CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Keşan İlçe Başkanı Ufuk Kanışkan, göreve gelişinin 1. Yıldönümü nedeniyle dün yaptığı açıklamada, bugüne kadar yaptıkları çalışmalar ve geliştirdikleri projelerle ben değil, biz olmayı ve daha çok vatandaşla biraraya gelmeyi amaçladıklarını söyledi. Ülke gündeminde bulunan “Akil Adamlar” ile ilgili bir soruyu cevaplandıran Kanışkan, “Burada katılımcı demokrasi örneği dahi göz önüne alınmamıştır. Bu heyette kimin ne görev yapacağı da belli değildir.” dedi. Belediye Başkanı Mehmet Özcan’ın yerel basına adaylığı ile ilgili yaptığı açıklamayı da değerlendiren Kanışkan, ”Partimizde hiç kimse yeri doldurulmaz değildir” diye konuştu.

Gelinen son durum karşısında bu ülkenin CHP’ye, CHP’nin de üyelerine ve vatandaşlara ihtiyacı olduğunu ifade eden Kanışkan, göreve geldikleri 1 yıllık süre içerisinde daha çok sahada olmaya çalıştıklarını mahalle, belde ve köylerde çalışmalarda bulunduklarını belirtti. Kanışkan şunları söyledi:

HEDEFİMİZ TÜRKİYE GENELİNDE İKTİDAR OLMAK

“Bugün 8 Nisan ve CHP İlçe Kongresi sonucu oluşturulan yeni yönetim 1. yılını doldurdu. Biz yönetim olarak bu 1 yıl süresince mümkün olduğu kadar sahada görev yapmaya çalıştık. 1 yıldır görev yaparken Keşan’a sayısız konuk getirerek ülkenin son durumunu kamuoyu ile paylaşmaya çalıştık. Gerek Genel Başkan yardımcıları gerekse milletvekillerimizin Keşan’a yaptığı ziyaretlerde köy ve beldelerin de sıkıntılarını dinleme fırsatı yakaladık. Bunların yanında parti içi eğitimlerimizle ve eğitimlerin sonunda ortaya çıkan projelerle de büyük başarılara ulaştık. Partimizden Keşan’da 100 öğrenci parti içi eğitimlerden geçti ve 5. sınıfı da bugün itibariyle açacağız. Bu eğitimler, ekip çalışmasını ve ortak bir şeyler üretmeyi, partili öğrencilerin halkla daha çok iç içe olmasını sağladı. Biz bu süreçte mümkün olduğunca parti içinde herkesle eşit mesafede eşit hizmet içinde olduğumuzu sürekli olarak yineledik. Geçmiş dönemde hizmet yapan ilçe başkanları ile danışma ve dayanışma içinde çalışmalarımızı sürdürdük. Bu tarzımıza da çok önem verdik. Yönetim kurulu toplantılarımızı yedek üyelerimizin de katılımı ile yapmamız da bunun bir göstergesidir. CHP İl Başkanlığının organize ettiği Danışma Kurulu Toplantıları ile birçok ilçede CHP’nin bölgede ne kadar güçlü bir siyasi yapı olduğunu defalarca gördük. Bu güçlü siyasi yapıyı daha da güçlendirmek de bundan sonraki ilk hedeflerimizin arasındadır. Biz bölgemizde belediye başkanlıklarını alarak yetinmek istemiyoruz. Hedefimiz Türkiye genelinde iktidar olmaktır. Çünkü ülkenin temel taşlarının birer birer söküldüğünü her gün görmekteyiz. CHP, Cumhuriyeti kuran bir parti olarak her zaman ilk önceliğini Cumhuriyeti korumaya verecektir.”  

