- SİYASETE GÜVEN AZALDI

- BELEDİYEDE PERSONEL SAYISI BİRAZ YÜKSEK GİBİ GÖRÜNÜYOR

- HÜKÜMET ARTIK EKONOMİK OLARAK BİR ÇÖZÜM ARAMIYOR

- ÖZDAĞ NEDEN TUTUKLANDI BİLEN VAR MI?

- İMAMOĞLU’NUN BAŞINA GELENLER BİR HUKUKSUZLUKTUR

Memleket Partisi Keşan İlçe Başkanı Salih Kirezci, Gazetemiziz ziyaret ederek Yazı İşleri Müdürü Erdoğan Demir’e ülke gündeminden, yerel yönetime çok önemli açıklamalarda bulundu.

Demir’in Kirezci ile yaptığı röportaj şöyle;

Demir : Sayın Kirezci öncelikle ziyaretinizden dolayı teşekkür ederim. Ülke gündeminden yerel yönetime sizinle önemli konuları konuşacağız.

Kirezci: Ben de bana bu imkanı tanıyan gazetenize teşekkür ederim.

Demir : Ülke gündeminde size göre öncelikle söylemek istedikleriniz nelerdir?

SİYASETE GÜVEN AZALDI

Kirezci: Hiç şüphe uyandırılmayacak şekilde gündeme gelen siyasi davalar halkı yoruyor, bizi de yoruyor dolayısıyla. Bu yoğun gündem içinde gerçekten de siyasete olan güven çok azaldı.

Bunun için siyaset artık şöyle diye gerçekten de ülkesini seven, vatanını seven, aklıselim insanların yapmaktan korktuğu ve korkar haline geldiği bir konu haline geldi. O yüzden siyasetin gündemi hiç hoş değil. Ülkenin de gündemi hiç hoş değil. Maalesef bizi güzel günler beklemiyor gibi duruyor.

Demir: 31 Mart 2024 seçimlerinde Mehmet Özcan dördüncü dönemde Keşan Belediye Başkanlığı'nı kazandı. Belediyenin durumunu ve bir yıllığını nasıl değerlendireceksiniz?

BELEDİYELERE ÇOK FAZLA MİSYON YÜKLENMİŞ

Kirezci : Şöyle diyelim. Aslında bizim ülkemizde belediyelere çok fazla misyon yüklenmiş. Bu eskiden süre gelen bir şey. Son yıllarda özellikle Covid döneminden sonra, ekonominin daralmaya girmesinden sonra belediyeler üzerinde ciddi bir baskı oluştu. Ancak bu yine son yerel seçimlerden sonra hükümetin mevcut iktidarı Türkiye çapında belediyelerin çoğunluğunu kaybetmesinden sonra çok ciddi bir baskın oluştu belediyelerde. Şimdi onun da etkisiyle Belediyelerin tabii çok fazla hizmet imkanı kalmadı. Halkın ödeme gücü zayıflamış, ekonomi zayıflamış. Ona keza enflasyon yüksek, belediye giderleri yüksek, halkın üzerine yüklediği yük de yüksek. Bunu tahsil etmek çok kolay bir mesele değil artık. Su paraları olsun, vergiler olsun, belediyenin şu an tamamen gelirleri bunlara kaldı.

Dolayısıyla Yerel belediyecilikte çok büyük hizmetler beklememek lazım. Ancak tabii Keşan Belediyemizi baz alırsak yani çok artıya giden bir durum görmediysek eksiye giden de görmedik şu ana kadar. Bundan sonraki süreçte tabii çok dağılmadı. Yani henüz 1 yılda tamamlandı belediye. Son 1 yılda muhtemelen eskiden kalan borçlarla boğuşuyor. Aynı zamanda personel artarak devam ediyor.

Personel giderleri. Eksi bir tablo görüyorum diyemem.

Bundan sonraki süreçte evvel olacak her birini de göreceğiz.

