Neden böyle bir başlık attığımı yazımın sonunda okurlarım daha iyi anlayacaktır. Önce ünlü ancak hayatta olmayan arkadan konuşmak gibi olmasa da dolandırıcılıkları yurt çapını aşmış kişilerden söz etmek istiyorum.

Güney Zobu (Raki) kısaca Sülün Osman, Galata Kulesi’ni, Beyazıt Meydanı’nı satmıştı.

1980’li yıllarda yasa dışı işler yapanları dolandırdığı için kişiler şikayet edemezdi. Dolar taşımanın suç olduğu yıllarda Almancı ya da Amerikalı kılığında ünlü otellerde bavulla döviz satma vaadiyle çok kişiyi dolandırmıştı.

1980’li yıllarda piyasalardan yüksek faizle para topladı. İflas etti. Yurt dışına kaçtı ve intihar etti.

Banker Baku, 1980’li yıllarda “Papatyalı Banker” olarak binlerce kişinin parasını batırdı. Bankalardan kredi alırken imza yerine papatya resmi yaparak dalga geçti.

Kenan Şerenoğlu, İzmir’de kurduğu “ Titan Saadet Zinciri” adıyla 16 bin kişiyi dolandırdı. Abisi Keşan’da diş hekimliği yaptı. Olaylardan sonra felç olup Keşan’dan ayrıldı.

Ayşe Benli, kumar çetesi Las Vegas’ta Venetian Gazinosu’nda 2 milyon dolar kazıklayınca ABD karıştı.

Selçuk Parsadan, Tansu Çiller döneminde örtülü ödenekten parsaya kaptı. Emekli Orgeneral Necdet Öztorun adını kullandı. 5.5milyar basına yansıyınca ortalık karıştı. Bunları saymakla bitmez.

Eh şimdi gözümüz aydın Tosuncuğumuz geldi. Ben çiftliğine ortak olmadım. Dana, inek, buzağım yok. Bir koyup üç kazanırım diyerek ortak olanlar düşünsün. Ortak olduklarını nasıl belgeleyecekler. Bu Tosuncuk bu ortaklardan zorla para toplamadı. Bu iş nereye varır dersiniz?