HÜSEYİN ÜNSAL YÜCEL

Kurultay, saat 13.00’te, Keşan Şoförler ve Otomobilciler Odası Derviş Günday Toplantı Salonu’nda başladı. Açılış konuşmasını yapan Vatan Partisi Keşan İlçe Başkanı Çetin Alabak, tüm katılımcılara ‘hoş geldiniz’ diyerek, “Türkiye’nin önündeki sorunları çözmeye, çözüm üretmeye, üreticiyi baş tacı yapmaya, köylüyü milletin efendisi yapmaya var mısınız? Partimizin üretim devrimi programını sizlere ulaştırmak için buluştuk. Bu adım Türkiye’nin çıkış yoludur. Gelen herkese çok teşekkür ediyor, kurultayımıza başarılar diliyorum” dedi.

MİLLİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ KORUYABİLMENİN TEMELİNDE ÜRETİM VARDIR

Vatan Partisi Edirne İl Başkanı Hasan Ateş ise ülkenin ihtiyacı ve tarihin dayatmasının üretim devrimi olduğunu ifade ederek, “Bütün üretim alanlarında (sanayi, tanm, hayvancılık, besicilik, balıkçılık, avcılık, madencilik, kömür, değerli metaller, ilaç, enerji, teknoloji, bilişim, bilim, sanat) bağımsız olmak ve dışa bağımlılığı yok etmek için üretim odaklı planlı kalkınma şarttır. Üretim devrimini özetlemek gerekirse, plan, tasarruf, yatırım, istihdam, üretim ve adil paylaşımdır. Yaşadığımız gıda ve enerji krizi ancak bu şekilde çözülür ve fırsata çevrilir. Türkiye Cumhuriyet döneminin başından beri üretim alanında uygulama deneyimlerine sahiptir ve ülkemiz üretim koşullarına son derece uygundur. Önemli olan yeniden tarlalara bereket, çarşılara şenlik getirmektir. Bunu da sağlamak mevcut sistemle mümkün değildir. Serbest piyasa terk edilecek, teknoloji ile planlı ekonomiye geçilecektir. Devlet işin başına geçecek ve halkımız özel şirketlerin insafına bırakılmayacaktır. Sadece günü kurtaran projelerle değil geleceğimizi ilmek ilmek örerek sıkıntıları halkımızla beraber omuzlayacağız. Milli bütünlüğümüzü koruyabilmenin de temelinde üretim vardır. Dünya Asya Çağına girerken ülkemizin yeri de batı da değil üretim merkezi olan Asya'dadır. Türkiye Üreten dünyanın en önemli üretici gücü olma potansiyeli olan bir ülkedir. Bunu sağlamak için üreticilerin iktidarı şarttır. Ayağı halıya basanlar değil, toprağa basanlar iktidar olacaktır. Bağımsız bir Türkiye'nin başaramayacağı hiçbir şey yoktur” diye konuştu.

Daha sonra ise kurultaya geçildi.

ARTIK BORÇLANARAK SICAK PARAYLA TÜRKİYE EKONOMİSİNİN DÖNMEYECEĞİ ORTADA

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Utku Reyhan, Türkiye’de 110’uncu üretim kurultayını gerçekleştirdiklerini belirterek, “Türkiye’nin en doğusundan en batısına kadar dolaşıyor ve dinliyoruz. Her bölgenin kendi sorununu dinleyerek anlamaya ve kendi programımızı da geliştirmeye çalışıyoruz. Aslında bütün Türkiye’de bir yakarış oldu. İçinde yaşıyoruz. ‘Böyle gitmez’ lafı çok canlı bir şekilde bütün Türkiye’de yankılanıyor. Fındığı üretende, çayı üretende, ayçiçeği üretende aynı dertten muzdarip. Sanayicide aynı dertten muzdarip, tüketicide, memurda, işçide. Bu aslında Türkiye’nin 1980’de girdiği neo liberal ekonominin artık bir yere dayandığını gösteriyor. Artık borçlanarak sıcak parayla Türkiye ekonomisinin dönmeyeceği ortada. O yüzden biz zaten bir pansumanla değil de, bir ameliyatla Türkiye’nin sorunlarının çözülebileceğini düşünüyoruz. O yüzden programımızın ismini de üretim devrimi koyduk. Devrim eskiyi yıkmak ama kör bir yıkıcılıkta değil, yenisini yapmak anlamına geliyor. Dünyada bunun örnekleri var. Çin gibi Rusya gibi devlet ağırlıklı, devletin özel sektörle beraber yaptığı planlı kaynakların yatırıma yönlendirildiği, borca ya da faize değil yatırıma yönlendirildiği, dolayısıyla istihdamın arttırıldığı ve Türkiye’nin bütün altın üretim kapasitesinin harekete geçirildiği bir düzenlemeden söz ediyoruz. Bu da tabi dövizin kontrol altına alınması, piyasada belirlenen döviz fiyatları yerine devletin kontrolü altında bunların belirlenmesi, merkez bankasının bağımsızlık hurafesine son vermek, Türkiye’nin para politikasını Türkiye’yi yönetenler tarafından belirlendiği, para giriş çıkışının kontrol altına alındığı dolayısıyla her türlü manipülasyonun önüne geçildiği, bugünkü kontrolsüz serbest piyasa rejiminin terk edildiği ekonomik bir model. Türkiye’nin üretimini şahlandıracak model bu. Türkiye’nin mevcut dış politikasını da gözden geçirmesini gerektiren bir model. Bugünkü gibi NATO’ya ve AB’ye endeksli bir dış politika yerine dünyanın yükselen ve kaynaklarında yığıldığı, dünyanın yükselen coğrafyasına Asya’ya yönümüzü dönmek. Çin, Rusya, Hindistan gibi yerlere yönelmek. Yatırım amaçlı, üretim amaçlı istihdam yaratacak kaynakları bu tarafa çekmek. Biz ekonomiyi bir ekonomik problem olarak değil, dış politikadan eğitime kadar toplam bir sorunun parçası olarak görüyoruz. Türkiye’nin neo liberal dönemden çıkıp tekrar Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gibi planlı, plancı, devletçi, kamucu bir ekonomik modele geçmesi gerektiğini söylüyoruz” ifadelerini kullandı.

Kurultay, üzüm üreticisi Şükrü Özer'in konuşmasıyla son buldu.