MEHMET AYTAÇ

Asri Mezarlık’taki Şehitlik’te 14.00’te başlayan törene, Keşan Kaymakam Vekili Uzunköprü Kaymakamı Onur Kökçü, CHP Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Keşan 4. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Özay, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, gaziler, askeri erkan ve şehit yakınları katıldı. Şehitlik Anıtı’na çelenk sunulmasıyla başlayan programda saygı duruşu ve saygı atışı yapılarak, İstiklal Marşı söylendi. 

ÜTĞM. POLAT: “İTİLAF DEVLETLERİ, MUSTAFA KEMAL’İN ÇOK İSABETLİ MUHAKEMESİ SONUCU HEDEFİNE ULAŞAMADI”

Günün anlam ve önemini belirten konuşmasını yapan Üsteğmen Faruk Polat, 108 yıl önce bugün 18 Mart 1915’te Çanakkale Boğazı’nın denizden geçilemeyeceğinin tüm dünyaya gösterildiği ve deniz zaferinin ilan edildiği gün olduğunu belirterek,  “Bu tarih TBMM genel kurulunda 4768 numaralı kanun ile 2002 yılından itibaren aziz vatanlarını için canlarını seve seve feda eden kahraman şehitlerimizi anmak maksadıyla aynı zamanda ‘Şehitler Günü’ olarak kabul edilmiştir. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen, milletimizin kahraman evlatlarının şehadeti ve gaziliği pahasına kazanılan bu zafer, İstiklal harbimize ve nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti’ne giden bu yolda çok önemli bir kilometre taşı olmuştur. 18 Mart 1915’te Amiral de Robeck komutasındaki İtilaf devletleri donanması Çanakkale boğazını geçmek için büyük bir taarruz başlattı. Ancak bir süre sonra müttefik donanmasının üç zırhlısı Nusret Mayın gemisi tarafından boğaza döşenen mayınlara çarparak ya da tabyalardan yapılan top atışlarıyla battı. Üçü de ağır hasar görmüştü. Ayrıca iki muhrip ve yedi mayın tarama gemisi de batırılmıştı. Donanmanın 800 kişilik asker kaybı da eklendiğinde donanmanın savaş gücünü üçte bir oranında yitirdiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında panikleyen İtilaf devletleri donanması boğazı terk etti. Yaşadıkları bu hüsranın ardından Çanakkale boğazının denizden geçilemeyeceğini anlayan İtilaf Devletleri, 25 Nisan 1915 tarihinde Gelibolu yarımadasına çıkarma yaparak boğazı geçmeyi denemişler ancak Çanakkale savaşlarında askeri bir deha olarak ön plana çıkan Yarbay Mustafa Kemal’in çok isabetli ve ileri görüşlü muhakemesi neticesinde hedeflerine ulaşamamışlardır” dedi. 

Şanlı tarihimizde bütün görkemiyle yerini alan ve tüm dünyaya karşı azmin, cesaretin ve fedakarlığın sayısız örneklerinin sergilendiği Çanakkale Savaşı’nın vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda Türk milletinin vatanı için hangi zorluklara göğüs gerebileceğinin en güzel örneklerinden birisi olduğunu ifade eden Ütğm Polat, sözlerine şöyle devam etti: “Çanakkale Zaferi, biricik evlatların şefkat ve muhabbetle bağrına basıp cepheye uğurlayan cefakar anaların ve analarının elini öperek, “Hakkını helal et şefkatli ana, canım feda olsun kutsal vatana” diyen yiğit ve kahraman Mehmetçik’in tarih sahnesinde ebedi başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte destandır. Başta büyük Önder Atatürk olmak üzere, gerektiğinde vatanı için şehit olmayı en şerefli görev olarak kabul eden 7’sinden 70’ine kadın-erkek tüm Anadolu insanı bu zaferden aldıkları güçle Kurtuluş Savaşı’nı başlatmışlar ve işgal altındaki vatan topraklarını kurtararak Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuşlardır. Hayatını ve cengâverlere komuta ederek geçiren, ‘dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir’ diyerek bu kahramanlara hayranlığını ifade eden büyük önder ebedi başkomutan Atatürk’le aynı duyguları paylaşan bizler şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz. Ülkemizin bugün ulaştığı seviye başta Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı olmak üzere Kore’de, Kıbrıs’ta teröristle mücadelede, yurtdışında icra edilen harekatlarda hayatlarını kaybeden aziz şehitlerimizin eseridir. Ulusumuzun var oluşunun birlik ve beraberliğinin ölümsüz sembolleri olan şehitlerimizin manevi varlıkları, tarih ve millet bilincimizin korunmasında ve sahip olduğumuz yüce değerlerin genç nesillere aktarılmasında en değerli hazinedir.” 

