AYGÜL KONAR

Gaytancıoğlu, açıklamasında AK Parti (AKP) iktidarına üreticinin hakkını verme çağrısında bulundu.

“AKP’NİN ÜRETİCİYİ YOK SAYDIĞININ EN BELİRGİN ÖRNEĞİDİR”

Çiftçinin hakettiği desteğin tamamını ödeyemeyen AKP iktidarının üreticiyi mağdur ettiğini vurgulayan Gaytancıoğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: AKP, Türkiye tarımını yönetirken aldığı kararlarla bir kez daha Türk çiftçisinin yanında olmadığını ayçiçeği üreticisine yaptıklarıyla kendini kanıtlamıştır. Ayçiçeğinde yıllardır net ithalatçı olmamıza rağmen üretime yönelik politikaları bir türlü oluşturmayan AKP, çiftçinin hak ettiği desteğin tamamını da ödemeyerek üreticiyi mağdur etmiştir. 2019 yılının ikinci yarısına geldiğimiz bugünlerde, ayçiçeğinde 2018 yılı desteklemesi olan kg başına 40 kuruş ödemenin halen %70’i çiftçilere ödenmiştir. Çiftçinin alacağı olan % 30 ödemenin ne zaman üreticiye ödeneceği bir türlü açıklanmamaktadır. Bu konuda yetkililerle yapılan görüşmelerde net bir tarih verilememektedir. Maliye Bakanlığından kaynak beklendiği, ancak nakit paranın olmadığı açıkça ifade edilmektedir. Ayçiçeği gibi net ithalatçı olunan bir üründe üreticiyi desteklemek şöyle dursun üreticinin alacağına göz diken bir politikanın uygulanması, üretici kazanacakken sürekli gümrük vergilerini sıfırlayarak ithalatçı ve rantçıların kazanması AKP’nin uyguladığı ayçiçeği politikasının iflas ettiğinin en önemli göstergesidir. AKP, üretimi ve üreticiyi düşünmüş olsaydı bu 40 kuruşluk destekleme primini 70-80 kuruşa çıkartarak, ithalat yerine üretimi teşvik ederdi. Sözkonusu 40 kuruşluk destekleme primi son derece yetersiz iken birde bu desteklemenin 1 yıldan fazla bir süre ödenmeyerek, kesintili ödenmesi, AKP’nin üreticiyi yok saydığının en belirgin örneğidir.”

“AKP, SON 2 YILDIR HANGİ GIDANIN FİYATI ARTARSA İTHALATA BAŞVURUYOR”

AK Parti hükümetinin çiftçiye ek kaynak yaratarak destekleme yapmak yerine çözümü ithalatta aradığını söyleyen Gaytancıoğlu, “AKP, üretime ve üreticiye destek yerine günü kurtarabilmek için ithalata yönelik politikalara onay verdi. AKP, son 2 yıldır hangi gıdanın fiyatı artarsa ithalata başvuruyor. Patates fiyatları artıyor, patates ithalatı yapılıyor. Et fiyatı artıyor, et ithalatı yapılıyor, arpa fiyatı artıyor, arpa ithalatı yapılıyor. Şimdi ise sözde ayçiçeği fiyatı yüksekmiş, gümrük vergisini düşürerek fiyatları düşürmek neyin nesi? Neden yurtiçi üretimi arttırma yönünde politika geliştirilmiyor da Devletin vergi gelirlerinin azalması pahasına ithalata başvuruluyor? Nedense tüm ithal edilen ürünler ülkemiz coğrafyasında üretilen ürünler, burada bir tezat var. Tezat aslında yok, arada para kazananlar var. Bu parayı kazananlar nedense AKP yandaşları, nerede bir tarım ürünü ithalatı varsa arkasında mutlaka bir AKP yandaşı var. Yani AKP sadece yandaşlarını düşünüyor, bahane olarak da gıda enflasyonunu öne sürüyor.  AKP hükümeti çiftçiye ek kaynak yaratarak destekleme yapmak yerine çözümü yine ithalatta arıyor. Nitelikli bir tarım politikası oluşturamadığı için Türk çiftçisinin yetiştirdiği ürünleri ithal ediyor. Kısacası Türk çiftçisini desteklemek yerine başka ülkelerin çiftçilerini desteklemeyi daha uygun buluyor. AKP, neden temel gıda maddesi niteliği taşıyan birçok üründe çiftçiyi desteklemek yerine ithalatı tercih ediyor? Niçin yüksek enflasyonun nedeni olarak tarım ürünlerini suçluyor? Neden girdi maliyetlerini düşürmeyi tercih etmiyor da en kestirme yolu gümrük vergilerini sıfırlayarak ithalatın önünü açmakta buluyor? Defalarca ikaz etmemize karşın, girdi fiyatlarının sürekli artması ancak çiftçinin sattığı ürün fiyatlarının artmamasına rağmen AKP’ye yakın işadamlarının lobi faaliyetleri başarılı olduvebirçok tarım ürününde gümrük vergileri sıfırlandı.” dedi.

