Yerel seçimlere 20 günden az bir zaman kaldı. Güzel ilçemiz Keşan’da da seçim çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Çünkü bu yerel seçimler hayati bir önem taşıyor. Bu seçimde sadece yereli oylamayacağız, aynı zamanda genel siyaseti ilgilendiren sonuçlar da alacağız.

                                               *

Keşan’da uzun zamandır olduğu gibi yine iki aday öne çıkıyor. Biri 25 yıldır üyesi olduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin çeşitli kademelerinde hizmet vermiş; ilçe yöneticiliği, belediye meclis üyeliği yapmış ve bu dönemde genel merkezin uzun çalışmaları ve araştırmaları sonucunda üzerinde hemfikir olduğu Mimar Şenol Yalı. Şenol Yalı, örgütünün ve İyi Parti’nin de büyük desteğini alarak Millet İttifakı adayı ünvanıyla yoluna doludizgin devam ediyor. Bütün toplantılarında, söylemlerinde, açıklamalarında göğsünü gere gere partisinin adını zikrediyor, vatandaşlarından oy istiyor. Seçimi de açık farkla önde götürüyor.

                                                *

Diğer partinin adayı ise farklı bir yol izliyor. Hem kamuoyundan hem de kendi partililerinden, “partisinin adını söylemekten ve amblemini taşımaktan” imtina ettiğine dair eleştiriler alıyor. Şenol Yalı bağıra bağıra “ben Cumhuriyet Halk Partiliyim” derken, aynı özveriyi kendi adaylarında göremediklerini söylüyorlar. Peki Şenol Yalı’nın rakibi neden böyle bir yol izliyor sizce? Hep beraber bir fikir jimnastiği yapalım:

                                                 *

Atatürk deyince gözleri dolan, Selanik deyince burnunun direği sızlayan Keşan halkının, Atatürk’e ve annesine küfreden Fesli Kadir’in dizinin dibine çökenlere oy vermeyeceğinin farkında olabilir mi?

                                                  *

 “Millet” deyince aklına kahraman Türk milleti, Kuva-yı Milliye gelen Keşan halkının, “Millet” kavramı altında birleşenlere “zillet” diyenlere oy vermeyeceğinin farkında olabilir mi?

                                                  *

Hangi partiden, hangi siyasi görüşten olursa olsun, tarih boyunca vatan savunmasında gencecik evlatlarını şehit vermiş Keşan halkının; kendisine oy vermeyenlere “terörist” diyen zihniyete bırakın oy vermeyi, bir bardak su vermeyeceğinin farkında olabilir mi?

                                                  *

Her sabah göğsünü gere gere “Ne mutlu Türk’üm diyene!” diyerek çocukları okula başlayan Keşan halkının, Andımız’dan rahatsız olanlara oy vermeyeceğinin farkında olabilir mi?

                                                 *

Ülkede büyük bir ekonomik kriz yaşanırken; tanzim kuyruklarında patates soğan kotayla satılırken;  borç gırtlağa dayanmışken, iktidar gücü masalıyla “Keşan’ı uçuracağız” diyenlere oy değil selam bile vermeyeceğinin bal gibi farkında olabilir mi?

                                                              Anıl ÇAKIR

                                            Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni