Biraz ölüyüm, üç dört kilo falan
Deniz seviyesinde, bir gülüşünle kaynarım.
Kargılar, kılıçlar, oklar falan
Tüfekler, tabancalar falan
Kimyasal silahlar, nükleer silahlar,
Atom bombaları, hidrojen bombaları falan
Yaramaz Afrikalı karanlığımı.
Derin sularında boğulurum bazen
Yetim düşüncelerimin, ölürüm
Sonra kurur o sular, kıyıya vurulmuş kalırım
Ve ben, gariptir, gene dirilirim
Kimseye sormadan, ayan beyan
Tutarım kendi elimden,
Sürükleye sürükleye kendimi, uzaklaşırım.
Ruhum bedenimde, telaşlıdır:
Boynunda bir ip,
Ayaklarının altında şekersiz bir huzur vardır.
Yoğundur, koca koca kayalar yüzer üstünde.
...
Derin dondurucuda yarası donmuş
Bir sayfalık, tanımsızlaştırılmışların manifestosu var.
Ocağın üstünde silahsız bir eşkıya var, yanmakta.
Ekmekler yaşlanmış, uykusuz, göz altları şiş.
Ve ev boş, bomboş, genişliyor sürekli
Kimseye sormadan, ayan beyan....