I M G 20250421 142107 745

Demir: Bu süreçte yaklaşık birçok personel alındığı da iddiaları da gündeme geldi. Sayın Başkan da yaklaşık 150'ye yakın bir personel alındığını açıklamıştı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

BELEDİYEDE PERSONEL SAYISI BİRAZ YÜKSEK GİBİ GÖRÜNÜYOR

Kirezci: Yani şimdi nüfus oranına bakarsak bizim belediyemizde personel sayısı biraz yüksek gibi geliyor. Yani diğer illere, diğer ilçelere bakarsak yüksek gibi geliyor. Ama her ilçenin de tabii kendine özgü şartları vardır. Şimdi bu kadar personel olması, tamamen siyasi değil diyemem ben mutlaka her gelen yeni sistem, yeni belediye veya yeni siyasi oluşum mutlaka kendi etrafında bir takım kadrolar oluşturmak istiyor. Bu doğru bir şey değil ama çok hakim değilim belediyenin çalışmalarına. Ne doğrudur diyebilirim, ne eleştiri yapabilirim. Ancak şunu net söyleyebilirim, yakın illerde, yakın çevre illerde, ilçelerdeki nüfus oranıyla çalışan oranlar arasında Keşan'da biraz daha fazla çalışan var gibi geliyor. Bu zaten gizli bir şey değil. Başkan da bunu kendi açıkladı. Aldığı personel sayısını. Keşke daha az personelle ve aynı personel sayısı ile devam etseydi. Şimdi bir taraftan öyle bakıyoruz, bir taraftan istihdam gibi de bakabiliriz, ama bir taraftan da bu darboğazda halkın üzerine, gereksiz yere alınıyorsa mutlaka ki eleştiri alacaktır.

Demir-Peki Memleket Partisi çalışmalarını pek Keşan yerelinde göremiyoruz Sayın Başkan. Bunun nedeni nedir? Memleket Partisi'nde artık yani neler söyleyeceksiniz bu konuda?

YAKIN SÜREÇTE PARTİMİZDE BİRTAKIM GELİŞMELER OLACAK

Kirezci-Şimdi şöyle biz aslında iyi bir parti olduk. Kurulduğumuz zamanla ciddi  oy alanlarına ulaştık.

Anketlerin gösterdiği sonuçlardan. Ancak iki bin yirmi üç genel seçimlere yaklaştıkça maalesef çok ciddi intihamlar altında kaldı. Trollemeler altında kaldık. Bu hem de böyle iktidar partisinden falan da değil yani. Muhalefet partilerinden, çok ciddi anlamda.İşte genel başkanımıza uydurulan o kaset kumpasları, bizim üzerimizdeki baskılar, bunların tümünü topladığımız zaman ekonomik durumlar, ülke genelinde çok fazla faaliyet gösterememenin verdiği etkiyi ve sadece iki kutuba ayrılması ülkenin o seçimlerde. Nitekim de öyle oldu. İşte bir millet masası kuruldu, bir cumhur masası kuruldu. Bunların yarattığı o iki kutuplu ülkede çok barınma şansı kalmadı, bizim gibi küçük partilerin, yeni kurulmuş partilerin.

Ne oldu, ne dendi? Ya bu masada olacaksın, ya bu masada olacaksın. Biz sonuna kadar direttik.

Hiçbir masada olmadık. Hatta güzel bir sloganımız vardı. Ne sağdan ne soldan Atatürk'ün yolundan diye. Ama dediğim gibi son güne kadar direndi Sayın Genel  Başkanımız ve partimiz. Son günde çekilmek zorunda kaldık. Bundan sonra da yerel seçimlerde bir yıl sonra.

Yerel seçimlerde birçok yerde Cumhuriyet Halk Partisi'ne destek vermeye uygun gördük.

Özellikle Keşan'da. Ben zaten Türkiye çapında Keşan'ı ilk açıklayan kişi oldum.

Genel Merkez'den daha önce açıkladım tepkide gördüm o dönemde. Doğru da yaptığımızı düşünüyorum.

Şimdi bundan sonraki süreçte sanıyorum çok yakın zamanda bir takım gelişmeler olacak.

Şimdi buradan şu anlık söylemek istemiyorum. Tabii yani çok kişide aşina zaman zaman merkez basında da, merkez medyada da çıkıyor söylentiler. Bu önümüzdeki kısa dönem içinde bir takım gelişmeler olacak partimizde. Umarım iyi şeyler olacak. yolumuza devam ediyoruz şu anda.

Demir-Peki Türkiye'nin ekonomisi, işte faiz oranları gerçekten enflasyon insanları zor durumda asgari ücret emekli maaşları bu konuda neler söyleyeceksiniz?

HÜKÜMET ARTIK EKONOMİK OLARAK BİR ÇÖZÜM ARAMIYOR

Kirezci-Şimdi şöyle yani hükümet artık bir çözüm aramıyor. Hükümet uyguladığı politikalarla çok net bir şekilde. Artık bir rant peşine düşmüş. Sanıyorum onlar da biliyor son dönemleri olduğunu.