Şehitlerimizin aziz hatıralarının nesilden nesile sonsuza dek yaşatılacağını dile getiren Polat, “Aziz şehitlerimizin yüreklerimizde yaktıkları ateş, vatanımıza yönelecek her türlü tehdide karşı vereceğimiz mücadelede sarsılmaz inancımızla, tükenmez gücümüze sonsuz kaynak teşkil etmektedir. Aziz şehitlerimiz yattıkları yerde şunu hissetmemelidirler ki ülkemizin birliğine göz diken düşmanlarımızın ve terör örgütlerinin kutsal vatan topraklarına yönelik tüm tehditleri dün olduğu gibi bugün de Türk milleti ve onun bağrından çıkmış Türk silahlı kuvvetleri tarafından bertaraf edilecektir.Üzerinde yaşadığımız toprağa vatan yapan bayrağımıza rengini kanlarıyla veren kahraman şehitlerimiz; manevi varlığınızdan aldığımız güçle, vatanımıza yönelik her türlü tehdide karşı her şart altında üzerimize düşen görevi yapacak ve size layık olmaya çalışacağız. Türk vatanının kutsallığını, Türk milletinin namusunu ve Türk bayrağının şanını canından üstün tutan aziz şehitlerimiz; sizleri bizden ayıran ölüm, size olan bağlılığımızı asla koparamayacak. Kutsal emanetiniz olan Türk vatanı, ilelebet hür kalacaktır. Sizlere söz veriyoruz ki; Çanakkaleler sonsuza dek geçilemeyecek gök kubbeden ay yıldızlı Albayrak hiç inmeyecek, dünya var oldukça bu topraklar Türk yurdu olmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı. 

Polat’ın konuşmasının ardından Keşan Kaymakam Vekili Uzunköprü Kaymakamı Onur Kökçü, Şehitlik Defteri’ni imzaladı. Şehit kabirleri ziyaret edilerek, karanfil bırakılan tören, İlçe Müftüsü Mehmet Yiğit tarafından okunan duanın ardından sona erdi. 

SEVİM YENİCE KONFERANS SALONU’NDAKİ PROGRAM 

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. Yıldönümü programı, Ahmet Yenice Ortaokulu Sevim Yenice Konferans Salonu’ndaki törenle devam etti.  Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle başlayan törende  günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Keşan Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesi Müdürü Murat Ilıman yaptı.18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutlayarak sözlerine başlayan Ilıman, “Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, şarkın sevgili sultanı Salahaddin’i, Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran… Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, o demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın; sen ki ruhunla beraber gezer ecramı adın; sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın. Heyhat, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat… Bu okuduğum dizelerde, ismiyle müsemma olmaktan gurur duyduğumuz, milli şairimiz Mehmet Akif’in kalemini akıttığı gibi bir destandır Çanakkale. 14-15 yaşlarında ana kuzularının ateş parçasına dönüştüğü, bedrin arslanlarıyla aynı mertebeye eriştiği, ekmek kadar su kadar aziz topraklara dönüştüğü mukaddes bir mahaldir Çanakkale. Buram buram evlat kokar, cennet kokar burası! Neresi Çanakkale bilir misiniz? Gönül hasret çeker, gitmek ister ya, duman duman burnumuzda tüten şehir, Atamın toprağı, Zübeyde Anamın gözyaşlarıyla veda ettiği Selanik’tir Çanakkale. Tuna’dır, Pele vne’dir, Trabzon’dur, İzmir’dir, Urfa’dır. Şanlı bayrağın ilk adımı attığı Malazgirt’tir” dedi. 

“BUGÜNKÜ VARLIĞIMIZI, 1915 BİNLERCE KAHRAMANA BORÇLUYUZ”

İngiliz ve Fransızlardan meydana gelen Birleşik Filo’nun 3 Kasım 1914 taarruzu ile başlayan deniz savaşlarında, en şiddetli mücadelenin 18 Mart 1915’te verildiğini ifade eden Ilıman, “Türk topçusunun müthiş savunması ile düşman filosu ağır kayıplar vermiş ve deniz harekatından vazgeçmek zorunda kalmıştır. 25 Nisan 1915’te kara harekatına başlayan İngiliz, Fransız, Avusturalyalı, Yeni Zelandalı ve daha birçok sömürge ulusundan oluşan düşman kuvvetleri bu girişimlerinde de başarılı olamamıştır. Türk askeri ise kazandığı kesin zaferle tarihe ‘Çanakkale geçilmez’ sözünü altın harflerle yazmıştır. 18 Mart Deniz Savaşı ve Zaferi, Türk’e zul olacağını sanan yedi iklimi cihan için hazin, Mehmetçik için ise övünç ve gurur ile anımsanacak birçok olayın cereyan ettiği bir muharebe olmuştur. İnönü’nün, Sakarya’nın, Dumlupınar’ın, Büyük Taarruz’un, yani İstiklal’in ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yolunu açmış ve habercisi olmuştur. Bugünkü varlığımızı, 1915 yılında her haneye bir ateş gibi düşen binlerce kahramana borçluyuz. Kürşat’ın, Alp Er Tunga’nın, Yıldırım’ın cesaretine, Gazi Osman Paşa’nın hamiyetine sahip nice kahramanlar vardır burada. Bu kahramanlar binlerce demirden mermiyi göğsünde eritmiş, Türk’ün son kalesini canıyla, kanıyla savunmuş ve tarihe her çağda olduğu gibi şekil vermiştir Çanakkale. Doğuyla batının, hakla batılın, vatan sevgisiyle istila hırsının, büyük bir teknolojik farkla karşı karşıya geldiği mücadeleyi, muzaffer Türk komutanları ve onların aslan neferleri kazanmıştır. Türk milletini, demirden ve çelikten bir tipide, adeta nefessiz bırakmaya çalışan düşman, Türk askerinin zafere olan imanını hesaba katmamıştır. Tarihe altın harflerle yazılan büyük zaferimizin 108. yıldönümünü kutluyorum. Başta Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Çanakkale kahramanlarını saygı ve minnetle anıyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun” şeklinde konuştu.

Konuşmanın ardından 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitler Günü temalı şiir ve kompozisyon yarışmalarında birinci olan eserler okunarak, ödül töreni gerçekleştirildi. Program, Keşan Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan ‘Bir Destandır Çanakkale’ isimli oratoryonun sunumuyla son buldu.