Süleyman Demirel, Turgut Özal ve Alparslan Türkeş gibi güçlü liderlerin de başkanlık sistemini istediğini öne süren Taş, başkanlık sisteminin 1960’lı yıllardan beri tartışıldığını belirterek, “Bu, kısırdöngü halinde enerjimizi emmektedir. Hâlbuki Atatürk ve İnönü dönemi de güçlü başkanlıktır. Parlamenter sistemin yetersizliğini görmüşler ki, geleceğin başkanlık sisteminde olduğunu ifadeden çekinmemişlerdir.” dedi.
Ragıp Taş, ülkedeki yönetim sistemi tartışmasının başkanlık sistemine geçildikten sonra son bulacağını savunarak, şunları söyledi: “Boş tartışmalar ve darbeler neticesinde yerimizde saymamız, millet ve devlet olarak gelişmemize ve medeni milletler arasına katılmamıza engel olmuştur. Medeni milletten kastım; davranış, anlayış, kavrayış olarak gelişmek ve kültürel değerlere sahip çıkmak manasında değildir. Şüphesiz bunlarda da çok geri gitmişiz, ama asıl ulaşmamız gereken nokta olarak dünyayı tanıma, bilimde ve sanatta farklılıklarını ortaya koyabilme ve bunların dünyada kabul görmesi gibi, çağdaş hayat standartlarında geri kalmamızdır. İmparatorluk kalıntısı bir toplum olsak da ulus devlet modeli içinde, uzun yıllar kendi sınırlarımıza hapsolmuş bir görüntü verdik. Ömrümüz bir yerlere bakmakla ve toplum mühendisliğinin kıskacında geçmiştir. Ne yiyip ne içeceğimizden ne düşüneceğimize, nerde duracağımıza varıncaya kadar benliğimizi sarmış kaba düşünceler maalesef bir adım ileri gitmemizi sağlamamıştır. Uzun süren, ‘Batılılaşmak-Avrupalılaşmak’ mücadelemizin, fende ve sanatta ilerlemek yerine, kültürel alanlara kayması, zaman içinde kendi köklerimizden uzaklaşmayı ve toplumsal çatışmayı beraberinde getirmiştir. Belki de hedeflenen nokta, ayrışmaların artması ve toplum içindeki çatışmaların birlik ve bütünlüğe engel olmasıdır. ‘Birlikten güç doğar’ anlayışı hep bizden uzak olmuştur. Farklılıklarımız kaşınmış, ortak noktalarımız vurgulanmamıştır. İşte başkanlık sistemi, tam da bu noktada milletimiz için elzem bir yönetim şeklidir. Birliğimiz ve ortak hedeflerimiz, milletimizi hak ettiği medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracaktır. Milletimizin direkt seçtiği ilk Cumhurbaşkanı, Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği, ‘Tek Devlet, Tek Millet, Tek Vatan, Tek Bayrak’ Rabia’sı, aziz milletimizin gönlünde büyük kabul görmüştür ve ‘Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin vazgeçilmezidir.”
İNSANLAR GELİP GEÇİCİDİR
Taş, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “FETÖ’nün on yıllardır devletin içinde büyütülüp, başkalarının namı hesabına ihtilal kalkışmasına cesaret edebilecek hale gelmiş olması, devlet kurumlarımızın sorgulanmasını şart koşmuştur. Siyasi partiler dahil, tüm organize teşekküller bunun içindedir. Milletimizin ve devletimizin üzerindeki ‘üst akıl’ gölgesi kalkmalıdır. Başkanlık sistemi kurumların yenilenmesini ve ‘üst akıl’ gölgesinin kalkmasını hızlandırılacaktır. İnsanlar gelip geçicidir, devletimiz ise ebet müddettir.”
