Geçtiğimiz pazartesi günü, Keşan Belediyesi’nin mahalle çeşmelerini yenileme projesiyle 1 liraya 10 litre su veren Tatlı Çeşme’nin tanıtımı yapıldı.

Eskiden her mahallenin çeşmesi vardı ki suyu da genelde iyiydi ve insanlar içme suyu ihtiyacını bunlardan karşılardı. Son zamanda çoğu yok oldu.

Çocukken su aldığımız çeşmelerden Zatibey ve Yıldız, inşaatlara kurban gitti. Sarmaşık çeşmesi ise yerinde duruyor ancak hali pek iç açıcı değil.

Tatlı Çeşme’nin restorasyonu sıradan olsa da en azından yenilenmiş.

Ne kadara mâl olduğu açıklanmadı ama…

Su israfını önlemek adına kurnasız olarak para ile akmasını destekliyorum. İklim ve su krizinin eşiğindeyiz. Artık suyu boşa akıtma lüksümüz yok. Suyu tutmak ve korumak zorundayız.

Bazı noktalarda ise israf halen devam ediyor.

Mesela 4 Nolu Sağlık Ocağı’nın önündeki su hep akıyor. Artık buna da “dur” denmeli.

Projenin güzel olan diğer kısmı da bu çeşmelerde toplanan paraların ihtiyaç sahibi öğrencilere burs olarak geri dönecek olması.

Ülkemizde “ihtiyaç sahibi öğrenci” de “aile” de bol miktarda var.

İnsanlarımız açlık sınırının altında kalan asgari ücretle geçinip aynı zamanda çocuklarının eğitimini karşılamaya çalışıyor. Ve toplumun büyük kesimini bu kitle oluşturuyor.

Gerçi ekonomimiz “çok büyük” ve “çok güçlü”…

Dünyada eşi görülmemiş büyüme rakamlarına sahibiz. İnsanlar neden şikâyet ediyor, anlamıyorum.

Neyse en azından bu büyümeye ayak uyduramayan vatandaşlarımız için Keşan Belediyesi’nin bu küçük katkısı da göz ardı edinemez.

Tanıtım toplantısı öncesinde ise çeşmeye takılan elektrik sayacında bir fatura gördük.

“Keşan Belediyesi – İçme Suyu” abone ismiyle çeşmelere abonelik açılmış.

Bu aya ait çeşme elektriği faturası 45 TL.

Bu para belediyeden çıkacak. 11 ve ya daha fazlası çeşmenin tamamına fatura kesilecek. Bölgede elektrik hizmetleri sağlayan şirket Tredaş, ‘bir katkı da bizden olsun, bu çeşmelerden elektrik tüketim bedeli almayalım’ diyemez mi?

Ben söyleyim, “diyemez, demez”. Şirkettir, işine bakar, kazancına bakar...

Bu faturaları da hep birlikte öderiz. Rakam küçük görünebilir, ancak bana göre “gereksiz her gider büyüktür”

Ortalama 45 TL’den 11 çeşme aylık 495 TL ve bir yılda 5 bin 940 TL…

Ne diyordu; “dünyayı küçük paralar kurtaracak…”

Belki belediye, diğer çeşmeleri güneş enerjisi kullanarak elektrik sağlayan bir sistemle yeniler. Hem karbon ayak izini biraz olsun küçültür, hem de elektrik firmasına ödeyeceği para da öğrenci burslarına katkı olur.

Tarık Akan

Bugün ölüm yıldönümü.

Türk sinemasının efsanesi. X ve Y kuşaklarının idolü.

Yakışıklı, karizmatik, beyefendi. Mücadeleci, savaşçı, başkaldıran…

Bunları çoğu insan bilir.

Yardımsever, cömert, kibar ve duygulu.

Bunları ise onunla karşılaşanlar, anısı olanlar bilir.

O şanslılardan biri de benim.

Çanakkale tarafındaki yazlığına giderken dört yoldaki alışveriş merkezine uğrardı. İşyerim oradaydı ve onu görürdüm. Arabasının bagajında illaki birkaç büyük paket kedi ve köpek maması bulunurdu.

Her durduğunda önce o mamaları avm bahçesindeki hayvanlara dağıtır, onları severdi.

Son geldiğinde akciğer kanseriydi.

Ellerini yıkamak için kafenin lavabosunu kullanmak üzere izin istedi.

O zamanki çalışan arkadaşlarımın hepsine hal hatır sordu.

Sonra bahçedeki bir masaya oturduk, kahvesini ikram ettik. Tabi asla ücretini ödemeden kalkmazdı.

“Kaç kişi çalışıyor burada, kirası, masrafları var, olur mu para almamak” derdi.

Eşi alışveriş yaparken oda dinlenirdi. Sohbet ediyorduk, kanser olduğu için sigara içmesi kesinlikle yasaktı. Ama içiyordu tabi. Bana bir sigara yaktırır, birkaç kez ondan içerdi.

Eşi onu sık sık kontrol eder, o da “ben içmiyorum, bak arkadaşım içiyor” derdi.

Abi dedim ona, “böyle sanki Hababam Sınıfı’nda Mahmut Hoca’dan gizli gizli içiyormuşuz gibi oldu”…

Gülümseyerek, “güzel günlerdi, özlüyorum” dedi. Ve bir daha görmedim.

İnsan, giderken arkasından iz bırakmalı.

Bindiği arabayı, üzerindeki kıyafeti, ayakkabısını hatırlamıyorsun kimsenin…

İnsanın asıl izi kalbidir. Ruhu şâd olsun…