2. Dünya savaşı'nda soykırımla kaybettiğimiz, katledilen Roman gruplarını anıyoruz.

Bir daha ASLA demek için geçmişi hatırlıyoruz…

Başta Almanya, Avusturya, Hırvatistan, Macaristan, Romanya olmak üzere, Nazi yönetimi veya Nazi işgali sonrası kurulan idarelerce çıkartılan kanunlar ve uygulamalar uyarınca Roman  nüfusunun önemli kısmı mal ve mülkleri müsadere edildikten sonra toplama kamplarına gönderildiler. Dünya savaşının öncesindeki baskılar 13 Ekim 1942’de çıkarılan emirle toplu katliama dönüştü ve savaş bittiğinde, Auschwitz-Birkenau, Chelmno, Sobibor kampları olmak üzere çeşitli toplama kamplarına sevk edilen Alman ve Avusturya Çingenelerinden yarıdan fazlası (yaklaşık 25 bin) öldürülmüştür. Belzec, Jasenovac kamplarındaki Balkan Romanları'nın kaybı ise bunun çok daha ötesindedir. O dönemde Avrupa'daki Roman nüfusunun 1 milyondan az olduğu düşünüldüğünde, 220.000 ila 500.000 arasında değişen çingene katliamının boyutları ortaya çıkmaktadır.

Bu dönemde kamplara gönderilmeyen ve özellikle Bulgaristan, Yugoslavya, Arnavutluk, Sırbistan idareleri altında yaşayan Çingeneler için ise soykırım öncesi Almanya'daki gibi çalışma yasağı, seçme hakkının iptali, zorunlu çalışma, müsadere, çingene olmayanla evlilik yasağı ve zorla din değiştirme gibi uygulamalara maruz kaldı. Miklós Horthy idaresindeki Macaristan ve özellikle Ion Antonescu yönetimindeki Romanya'da soykırımın boyutları diğer ülkelere göre daha büyük kayıplara sebep olmuştur.

Günümüzde bu soykırımda hayatını kaybeden ve katledilen Çingeneler için çeşitli ülkelerde anma etkinlikleri düzenlenmektedir. 2 Ağustos tarihi de Dünya Çingene Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü olarak kabul edilmektedir.