Şimdi bundan sonra bu çıkmazlığın içinden ülkenin sıyrılması, halkın sıyrılması çok zor. Uyguladıkları politikalar, uyguladıkları ekonomik politikaları, ekonomik programlar tamamen başarısız.

Saadet Partisi’nden Edirne’de ortak akıl çağrısı Saadet Partisi’nden Edirne’de ortak akıl çağrısı

Ve bunu süre ettiği halka farklı pop oluyorlar. Ancak şimdi tabii sokağa çıktığın zaman biz yaşadığımızı biliyoruz. Sonuçta biz küçük yerlerde yaşayan, yerel halkı çok iyi tanıyan, çarşı pazarı çok iyi bilen insanlarız. Belki Ankara'da, Beştepe'de, sarayda, Meclis'te bazı şeyler doğru aksamayabilir oralara,  ama biz burada bire bir yaşayan, bire bir gören insanlar içinde olan, çiftçinin yanında olan, halkların içinde olan insanlarız, siyasetçileriz. Buradan çıkış çok zor ve uyguladıkları politikalar hiçbir getiri sağlamadı insanlara, aksine günden yöne kötüye gittiğini düşünüyoruz ki, zaten faizlerin tekrar yükselmesi, işte 350 baz puan yükseldi önceki hafta biliyorsunuz. Bu bir bakıma merkez bankasında başarısız oldu demektir. Peki şimdi bu hesabını kim verecek? Yani şimdi yüzde yirmi, yirmi beş, yirmi altı enflasyon hedefleri dediniz. Önceki yıllardan farklı olarak uygulanan enflasyon değil, gerçekleşen enflasyon değil de tahmini gerçekleşmesi beklemek üzere sonra da zam verdiniz.

Gerek memura, gerek emekliye, gerek işçiye, asgari ücrete. Peki şimdi bunun üzerindeki farklar ne olacak? Yani şimdi aldığı asgari ücretlerini aldığı emekli maaşları iki ayda, şu anda üç ayda yaklaşık yüzde yirmi, yirmi beş gibi eridi. Onun için bunların tümü ortadayken, artık insanlara aldatmanın.

Yalan yalnış bilgiler vermek, üzerlerine siyasi baskı kurmanın, otorite kurmanın veya muhalefeti baskılamanın hiçbir anlamı yok. Bunların geri dönüşü yok. Bir dip dalga gelirse,  geldi geliyor, bunun baş sebebi de ekonomi ve iktidarın otoriter uygulamalarıdır.

Demir- Peki Sayın İmamoğlu'nun diplomasının iptali, ardından da gözaltına alınması ve tutuklanması, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İMAMOĞLU’NUN BAŞINA GELENLER BİR HUKUKSUZLUKTUR

Kirezci- 35 yıldan beri kullanılan diploma, şimdi her ne şekilde olursa olsun. Şimdi burada bir kurumlar arasında bireylerin bir geçişi vardır. Bu normal sivil iş yerlerinde de aynıdır. Bir kurumdan bir kuruma transfer olursun. Kulüplerde de aynıdır. Üniversitelerde de aynıdır.

Üniversitelerde de. Şimdi o gün 19 yaşında bir çocuk gitmiş bir kurumdan diğer bir kuruma geçmiş.

Okulunu okumuş, başarılı bir şekilde bitirmiş, diplomasını almış. Şimdi burada sorgulaması gereken kurumlardır. Eğer o gün bir yanlış yapılıyorsa, kurumlardır. Ve aradan geçmiş 35 yıl sonra.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni 3 defa kazandıktan sonra, Cumhurbaşkanı aday adayı olduktan sonra, birden bire diplomasını iptal edemezsin. Yani şimdi nasıl anlatacaksın insanlara? Yani yargı bağımsız diyorsunuz, yargının üzerinde baskı yok diyorsunuz. Bunu nasıl anlatacaksın insanlara?

