Kimsenin bilmediği lehçeyi

İlk defa dile getiriyor olmanın verdiği heyecanla başlıyorum, koşun..

Buralar böyle işte,

Bana, beni nasıl sevdiğini anlat

Sokakları anlat sonra

2013 Haziran ayında hepimiz oradaydık

Halaya durduk ağaçlarla beraber

Kırıldık, yıkıldık,

sermaye piyasası ve faiz lobisi

Biz bunlardan bir şey anlamadık

Halktık ve haklıydık

Sevgilimizin gözlerine,

bağımsız olarak bakmak uğruna sokaklara çıktık

Çünkü bir çift göze aşık adamlar, kadınlardık

Derdimiz aşktı bizim, bunu anlattık

Anlamadılar.

.

Gün yüzü görmüş adamdım ben

Erciş'te uyandığım bir sabah

Üstümde örme hırka, kolları dirçilmiş

İçimden kopup giden bir şeyler vardı

Anlatamadım, geçmedi yare sözümüz

Yollarda kar vardı ve biz Van Edremit'te,

Van Gölü kıyısında bir demlik çay içelim tekrar

İçimiz rahat olsun ve ısınsın

Bana gelecekten umutlu değilim diye anlat

Ben gözlerin diyeyim, sen anla

Hepsi orada kaldı, ben dahil

Semaverde içilen çay hariç

Semaver kaldı, oturduğumuz sandalyeler kaldı, masa kaldı, yağmur çiseliyordu başımıza şemsiye çekmişti garsonlar, şemsiye kaldı ama yağmur bende, o gün giyindiğim ıslaklığı hiç çıkarmadım, içimde.

Gözümdeki ıslaklığı sorma,

O hep durur öyle kuytuda

Ben hep uzağında kaldım.

.

Kimse tarafından anlaşılmamak gibi hünerlerim var benim.

Sokağın terkisinde bağdaş kurup oturmak istiyorum

Oturup da sana şiirler söylemek istiyorum

Aslında şiir, "seninle aynı evin anahtarını taşımak istiyorum" diyebilmektir. Ben bunu sana yazmadım buğulanır diye gözlerin.

Şimdi itiraf ediyorum.

Yıllardır sakladığım bir sırrım var benim

Kendi lehçem ve lisanım kalbimdedir

Sen ilkbaharsın ben hep son oluyorum

Sana geleyim derken sona gidiyorum.

.

Senden benden başka kimse yok yanımda

Detaylı konuları bul beni aydınlat

Anlatamadıklarımı, anla, bana anlat

Sokakları anlat sonra görüşelim seninle

.

Tabii bunların hepsi aynı anda olmaz

Önce beni bu rüyadan uyandır

Sonra yeni uykulara sal beni

Ellerin mi uzak, Erciş mi

Edremit'te içilen çayın yanında olmak mı uzak

Bana bunları tek tek anlat,

Ben işin içinden çıkamıyorum artık.

.

Yalnızım, çünkü yalnızlığım sensin

Çıkmak istemiyorum mu çıkamıyorum mu

Beni kendi halime bırak

Bıraktığın yerdeyim ben hala.

.

Bir gün yüzü borcu var bana bu çağın

Bekleterek soğuttunuz her çayın

Ve özellikle Tatvan kahvaltı Salonunda

Herkese nasip olmayan bir şeyler vardı

Ben onu yaşadım,

anlatamam.

.

Durumlar bundan ibaret Lora

Beni anlarsan sen anlarsın

Beni sen anla artık.

.

Ortada kaldık,

Sahipsiz bir merhaba nasılsa

İşte öyle, elim havada, hala.

.

Anladın mı Lora,

Anla. Beni yorma.

Osman Coşkun