CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Keşan eski İlçe başkanlarından Baki Topal referandum süreci ve yeni anayasa hakkında görüşlerini açıkladı. Topal, referandum sonucuna göre seçimin olabileceğini ancak siyasi partilerde önemli değişiklikler beklemediğini vurguladı.
1946’LARDA TERK EDİLEN SİSTEM 2017’DE YİNE GETİRİLMEK İSTENİYOR
Ülkenin birçok sorunu varken neden referanduma gidildiğine anlam veremediğini belirten Topal, “Öncelikli olarak Türkiye’nin terör sorunları, ekonomik sorunları, dış sorunlar, Suriye’deki gelişmeler, terör olayları, işsizlik sorunları var iken, durup dururken referanduma niçin gidildiğini ilk olarak sorgulamak lazım. Ben bunların bu zamana kadar yanıtını almış değilim. Ülkede bu kadar sorunlar yaşarken hükümet ben referanduma gidiyorum, sistemi değiştireceğim diyor. Şuanda zaten Cumhurbaşkanı ve tek başına iktidar var mı? Var. Hiçbir sorunu olmayan bir hükümet, durup dururken bir referandum çıkardı. Bu bana göre çok gereksiz ve zamansız. Ülkenin enerjisini referanduma doğru çekerim diye bir anlayış var. Bu durumu çok yanlış ve ülkenin zararına buluyorum. Getirilmek istenen bir değişiklikler bir referandum için değil. 1982 anayasasının daha demokratikleşmesi için de değil. Ülke demokrasiye gitmiyor. Burada tamamen yönetimsel değişiklik olarak bir kanun değişikliği getiriliyor. Bu yönetimsel değişiklikler ile tamamen idari yönden ülkenin tek adama bağlanması amaçlanıyor. Türkiye’nin önü açılacak diye bir şey yok. Gidişat tek adamlık rejimidir. 2010 yılındaki referandumunda da ülkenin önü açılacak dediler. Geçen zaman içerisinde neler oldu hep beraber gördük. O zamanlar çok itiraz etmiştik. Hakimler ve savcılar kurulu bir kişinin eline geçecek demiştik. Geçen zaman içerisinde bunu da gördük. Meclis ikinci plana atılarak, neymiş hızlı karar alınacakmış, bu anayasa oylaması da Türkiye’ye fayda getirmeyecektir. Onlar adını yumuşatarak sistem değişikliği diyor. Ama bu tek adamlık, rejim değişikliğini getirir. Partili Cumhurbaşkanlığı olmaz. 1946’larda terk edilen sistem 2017’de yine getirilmek isteniyor. Başkanlık sistemi desinler en azından ne olduğunu bilelim. Partili Cumhurbaşkanlığında, parti oluyor zaten. Dünya’da adı olmayan sistemi kalıba sığdırmaya çalışıyorlar.” dedi.
1982 ANAYASASI KESİNLİKLE DEĞİŞMELİ, AMA İDARİ YÖNÜYLE DEĞİL
1982 anayasasının değişmesi gerektiğine inanan ama idari yönüyle değişmesine karşı olduğuna dikkat çeken Topal sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu referandum işi partilerin işi değil, bu evet veya hayır diyecek her vatandaşın görevi. Her vatandaş bu maddeleri okumalı ve getirilmek istenen değişikliklerin de ne gibi getirisi veya götürüsü olduğunu anlamaya çalışmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda bir çalışma içerisinde, vatandaşa bu referandumla birlikte getirilmek istenenler anlatılmaya çalışılıyor. Bu anayasa referandumu için evet çıkarsa Türkiye çok şey kaybedecek. Türkiye bir kişinin aklına mı kalacak? Milletvekillerini o seçecek, valileri kendisi atayacak. Milletvekili sayısı olarak bakın, dünyada milletvekilleri sayısı azalırken bizde artacak. Cumhurbaşkanının kaç tane daha bakan atayacağı, kaç tane daha kadrolar oluşturucağı belli değil. Bakanlık sayısı da artabilir. Akşam yatıp sabah kalktığında 20 tane daha bakanlık oluşturabilir. Siyaset açısından hiçbir bilgisi olmayan kişilere dahi artık bakan olma veya atanma imkanı geliyor. Gensoru hakkı halka veriliyormuş. Millet her gün mü gensoru verecek. Bizler bu yanlışı 5 yıl bekleyecek miyiz? 5 yıl sonra Türkiye’de neler olur, neler biter. 5 yıl çok uzun bir süredir. Siyasi parti oylaması kesinlikle değil. Biz 1982 anayasası kesinlikle değişmeli diyoruz. Ancak idari yönüyle değil, toplum ihtiyaçlarına göre tekrardan gözden geçirilmeli. Biz yönetim biçimi değişeceği için hayır diyoruz.”
HAYIR ÇIKMASI DURUMUNDA SEÇİME GİDECEKLERİNİ DÜŞÜNMÜYORUM
Hayır çıkması durumunda vatandaşın anayasa değişikliğine karşı olduğunu ve hemen seçime gidilmeyeceğini tahmin eden Topal şunları kaydetti: “Hayır çıkması durumunda ben erken seçimi öngörmüyorum. 2019 yılı beklenir. Zaten çoğunluk şu anda onlarda. Vatandaş evet dememişse neden hemen seçime gitsin, bu sadece vatandaşın anayasa değişliğine karşı olduğunu gösterir. Evet çıkması durumunda ise biran önce seçime gidileceğini düşünüyorum. Anormal bir durum olmazsa evet çıkması halinde seçime gidilir, hayır çıkması durumunda seçime gideceklerini öngörmüyorum. Hayır çıkması iktidar partisine olan güveni sarsmaz. Siyasi partilerde de çok köklü değişiklerin olacağını düşünmüyorum. Dünyadaki duruma baktığımızda partiler sağ ve sol olarak ayrımcılığa gitmiyor. Türkiye’de kimin kiminle işbirliği yapacağı belli değil. Türkiye’de iki parti olasılığı bence zayıf. İki parti olarak sağ ve sol olarak birleşmelerini imkansız görüyorum. Bu sistemin adı başkanlıkta değil. Bize has demekle de olmaz. Bunun adı gönlüne göre rejim yaratmaktır. Meclisi direkt olarak feshetme imkanı var. Herhangi bir yolsuzluk durumunda da meclisle birlikte kendini fesederek olayın kapanma olasılığı da var. Gensoru verildiği anda meclisi fesetme hakkı var. Denetimsiz bir sistem bu. Tahmin olarak bu anketlere de güvenemiyorum. Çünkü bir parti oylaması değil. Evet veya hayır diyecek vatandaşları da terör örgütleriyle aynı yere koymak hele hele yöneticilerin böyle ithamları bence çok ayıp. Bunu söyleyenler demokrasiye inanmıyordur.”
16 NİSAN ÜLKEMİZE HAYIRLI OLSUN
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Keşan’a gelmesini olumlu bulan Topal, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Sayın Metin Feyzioğlu gibi tüm sivil toplum örgütleri de düşüncelerini söyleyebilir. Çünkü bu sadece partilerin işi değil. Feyzioğlu’nun referandum sonucunda nelerin getirilip, nelerin götürüleceğini söylemesi ve anlatması gibi kamu görevleri vardır. Feyzioğlu gibi herkes düşüncesini söyleyebilir. Türkiye’nin geleceği için söyleyeceklerse söylemelidirler. Metin Feyzioğlu geçmişiyle CHP’ye aşina olan bir kişi. Kendisinin ben şahsen siyasete girmesini istiyorum. Hayırda hayır vardır. 16 Nisan ülkemize hayırlı olsun.”