Anlatmanız mümkün değil. Apaçık ortada. Akabinde da bir gün sonra tekrar evine yüzlerce polisle gidip baskı yapıyorsunuz. Beş yüz küsür milyar lira, dünyada görülmemiş bir rakamın, kimsenin inanmayacağı şekilde, böyle bir para da yok diye böyle bir yolsuzluk da olmaz herhalde. Bir yerel yönetime en azından. Uydurduktan şeylerle insanları gözaltına alınıyor. Yoksa şimdi İmamoğlu ilk defa yargılanmıyor değil mi? İmamoğlu Beylikdüzü’nde 10 yıldan beri belki de sürekli yargılanıyor. Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra hakkında 8-10 tane benim bildiğim dava var. Yargılanıyor. Bir tane sokağa çıkan gördünüz mü? Bir tane itiraz eden gördünüz mü? Görmediniz. Herkes yargılanabilir. Varsa bir şüphe, incelenir, yargılanır. Varsa suçu, kanıtlarsınız. Mahkeme cezasını keser, neyse cezasını çeker.

Şimdi sen adama bugün apar topar polis baskını ile terörist gibi içeri alırsan ve çete lideri sınıfına sokarsan, insanların bam teline basıyorsun. Bir noktada çözülme başlıyor. Ben az önce dediğim gibi dip dalga. Ülke tehlikeli gündeme sokuldu. Bundan sonra bunun geri dönüşü zor gibime geliyor.

İnşallah sükunet içinde, barış içinde bir takım şeyler hatalardan dönülür. Hepimiz huzurumuz kaçmadan, hiç olmazsa sadece ekonomik şartlarla, kötülüklerle boğuşarak farklı tehlikeli gündemlere girmeden bu günleri aşarız.

Demir- Yine Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ’ın tutuklanması bunu nasıl değerlendireceksiniz ?

ÖZDAĞ NEDEN TUTUKLANDI BİLEN VAR MI?

Kirezci- Aynı olay yani şimdi baktığınızda bir genel başkandır. Şimdi yani ne yapmış, eline silah almış dağa mı çıkmış? Efendime söylüyorum cinayet mi işlemiş? Ya da işte ne bileyim üzerine yapıştırdığı suçlardan dolayı aylar geçmiş üstüne. Aylar önce herhangi bir olay mı çıkmış? Yaralanma mı olmuş?

Öyle mi olmuş? Öyle bir şey yok. Evet onun için de geçerlidir.  Soruşturma açarsınız, çağırırsınız.

Sonuçta bir genel başkandır. Ve bugün bakıyoruz ki anketlerden gördüğümüz kadarıyla yükselen bir şey var, çizgisi var. Her ne kadar siyasi görüşlerimiz farklı da olabilir, farklı da olsa. Görünen şey doğruya doğru demek lazım. Şimdi böyle bir insanı alıp aylardan beri cezaevinde tutuyorsunuz. Hakkında  da iddianame yeni yeni düzenlenmiş. Adam ne ile suçlandığını bilmiyor, başka suçtan alıyorsunuz,  farklı suçtan tutukluyorsunuz. Bunlar bütün dünya önünde ülkemize yapılan bir kötülüktür. Hepimiz için de bir utançtır yani.

Demir- Yine Selahattin Demirtaş yaklaşık 9 yıldan boyunca cezaevinde. Yani bu konudaki görüşünüz nedir?

KENT UZLAŞISINDAN SUÇ YARATILDI ŞİMDİ DEM İLE SIKI FIKILAR

Kirezci: O bir kere komedi durumu geldi artık. Şimdi şöyle bir şey. Terör örgütü kuran ve 50 bin resmi rakamlara göre 50 küsur bu ülkenin canına mal olmuş bir kişiyle sıkı fıkı görüşüyorsunuz.

İşte efendim birkaç ay önceye kadar demin DEM partililere selam verenleri terörist ilan ediyorsunuz.

Onun eski genel başkanına, o günkü genel başkanına Cumhurbaşkanı adayını içeri atıyorsunuz, 9 yıl yatırıyorsunuz. Doğru düzgün bir suçlama olmalı. Terörist diyorsunuz, yatırıyorsunuz. 18 Neye göre, kime göre? Yani terörizm.  Terörizmin Ruslar arası yasalarda, evrensel yasalarda, kavimlerde bir karşılığı vardı değil mi? Terörist kimdir? Terörizm nedir? Ama siz terörist diye yatırıyorsunuz ve 9 yıl olmuş. Bakın 9 yıl dilek olan, gencecik bir adamdır o siyasetçi. Şimdi bugüne döndük. O 50.000 kişiyi öldüren kişiyle sıkı fıkı oluyorsunuz. Bakın bugün yine gündem yeni haberlere yansıyanlar işte. Ona orada bir takım iyi şartlar sağlayacağız. Şimdi diğerini hala terörist diye içeride oturuyorsunuz.

