Temmuz ayı geldi, enflasyon verileri açıklandı, zamlar yapıldı. Ancak zamların kime ve kimin ne kadar pay aldığı, büyük bir sorunun cevabını ortaya koydu

Temmuz ayı geldi, enflasyon verileri açıklandı, zamlar yapıldı. Ancak zamların kime yapıldığı, kimin ne kadar pay aldığı ve kimin yine unutulduğu büyük bir sorunun cevabını ortaya koydu: Bu ülkede adalet, emekliyle memur arasında değil; makam odasıyla mutfak arasında kayboldu.

TÜİK’in açıkladığı son 6 aylık enflasyon oranı yüzde 16,67. Bu veriye göre memur ve memur emeklilerine yüzde 15,57, işçi, esnaf ve çiftçi emeklilerine yüzde 16,67 zam yapıldı. Asgari ücretliye ise sıfır zam. Yani enflasyonun en çok ezdiği kesimlerden biri olan asgari ücretli, bu tabloda tamamen dışlandı.

BİR YANDA 411 BİN TL, DİĞER YANDA 16 BİN TL

Rakamlar utandırıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maaşı 55 bin 479 TL zamla 252.227 TL’ye yükseldi. Emekli vekil aylığı 149.121 TL oldu. Böylece Erdoğan’ın toplam aylık geliri 411.800 TL’ye çıktı. Bakan maaşları 235.527 TL, milletvekili maaşları 229.676 TL’ye yükseldi. Emekli vekillerin maaşı da 149 bin TL’ye ulaştı. Görevdeki bir vekil ile emekli vekilin toplam aylık geliri 379 bin TL.

Peki ya en düşük emekli? 14.469 TL olan maaşı yalnızca 2.412 TL artışla 16.881 TL’ye yükseldi. Aradaki fark yalnızca gelir farkı değil, yaşam standardı, umut, güvenlik, sağlık, barınma farkıdır. Aradaki fark aslında bir hayat farkıdır.

ASGARİ ÜCRETLİYE YAPILAN “SIFIR” ZAM, BİR TERCİH DEĞİL MİDİR?

İşin daha da trajik kısmı, asgari ücretlinin bu tabloda adının dahi geçmemesi. Gıda fiyatlarının her ay katlandığı, kiraların büyükşehirlerde asgari ücretin iki katına çıktığı bir ortamda, geçim derdiyle boğuşan milyonlar yok sayıldı. Üstelik seçim yılı değilken bu cesareti gösterebilmek, siyasi tercihin sınıfsal izdüşümünü de açıkça gösteriyor.

BU SADECE EKONOMİ DEĞİL, AYNI ZAMANDA BİR VİCDAN MESELESİ

Ekonomik göstergelerle, oranlarla, yüzdelerle anlatılan bu zamlar bir başka gerçeği saklıyor: Bu ülkede “aynı enflasyon” herkes için aynı yaşanmıyor. Çünkü aynı markete giren biri 14 bin TL maaşla, diğeri 400 bin TL maaşla çıkıyor. Fakat TÜİK verileri her ikisinin harcamasını tek torbada topluyor.

Bir ülkenin sosyal barışını sağlayan şey, sadece para değil; adalet duygusudur. Bu duygu zedelendi mi, hiçbir zam halkın gözünde devleti itibarlı kılamaz. Zira vatandaşın gözünde itibar, halktan kopmamakla, adaleti gözetmekle kazanılır.

SONUÇ OLARAK...

Yıl 2025. Türkiye'de emekliler hâlâ açlık sınırının altında yaşıyor, asgari ücretliler yaşam savaşı veriyor. Ama birileri bu ülkenin sırtından ayda 300-400 bin TL kazanmaya devam ediyor. Şimdi bir soru soralım: Gerçek zam kime yapıldı?

Adalet arıyorsak, önce bu soruya dürüstçe cevap vermemiz gerek.