İnsanoğlu ne kadar yaşlanmış olsa da iki özelliği genç kalır, neydi onlar derseniz;

Gelecekte yapmayı planladığı şeyler yani tutkuya bağlı dünyalık değerler diğeri sevdiği şeye karşı hırsı ölünceye kadar sürer isterseniz M. Fatih’in şiirinden iki kıta birlikte okuyalım.

Kafada kırk tane tilki dolaşır

Sağ gösterip sol vuranlar çoktur

Horoz ölür gözü çöplükte kalır Cin olmadan adam çarpanlar çoktur

Kefenin cebi yok dolduramazsın Dünya’ya kazığı çakanlar yoktur Aç gözü mandayla doyuramazsın

Komşusu açken tok yatan çoktur.

Aslında hep kendimizi kandırıyoruz. Nedeni kimseye kalmayacak dünya yine sonu gelmeyecek hesaplar peşindeyiz. Oysa her şey boş yalan…

Horoz yaşlansa da çöplüğü kimseye bırakmak istemez. Yazımın bir de siyasi boyutuna bakalım. Her seçimde yenilgi alan politikacılar istifa etmeyi düşünmez, bir puan artışı başarı olarak gösterir. Örnek derseniz Kılıçdaroğlu ve İnce arasında istifaya kadar giden olay. Avrupa’da böyle değil “başarısız oldum istifa ediyorum” diyor, kısa ve net. Mecliste 600 milletvekili ön seçimsiz veya halk iradesi olmaksızın parti lideri belirliyor. Kimin adını aday adayı sıralamışsa o seçilmiştir. Hiç unutmam bir belediye başkanı makamında uyurken yakalandı ve görevden alındı ama Türkiye’de değil. İlaçları mazeret etse de kendini dinletemedi. Geriye dönüp baktığımda siyasi doyumsuzlukla rahmete kalmış liderleri anımsıyorum yine de saygıyla anıyorum.

Hüseyin Nihat Atsız’ın sözünü yazmadan geçemedim. “Mevkii için milleti feda eden değil, aksine gerektiği zaman millet uğruna mevkiini hatta hayatını verebilen adam büyük adamdır.” Atatürk’e göre yazılmış dersem doğru olmaz mı?