincilikleri olduğunu söyleyen Mert Sel’e Saylam, “Keşan denilince aklına neler geliyor?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Bu soruyla geçmişe gittim. Keşan’da en güzel aklımda kalan şeylerden bir tanesi komşuluk. Rahmetli babaannemlerin olduğu mahallede çok güzel komşuluk yaşıyordu. İstanbul da ne yazık ki apartman çevrelerinde bunları çok göremiyoruz. Keşan’da çok kuvvetli ve güçlü bir komşuluk bağı vardı. Bu gerçekten çok etkileyiciydi. O temiz havası, Saros Körfezinin, denizin temizliği ama her şeyden önce dondurmaları ve peynir helvası onları unutmak mümkün değil. Hala bile yiyorum. 

HEMŞERİLERİNDEN DESTEK İSTİYORUM

Sanatçı Cengiz Kurtoğlu’nun “Resmini Öptüm de Yattım” ve “Okul Yılları” isimli şarkıların bestecisi olan Keşanlı Müzik Öğretmeni Selami Sel’in oğlu Mert Sel, söyleşinin sonunda Keşanlılardan destek isteyerek şunları kaydetti: “Hemşerilerinden destek istiyorum. Çünkü köklerim bağım oradan geliyor. Memleketin desteğini açıkçası almayan insanlar da bir yere kadar ilerleyebiliyor. Onu da çok iyi farkındayım ve memleketimize bağları güçlü tutmak istiyorum. Benim bu yolculuğumda bana desteklerini esirgemesinler bunu isterim. Herkese çok selamlar ve teşekkürler.”