Keşan Gençlik ve Spor Kulübü’nün açıklamalarını üzülerek izliyorum. Spor kulübü adına spor dışı söylemler sergileniyor.

Antrenörümüzün çağrısına bakın: Peki! onlarla ne yapacağız? Herhalde gelen takımı gürültüyle korkutup maçı kazanacağız, böylece Türkiye şampiyonasına gitme hakkı kazanacağız. Aferin size! İlk defa kapalı spor salonundaki voleybol maçına tencere tava çağrısı duyuyorum. Çağrıyı yapan da 35 yıllık Baş Antrenör (alt antrenörler kimlerse). Sevgili hocamız sert bir dille tehditler yağdırıyor, yöneticilerimiz de tam destek veriyor. Söze bakın, Tehdide bakın herkes sizin önünüzde eğilecek ya da alkışlayacak aksi takdirde…

Söze bak, sonra ne yaptın?  3. lig ayarında bir takım yarattın tebrikler… Bırak yaptıklarını takdir etsinler. Çalıştığın insanları aşağılayarak bir yerlere varamazsın. Keşan’da meydanın boş olduğunu kısa zamanda anlamışsın, biraz da Karagümrük imajı vererek başarılı olacağını sanıyorsun. Size tavsiyem, önce yöneticilerinize, Keşan halkına ve spor kamuoyuna saygılı olun, ilimize saygılı olun. Yeri geldiğinde Keşan’da spor camiası hakkını aramasını bilir, siz işinizi yapın, teknik konularda açıklama yapın.

Şunu da belirtmek isterim Edirne’nin Keşan’a düşmanlığı falan da yok, hayali düşman yaratarak aradan sıyrılmaya çalışmayın. Spor yaparken, topraktan balta çıkartmaktan söz etmek son derece yanlış bir yaklaşım. Keşan’da spor kültürüne yakışmayan söylemler bunlar. Biz onları çoktan aştık.

Bir sözüm de yöneticilere. Baş antrenörünüz tehditler savuruyor siz de izliyorsunuz.  Demek ki aynı dilden konuşuyor aynı düşünceleri paylaşıyorsunuz. Aksi takdirde yetkinizi aşıyor deyip müdahale edebilirdiniz… Pazar günü haklı olarak taraftardan destek bekliyorsunuz. O salonda tencere, tava çaldığınız, hakemlere ve rakip takıma küfrettiğiniz, bunu da büyük bir pişkinlikle haklı olduğunuzu iddia ettiğiniz sürece ne o salon dolar, ne de sizin istediğiniz ölçüde destek gelir. Yaptığınız bütün toplantı ve açıklamalarda, haksızlık, düşmanlık, itham var. Halbuki spor güzelliktir, kardeşliktir, dostluktur. Ama sizin söylemlerinizde bundan eser yok.

Keşan Kapalı Spor Salonu’nda rakibinize, hakem ve gözlemcilere saygı duymadığınız, siz nasıl emeğe saygı istiyorsanız, empati yapmadığınız sürece, Keşan voleyboluna bir katkı sunamazsınız. Unutmayınız ki: siz bir misyon üstlenmişsiniz, Keşan adına yöneticilik yapıyorsunuz. Sorumluluğunuz büyük, yaptığınız her davranış, konuştuğunuz her kelime Keşan halkını da bağlar.

Pazar günkü maça tencere tava değil çiçeklerle gelip alkışlarla desteklenmesini isteyerek başlayabilirsiniz. Maçı kazanamazsanız da dünyanın sonu değil. Emekler boşa gitmez, barış, dostluk ve kardeşlik kazanır.

SPORUN AMACI DA BU DEĞİL Mİ? (Takımımıza pazar günü başarılar dilerim)