BÜTÜN DENGELERİ ALTÜST OLDU

Açıklamasının devamında 6 Nisan 2013 Cumartesi günü Edirne’de açılışı yapılan Toplumsal Eğitim ve Gelişim Derneği Edirne Merkez Şubesi (Cumhuriyet Halkevi) açılışına CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal, Süheyl Batum, Ali Özgündüz, Osman Aydın, Recep Gürkan, Kemal Değirmendereli, Parti Meclisi Üyesi Benan Baykal, İl Başkanı Teoman Özdöl, Merkez İlçe Başkanı Harika Türkay, CHP ilçe ve belde teşkilatları ve çok sayıda partilinin katıldığını ifade eden Kanışkan,: “Halkevi açılışının ardından heyet olarak Saraçlar Caddesi üzerinde esnaf ile buluştuk ve esnafın sıkıntılarını dinledik. Bu ziyaretlerde artık masa başında ve parti binalarında değil halkın içinde siyaset yapılmasının gerektiğini vurguladık. Ziyaretlerde esnaf, artık durma noktasına gelen ekonomide gırtlağa kadar borç içerisinde olduğunu dile getirdi. Geçtiğimiz ay ülke genelinde 38 kişi borç yüzünden intihar etmiş. Bu ülkenin bütün dengelerinin alt üst olduğunu her geçen gün açıkça görmekteyiz.” dedi.

Ufuk Kanışkan, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 BARIŞIN ÇÖZÜM YERİ HAPİSHANE DEĞİL PARLAMENTODUR

“Hükümet tarafından oluşturulan Akil İnsanlar Heyetini samimi buluyor musunuz?” şeklindeki soruya yanıt veren Kanışkan, “AKP’nin bütün meseleler konusunda bugün söylediği söz ile ertesi gün söylediği sözler arasında ciddi farklar bulunmaktadır. Bunu sokakta gezen her insan dile getiriyor. Örnek verirsek, her göreve gelen yeni Milli Eğitim Bakanı kendi Milli Eğitim politikasını ortaya koyuyor. Bugün 4+4+4 diyorlar yarın da bunu değiştirecekler. Akil İnsanlar Heyeti ile de kendi kafalarına göre bir barış ortamı yaratmaya çalışıyorlar. Bu ülkede demek ki bazı yerler devletin kontrolünde değilmiş ki, ülkeden teröristleri çekmek için pazarlık yapılmak zorunda kalınıyor. Bugün mahkum edilmiş bir hükümlü, ağzının içine baktığımız, barış için her söylediği önemli olan bir insan haline geliyor. Her seçim öncesi AKP İmralı’ya dört elle sarılarak bir masaya oturuyor. Ülkenin bir bölgesinde bahar bayramı kutlanırken bir tane bile Türk Bayrağı açılmıyor ve buna Başbakan “Ayıp edilmiş” diyor, başka bir bölgede elinde Türk Bayrağı olan kişilerin üzerine su sıkılarak coplanıyor. Bu ülkede hiçbir politikanın olmadığı bariz olarak açıktır. Bu barışın çözüm yeri bir hapishane değil parlamentodur. Türkiye’de barıştan söz ediliyor ancak meclisin 3 partisinin milletvekilleri halen cezaevlerinde tutsak ediliyor.

KİMİN NE GÖREV YAPACAĞI BELLİ DEĞİL

 Akil İnsanlar Heyeti’nde ise daha başlangıcında AKP Genel Başkanının kendi belirlediği isimler ön plana çıktı. Burada katılımcı demokrasi örneği dahi göz önüne alınmamıştır. Bu heyette kimin ne görev yapacağı da belli değildir. Yıllar önce AKP Genel Başkanı buna benzer önerilere “Biz bunu denedik. Bundan bir şey çıkmaz.” derken birden bugün bunu ortaya atıyor ve bu insanların net olmayan bir süreçte insanları ikna etmesi isteniyor. Bu nedenle Cumhuriyeti korumak için biz herkesi CHP ile yol almaya davet ediyoruz.” diye konuştu.