Hakikaten böyle aklı mantığa sığar şeyler değil.

Demir-Peki şunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Cumhuriyet Halk Partisi'nin son yerel seçimlerde DEM'le ittifak yapması konusu var. Bunu nasıl değerlendireceksiniz?

KENT İTTİFAKI YAPMAK SUÇ MU OLDU?

Kirezci- Yani olabilir. Şimdi siyasi bir parti, yasal olarak kurulmuş. Yani parti uyelerinden bir tanesi Meclisi yönetiyor. Biri Sırrı Süreyya Önder. Kendisine de geçmiş olsun diyoruz. Şu anda hasta yatağında. Meclisi yönetiyor bu partinin bünyesindeki milletvekilleri. Kırmızı plakalı araçlarla geziyorlar. Devleti korumalarıya geziyorlar.

Diğer yaklaşık 40'ın üzerinde milletvekili var bu partinin. Yani mecliste görev yapan yasal bir parti.

Seçime girmişik. Kent İttifakı mı dersiniz? Efendime  söyleyeyim.  Koalisyon mu dersiniz? İttifak mı dersiniz? Sana ne kardeşim? Yani ben gittim, Keşan'da diğer biri, ya ben adayı göstermiyorum, senin adayını destekliyorum, diyebilirim, ben de ona diyebilirim, o da vardır. Şimdi bunun gayri yasal tarafı var mı? Yok. İşin üzerine ne kadar zaman geçmiş? Bugün, Diyorsunuz ki işte teröristlerle birlikte görüştün. Teröristleri işe aldın. Bir tane yargılanan terörist yok İstanbul'da. Daha önce Süleyman Soylu da bunu demişti eski İçişleri Bakanı. 500 küsur terörist var. Bakıyoruz bir kişiden hiç tutanmamış. Ama sonra da biz bunu siyaseten söyledik. Siyaseten söyledik ama olmuyor. Onun için zaten siyasete olan güven azaldığı gibi yargıya olan da güven azaldı. Şimdi adalete olan güven azalırsa Bu defa insanlar kendi adaletini kendine sağlamaya başlıyor. Dolayısıyla televizyonları açamıyoruz, nevrimiz dönüyor. Bir tarafı açıyorsun siyasi pislikler ortada, bir tarafı açıyorsun sürekli cinayet haberleri belli başlı yerlerde. Yani şimdi ülke bu hale geldi. Dolayısıyla sırf bunlar, yani insanlar adalete güveni, siyasete güveni, liyakate güveni bıraktığı zaman kendi adaletini kendi sağlar. Dolayısıyla namuslu insanlar, bakıyorsunuz kardeşim yani şimdi sahte kaşar var ülkemizde, sahte bal çıkıyor böyle bir ülke. Ötede namuslu şekilde işini yapan kişi, doğru düzgün peynir üreten kişi, 300 liraya, 250 liraya satıyorsa kilosunu, sahte üreten kişi 100 liraya satıyor. Dolayısıyla namuslu vatandaş işi bırakmak zorunda kalıyor, batmak zorunda kalıyor. Namussuzlar kalıyor piyasaya. Şimdi geldiğimiz nokta işte bunlar tümü birbiriyle bağlantılı olan şeyler. Her zaman değerli siyasetçilerimiz de var içeride. Değerli bilim adamlarımız da var. Değerli yorumcularımız var. Ne diyorlar? Adaletin bittiği yerde her şey biter. En başta, tabi günümüzde artık küresel dünyada adaletin olmadığı yerde en başta ekonomi etkileniyor. Ekonomi de etkilendiği anda her şey artık paraya dönmüş. Gibi değil artık. Her şey parayla. Adım atıyorsun parayla. Köyde bile yaşasan parayla yaşıyorsun artık. Ekonomi her şeyin oluyor. O yüzden geldiğimiz nokta bu.

Demir-Sayın Başkan son olarak neler söylemek istersiniz? Keşanlılara mesajınız ne olacak?

