Eğitim İş (Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası), dün bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleşirdi.

Bu amaçla Keşan’da da bir etkinlik yapıldı.

Saat 13.00 sıralarındaCumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önüne gelen Eğitim İş üyeleri, burada bir basın açıklaması yaptı.

YAZLA: İŞ GÜVENCESİ ORTADAN KALKACAK

Kortejin Anıt’ta yerini almasının ardından, Eğitim İş Sendikası Keşan Temsilcisi Erol Yazla, yapığı konuşmada iş güvencesinin ortadan kaldırılacağını belirterek şunları söyledi: 

“AKP Hükümeti tarafından 15 Mayıs 2013 tarihinde TBMM’ye sunulan Torba Yasa tasarısına göre 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda devlet memurlarının iş güvencesini ortadan kaldıracak önemli değişiklikler ön görülmektedir. Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in 27 Mayıs 2013 tarihli Genişletilmiş Başkanlar Kurulu kararı uyarınca sendikamız, eğitim işkolunda örgütlü bir sendika olmanın sorumluluğu gereği üretimden gelen gücümüzü kullanarak dün 1 günlük iş bırakma kararı almıştır.”

“İTAATKAR MEMUR YARATILMAK İSTENİYOR”

AKP’nin, kamu çalışanlarının önce iş güvencesini ortadan kaldırıp biat eden, itaatkâr memur yaratmayı ardından da başta eğitim ve sağlık olmak üzere tüm kamu hizmetlerini yerellere devredip özelleştirmeyi amaçladığını iddia eden Yazla, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu nedenle de 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki değişikliği öngören yasa tasarısını Meclis’e sunarak torba yasalar marifetiyle birçok düzenlemeyi halkın gözünden kaçırıp emekçileri torbanın içinde mahkûm etmeye çalışmaktadır. Yani 5 veriyormuş gibi gösterip 10 götürmektedir.

İktidara geldiği günden bu yana emekçilerin işine ve aşına göz diken siyasal iktidarın, özelleştirmenin önünde en büyük engel olan iş güvencemize saldırmasına izin vermeyeceğiz. Geleceğimize güvenle bakabilmek için iş güvencemize sahip çıkacağız. İş güvencemizin ortadan kaldırılması demek, başta örgütlenme özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerimizin elimizden alınması demektir. İş güvencesinin ortadan kaldırılması 2,5 milyondan fazla kamu çalışanının rotasyona tabi olması, göçebe hayatına mahkûm edilmesi demektir. Esnek ve kuralsız çalışma demektir. Performansa dayalı, verilenle yetin mantığı ile ücrete mahkum olmak demektir.”

“İŞTEN ÇIKARILMALAR KOLAYLAŞACAK”

Yeni düzenleme ile kamu görevlilerinin işten çıkarılmasının kolaylaştırılacağını, kamuda kadrolu çalışan kalmayacağını da kaydeden Erol Yazla, şunları söyledi: “Büyük bir çoğunluğu sözleşmeli hale getirilip inisiyatifin ve ücret belirlemenin amirlerin elinde olacağı yıllık sözleşmeler imzalanacaktır.

4+4+4 eğitim yasasının uygulamaya girmesiyle, norm fazlası durumuna düşen eğitim çalışanlarımız; getirilmek istenen yeni düzenleme uygulamada olsaydı bu gün işsiz olacaklardı.

Ayrıca Kamu Emekçilerinin iş güvencesini yok etmeye yönelik bu çalışmalar açıkça gerçekleştirilirken fasulye gibi iktidar sırığına sarılıp yükselen yandaş konfederasyonun genel başkandan gelen açıklaması ile bu konfederasyon sarı sendika tarihindeki yerini almıştır. AKP, bir taraftan emekçileri işsizliğe ve yoksulluğa mahkum ederken bir taraftan da halkın özgürlük ve demokrasi taleplerine tahammül edememektedir.”

“POLİS, HALKIN CAN VE MAL GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDER DURUMA GELDİ”

Gezi Parkı direnişi ile başlayan direnişin bugün yurdun her karış toprağında milyonlarca yurttaşın “Artık yeter!” haykırışları ile adeta isyana dönüştüğünün alını çizen Yazla, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Son bir haftadır yaşananlar ülkemizin polis devletine dönüştürüldüğünün açık göstergesidir. Halkın can ve mal güvenliğini sağlamakla mükellef olan polis, bugün halkın can ve mal güvenliğini tehdit eder boyuta gelmiştir. Demokratik ve meşru haklarını kullanarak direnen yurttaşlarımızla omuz omuza olduğumuzu ilan ederken, yurttaşlarımıza uygulanan faşizan baskıları şiddetle kınıyoruz.

Eğitim-İş olarak siyasal iktidarın aşımızı ve işimizi elimizden almasına, ülkeyi emperyalizme talan ettirme politikalarına ve bu politikalarını uygulamak için halkımız üzerinde estirilen teröre asla boyun eğmeyeceğiz.”