“İTHALAT ÇARKININ KIRILARAK ÜRETİMİN ARTIRILMASI GEREKİYOR”

Türkiye tarım ürünlerinde net ihracatçı iken net ithalatçı konuma geldiğini belirten Gaytancıoğlu, şöyle devam etti: “İthalatı yapılan tarım ürünlerin tamamı tarımsal üretim sonucu elde edilen ürünlerin işlenmiş hali olan gıda ürünleri. Pekiyi bu ürünlerin tamamı Türkiye’de mi üretiliyor? Cevap çok basit. Aslında bu ürünlerin tamamı Türkiye’de üretilmesine rağmen bu ürünlerin oluşumuna katkı sağlayan girdiler ithal. Örneğin ayçiçeği elde edebilmek için gübre kullanıyorsunuz, ancak gübrenin yarısını yurtdışından ithal ediyorsunuz. Yani Dünya fiyatları artmasa da dolar arttığı için maliyetler yükseliyor, bu yükseliş de ayçiçeği fiyatlarını yükseltiyor. İşte sorunun çözümü de burada yatıyor. Önemli olan bu yem hammaddelerini ithal etmemek. AKP böyle mi yapıyor? Yani çözümü üretim de mi arıyor. Cevap hayır. Gıda enflasyonuna kalıcı çözüm bulmak için, üretimden başlayarak tüketime kadar olan zincirin her halkasında yaşanan sorunları çözmek ve nitelikli bir tarım politikası oluşturarak uygulamak gerekmektedir. İthalata dayalı bir politika ile gıda fiyatları kısa vadede düşürülse de orta ve uzun vadede fiyatın daha da yükselmesine neden oluyor. Bu ithalat çarkının kırılarak üretimin artırılması gerekiyor. Bu kararlar artık AKP’nin Türkiye tarımını yönetemediğinin, ne yaparsa yapsın Türkiye tarımına yön veremediğinin açıkça bir ifadesidir. AKP yıllardır uyguladığı politikalarla üretim ve üretici yerine hep ithalatçıyı, aracıyı ve kendi yandaşını düşünmüş, politikalarını halka yönelik uygulamamıştır. AKP’li yıllarda mera varlığı 40 milyon hektarlardan 13 milyon hektarlara gerilemiş, Türk çiftçisinin 1 milyar TL olan borcu 110 milyara yaklaşmış, tarla ipoteği karşılığı kredi kullanımı patlama yapmış, Türkiye tarım ürünlerinde net ihracatçı iken net ithalatçı konuma gelmiştir.”

“İNEKLER İTHAL, YEM İTHAL, SAMAN İTHAL, AKP İSE, YERLİ VE MİLLΔ

Türkiye’de uygulanması gereken tarım politikasının açık ve net olduğunu vurgulayan Gaytancıoğlu, “Bir zamanlar üretici bir tarım ülkesi olan Türkiye, yem ham maddeleri olan buğday, arpa, soya ve mısırda net ithalatçı, başka bir deyişle, yemin yüzde % 50’si ithal ham maddeyle elde ediliyor. Yemin yarısını ithal edersen et fiyatı düşmez. Kısacası, inekler ithal, yem ithal, saman ithal, AKP ise, yerli ve millî. Kısacası AKP tarımı iyi yönetememiş, enflasyon oluyor mantığı ile Türk çiftçisinden esirgediği hakkı olan desteği başka ülkelerin çiftçisine gözünü kırpmadan ödemeyi çok kolay yapabilmiştir. AKP’nin gündeminde tarlasından, köyünden ettiği çiftçi yoktur. Çiftçinin desteklenmesi, yerine boş kalan 2 Trakya büyüklüğünde araziyi nasıl üretime kazandırırım mantığı yoktur. AKP’nin gündeminde rant vardır, yandaşlar vardır. Türkiye’de uygulanması gereken tarım politikası çok açık ve nettir. Bilimsel temelli, üretim planlamasına dayalı, üreticinin alın terinin karşılığını ödemeyi düşünen bir Devlet politikası. Kısacası üreten bir Türkiye, hakça bölüşen bir ülke olmak istiyorsak üretimi ve üreticiyi desteklemek zorundayız.”  ifadelerine yer verdi.