Kirezci- Şimdi başında da söylediğim gibi belediyelere biz de çok eskilerden beri merkezi yönetimler ulaşmadığı için özellikle taşralar yüklenikliyor.  Bizlerde belediyelerdene çok fazla şey bekliyoruz. Yani her şey belediyelerden bekleniyor. Oysa belediyelerin asli hizmetleri vardır. İşte altyapı, yol çalışması, insanları daha temiz güzel ortamlarda yaşatmak, güzel yollarda girdirmek vs. Ama şimdi siyasi kutuplaşmanın mı diyelim, siyasi iddialaşmanın mı diye geldiği durumlarda artık belediyeler bile bir rant kapısı. Bu bizimle ilgili değil. Tüm ülkenin belediyelerinde böyle. Bazen istihdam rantı olarak, bazen imar rantı olarak karşımıza çıkıyor. Şimdi herkes siyasi olarak kendini bir noktada barındırmak için ya da tutmak için, kendi siyasi kariyerini muhafaza etmek için, işte dediğim gibi yüksek sayılarda işçi  çalıştırıyoruz. Yoksa bir belediyenin neden borcu olur ki? Yani beni idare eden bir kurum, neden borcu var ki? Yani benden aldığın kadar bana hizmet vereceksin. Alamadığın yerde hizmet vermeyeceksin. Niye borçlanıyorsun? Ama bugün bakıyorsun, belediyeler milyarlarca lira borç batağında. Bütün belediyelerde. Hatta birçok belediye bütçesinin üzerinde, 2-3 kat üzerinde borçlanmış. Dolayısıyla, pardon, çok iyi gitmiyor. Ama Keşan için dediğim gibi, şu ana kadar eksi bir şey olmadığı gibi çok fazla da artı bir şey de görmedik. İnşallah bundan sonraki hizmetlerde ben Mehmet Özcan başkanın başaracağına  inanıyorum. Tecrübeli biri. İnşallah ekibini de sağlam oluşturur, oluşturmuştur. Çok fazla işin içinde olmadığım için bilemiyorum. Ama bir vatandaş olarak çok şikayet edilecek bir durum yok diye düşünüyorum.

Demir-Sayın Başkan siz aynı zamanda son olarak demiştik ama Anafartalar Spor Kulübü'nde başkanlık yaptınız ve Keşan Spor Bal Ligi'nden bu hafta oynanan karşılaşmayla 3-2 yenildi Çayırova'ya ve küme düştü. Bunu nasıl değerlendireceksiniz ve biraz da Keşan'daki sporla ilgili düşünceleriniz nedir?

AMATÖR KULÜPLERE DEĞİL AMATÖRE DAHA FAZLA DESTEK VERİLMELİ

Kirezci-Yani şimdi son 20 yılı baz almak istiyorum özellikle. Ben yaklaşık 20 yıldan beri ilgiliyim. Bir 10 yıl kadar Anafartalarspor başkanlığı yaptım biliyorsunuz. İşte 2009-2020'ler arası falan, 2019'lar arası.

Keşan’da 20 yıldan beri spor olarak ilgi çok azaldı. Maddi olarak söylüyorum. Yardımseverler alanında, işte vatandaşlar ve kurumlar alanında söylüyorum. Şimdi Amatör spor bizde Türkiye'nin her yerinde kendi yağı ile kavrulan, kendi imkanlarını kendisi yaratabilirse hayatta kalan bir spor dalı. Diğer profesyonel kulüplere olan yardımlar maalesef amatöre verilmiyor. Aslında tam tersi olması lazım.

Dünyanın gelişmiş bir trende bu amatör spor kulüplerine verilen destekler daha fazladır.

Ben her zaman şunu söylüyorum. Tencerenin içine bir yemek koyarsınız. Altını yakmazsanız yemeği pişiremezsiniz. Yani amatör süper böyle bir şeydir. Alttan yetiştiremezseniz futbolcu. Yukarıda bugün İstiklal Marşı'nı okuyamayan belki de bir milli takım var. Karşımızda değil mi? Gündeme de geldi zaman falan. On tanesi ya da spor kulübü takımları. Yani bugün büyük kulüp takımlarına bakarsak neredeyse tüm. %90’ı yabancı, o zaman bu lig bizim değil. Ben önce kurumların, sadece belediyenin değil, kaymakamlığıyla, emniyetiyle öncülük ederek, sadece para vererek değil, para vermek bir yere kadar sonu yok. Öncülük ederek halkın üzerinde bir takım güven oluşturarak, kulüpleri denetlediğini insanlara anlatarak, insanlarta işadamlarından destekler alınarak, Keşanspor bir semboldür. Keşan’ımızın takımıdır. Kurumların kulüplerimize destek vermesi gerekir.

Muhabir: ERDOĞAN DEMİR