PARTİMİZDE HİÇ KİMSE YERİ DOLDURULAMAZ DEĞİLDİR

Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan’ın geçtiğimiz hafta Belediye Başkanlığı adaylığı için yaptığı açıklamayı nasıl yorumluyorsunuz?” sorusunu da cevaplandıran Kanışkan, “Ben göreve geldiğim tarihten bu yana defalarca parti içi meselelerin basın yoluyla konuşulmaması gerektiğini dile getirdim. Çünkü basın yoluyla paylaşılan bu meseleler ne paylaşana, ne Keşan’a, ne de CHP’ye hiçbir fayda sağlamıyor. Keşan bizden hizmet bekliyor ve herkesin bir sorumluluğu var. Benim görevim partim için çalışmak, partimize mensup belediye başkanlarının sorumluluğu da CHP ilkeleri doğrultusunda görevlerini yerine getirmektir. Herkes görevini yaparsa hiçbir sorun yaşanmaz. Ancak bazen belediye başkanları tarafından basına bu tarz beyanlar veriliyor. Bunları eleştirmek İlçe Başkanlığının görevi değildir. Bu değerlendirmeyi ancak Genel Merkezimiz yapabilir. Ancak özelleştirmeden şunu söylemekte bir sakınca görmüyorum: CHP, Cumhuriyet tarihi ile başlayan bir partidir ve bu partide birçok siyaset adamı görev almıştır. Bu görev alan siyaset adamları da partideki görevinden teşekkür ederek ayrılmıştır. Yani partimizde hiç kimse yeri doldurulamaz değildir. Herkes görev süresi bittiğinde yerine başkası gelir ve partiyi ileriye götürmek için bayrağı alır ve eskisinden daha iyi yapmak için yarışır. Bizim aday belirleme şeklimiz tüzüğümüz ve Siyasi Partiler Kanunu ile bellidir. Bu nedenle hiçbir adayın Genel Merkez ve ilçe başkanlıklarına herhangi bir özel çaba harcamasına gerek yoktur. Çünkü tüzüğümüz bellidir. Bizim tek hedefimiz CHP bilinci ile görevimizi yaparak alacağımız teveccüh ile bir yerlere aday olmaktır. Bunun için kaygılanmaya gerek yoktur. Bizim parti içindeki yoldaşlarımızın hiçbiri biribiri ile rakip değildir. Bizim rakibimiz diğer siyasi partilerdir. Adayımız da halkın ve Genel Merkezimin takdiridir.” şeklinde cevap verdi.

TÜZÜK, İSİMLERİ DEĞİL ÜNVANLARI BELİRLER

“Belediye Başkanı Özcan’ın açıklaması ile kamuoyunda .> gibi bir algı oluştu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu Kanışkan, “Ne il başkanlığının ne de İlçe başkanlığının isimler üzerinde tartışma gibi bir lüksü yoktur. İl ve İlçe Başkanlarının görevi partinin başarısı için çalışmaktır. Belediye başkanlarının görevi de hem kent için çalışmak hem de partisi için çalışmaktır. Bu nedenle parti tüzüğümüzü kimin nasıl yorumladığının bir önemi yoktur. Tüzük açık ve kimin kime bağlı olduğu bellidir. Tüzük, isimleri değil ünvanları belirler. Bu nedenle kim kimin üstünde olduğu değil, elden giden ülkenin sorunlarını çözmek için yapılan çalışmalar önemlidir. Ben Belediye Başkanımızın CHP’den ayrılacağını düşünmüyorum. Başkanımız bu açıklamasında başardığı projeleri açıklamış ve gerekirse daha fazla yaparım demiş. Eğer göreve tekrar gelmese bile CHP için çalışmaya devam edeceğini dile getirmiş. Kimin aday olacağı ilerleyen süreçte tartışılacak bir konudur. Bu açıklamanın polemik konusu olmasını çok anlamlı bulmuyorum.” diye cevaplandırdı.