HABER MERKEZİ

Kış mevsiminde yeterli ve dengeli beslenmenin sağlık açısından önem taşıdığını söyleyen Kurt“Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte beslenme şeklinde değişikliler olmakta, genellikle yağlı ve şekerli besinlere eğilim artmaktadır. Kış aylarında kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmekte, fiziksel aktivite yoğunluğunda azalma olmaktadır. Kış mevsiminde fiziksel aktivitenin az olması, gecelerin uzaması nedeni ile televizyon başında fazla zaman geçirilmesi ve besinlerin atıştırılması gibi nedenlerden dolayı vücut ağırlığında istenmeyen yönde değişiklikler olabilmektedir. Genellikle yaz aylarında dikkat edilmeye başlanan kilo kontrolü, kış aylarında yerini ihmalkârlığa bırakır. Birçok insan, kalın giysiler içerisinde kilolarını daha rahat saklayabileceklerini düşünerek, sağlıklı beslenme alışkanlıklarından uzaklaşırlar.” dedi.

“BESLENMENİZDE DOĞRU YAĞA, DOĞRU MİKTARDA MUTLAKA YER VERİN!”

Beslenmede yağ tüketimine son vermenin doğru olmadığını ifade eden Murat Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü: “Oysaki A,D,E,K vitaminleri yağda eriyen vitaminlerdir ve yağı tüketmemek demek bu vitaminlerinde kullanılabilirliğini azaltmak demektir. Yağ  kilo denetiminde de önemlidir, Doğru miktarda kullanımıyla acıkma hissinizi azaltıp daha tok kalmanızı sağlayacaktır. Beslenmede kullanılan yağ turu bağışıklık sisteminin güçlenmesi içinde büyük önem taşır. Balık, balık yağı, fındık omega 3 yağ asitlerinden zengin olup, zeytinyağı, fındık yağı gibi sızı yağlan omega 9,mısırözü, ayçicek yağıda omega 6’dan zengindir.

"SU TÜKETİMİNE ÖNEM VERİN"

Mevsimsel geçiş döneminde de günde 2-2.5 litre su tüketilmesinin çok önemlidir. Sonbahar döneminde ve kışa girerken terleme nispeten azaldığı için direkt olarak bu durumdan sıvı alımı da etkilenmekte ve bu durum uzun vadede; halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı gibi sorunlara yol açmaktadır. Benzer bir etki de kış aylarından ilkbahara geçişte sıvı kaybının artmasına paralel olarak, kayıpların karşılanamaması ile birlikte ortaya çıkar. Her iki durumda da 'bahar yorgunluğu' şeklinde yorumlanan bu sürecin, vücuttaki sıvı dengesi ile yakından ilişkisi bulunmaktadır. Bu iki mevsimsel geçiş döneminde de günde 2-2,5 litre su tüketilmesi çok önemlidir.”

“BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ GÜÇLENDİRİN!”

Mevsim geçişlerinde metabolizma hızının değişmesi, bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riskinin arttığını vurgulayan Kurt, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bağışıklık sistemimizi güçlendirerek hastalıklara karşı daha dirençli olmanızı sağlayan aynı zamanda antioksidan olarak da görev yapan A, C ve E vitaminlerinden zengin besinleri günlük beslenme programımızda bulundurmamızda fayda var. Antioksidan vitaminlerden zengin, havuç, brokoli, ıspanak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan nar, portakal, mandalina, elma, greyfurt, ananas gibi meyvelerin tüketimi önemlidir.

“KIŞIN SPOR YAPMAM’ DEMEYİN!”
Havaların soğuması hareketsiz bir yaşama davetiye çıkarıyor ve sonucunda kış aylarında alınan kilolar da kaçınılmaz oluyor. Kapalı mekan sporları kış aylarında kurtarıcımız. Günlük yaşamdaki hareketimizi artırmak da elimizde. Asansör kullanmayıp merdivenleri kullanmak, kısa mesafeli yerlere araba ile değil yürüyerek gitmekte faydalı olacaktır.

“ÖĞÜN ATLAMAYIN”

Kış aylarında genel olarak hareketsiz bir yaşam sürmemizden dolayı kilo almamız kaçınılmaz gibi düşünülüyor fakat öğünlerimizi düzenlememiz bizim için kurtarıcı olabilir. Öğün atlamak ve uzun süreli açlıkların sonrasında daha fazla yemek yeme eğilimi ortaya çıkar, bu durum da hızlı kilo almamıza sebep olur. Düzenli olarak 3 ara, 3 ana öğün şeklinde beslenirsek açlık hissetmeden düzenli ve dengeli beslenmek kurtarıcımız olabilir.”